tata
Neredesin
Evinin önünde kapıyı yumruklamaktan
Parmak boğumlarım morardıcookie
Tae
Üzgünüm
Sana söylemeyi unuttum
Arkadaşlarımlayımtata
Kimlerle?cookie
Tanımıyorsun ki onlarıtata
Tanıştırırsın
Konum at
Geliyorum.cookie
*konum****
Jungkook'un attığı konumun gösterdiği kafeye girdiğimde Jungkook'u ve yanındaki arkadaşlarını oldukça samimi bir şekilde ve gülerken gördüğümde kaşlarımı çattım çünkü yanındaki arkadaşları benim lise arkadaşlarımdı ve o bunun farkında mıydı emin değildim. Tabii yanlarındaki diğer bir kişiyi tanımıyordum.
"JK?"
Masalarına yaklaştığımda Jungkook koyu kahverengi gözlerini bana çevirdi ve onu ne kadar özlesem de bakışlarımı yumuşatmadım.
"Ah, hoşgeldin." dedi Jungkook gülümseyerek. "Bunlar dans kursundan arkadaşlarım; Jongdae, Chanyeol," diyerek saymaya devam ettiğinde onu tamamladım.
"Jongin ve Sehun."
Jungkook şaşırırken yüzü tam bir tavşana dönse de göz devirdim. Sehun kıkırdayında başına hafifçe vurdum. "Salak ne diye gülüyorsun?"
Jungkook bakışlarını ikimiz arasında gezdiriyordu, "Siz tanışıyor musunuz?"
Başımla onayladığımda büyük kulaklı arkadaşımın yanına yerleştim. "Bu salaklar benim liseden arkadaşım."
"Oh! Bana bunu neden söylemediniz?" Jungkook hepsine kızgınca bakarken benim salaklar eğleniyordu.
"Böyle daha eğlenceli oldu."
Bakışlarımı daha önce görmediğim çocukta gezdirdim. "Ama seni tanıdığımı sanmıyorum?"
Siyah saçlı zayıf çocuk gülümsedi, "Ben Jongdae, Jungkook'un eski yakın bir arkadaşıyım."
Jongin başını iki yana sallarken bana yaklaştı, "Eski sevgilisi."
Gözlerim şaşkınlıkla kocaman açılırken Jongin'in söylediğini sindirmeye çalışıyordum. Kelimeler beynimdeki yerlerini uzunca bir süre içerisinde alsa da içimdeki kızgınlık ama yerini çok daha fazla belli eden kırgınlığımla Jungkook'a döndüm.
Bakışlarındaki mahçupluğu ve üzgünlüğü gördüm ama hiçbir şey söylememesi içimdeki boşluğu büyütürken çocuklara döndüm. "Sizi özlemişim ama şu an kalkmam gerek."
Sehun'un yüzü düşmüştü. "Tae! Neden gidiyorsun?"
Gidip saçlarını karıştırdım. "Öylesine uğramıştım zaten Hun-ah. Tekrardan buluşuruz. Bu arada saçlarını indir, sana öyle daha çok yakışıyor."
Bozulduğumu belli etmemeye çalışıyordum. "Bu arada Chanyeol, Baekhyun hyung seni ne kadar özlediğinden şikayet edip duruyordu. Bir ara Daegu'ya git artık."
Chanyeol'un gözleri heyecanla parlarken, "Ah! Asıl ben özledim!" diye mırıldandı.
"O Baekhyun, o Baekhyun mu?" Jungkook'un söylediği şeyi Chanyeol onaylarken ağzımdan bir gülüş ve tıslama sesi çıktı. Takıldığı yerin Baekhyun olması gerçekten ironikti çünkü eminim ne kadar kırıldığımı görmüştü ama lanet olsun ki umursamıyordu.