"12"

8.2K 421 321
                                    

Kolu ile beni çekip, sırtımı soğuk duvara yasladı.
"Ne dersin bebeğim?"
Gözlerimi büyüterek Yoongi'ye baktım.
"Sen ciddi misin?" yüzüme daha çok yaklaşıp, kulağıma fısıldadı,
"Bugünü bekliyordum." Erkeksi sesi ile vücudumu uyuşturmuştu.
Elimi tutarak, "Hadi odamıza gidelim." dediğinde öksürüp, "Ne de olsa çok yorulacağız.. Sevgilim."

Hala daha olayın şokundaydım. Ben buna hazır değilim.
Yoongi tam kapıyı açacakken.
"Ah? Dur bunu yapmam gerek?"
Kapıyı açıp, "Neyi?" dediğimde Yoongi beni kucağına aldı ve içeri girdik. Ardından ayağı ile kapıyı sert bir şekilde kapattı. Boynundan tutunarak ilerlediğimizde kendimi tutamadım, "Yoongi ben çok korkuyorum."
dediğimde dudağıma küçük bir buse kondurup yatağa yavaş bir şekilde beni oturttu.
"Korkma Sevgilim, hiç acımayacak."

*smut yeri. Okumak istemeyen aşağıdan okumaya devam edebilir.*

Yanıma geçip ilk önce beni kucağına aldı garip hisediyordum sanırım beforesex yapacaktık. Belimden beni sımsıkı kavradıktan sonra beni kendisine çekti. Aramızda neredeyse mesafe yoktu. Boynumu koylayıp öpüyordu morluklar çıktığını hissedebiliyordum. Bir anda beni oturduğum yerden dürten- lanet olsun Yoongi'ye karşı koyamıyordum onun dudaklarını kendimden uzaklaştırdım ve üstümü çıkarttım o da,
"Hızlı başladık."
diyip kendi üstünü çıkarttı ve beni soymaya başladı. Üstümdekilerden tamamen kurtulduğunda sıra kendisindeydi. Boxerının ardındakini merak ediyordum. Kafasını göğsüme daldırıyordu. Ona karşı koyamaz bir zevkteydim. Boxerını çıkarttığı anda şaşkınlıkla ona baktığımı fark edince bana gülerek
"Merak etme o kadar yakmam canını." dedi ve yavaşça işe koyuldu. Canım acıyordu ama acı zevke dönüşüyordu. Terlerini fark ettim, anlından süzülen terlerini... O hızlanınca ben de terlemeye başladım. Terlerimiz aynı anda dökülüyordu. Yoongi'yi daha önce boyle görmemiştim. Gittikçe bağırasım geliyordu.
"Az kaldı sevgilim." ne dediğini anlamasam da bir şeyler çıkarmıştım. Yoongi'nin yavaşladığını fark ettim ve dudağımı sanki güven verircesine öpücükler ile donattı.
"Seni çok seviyorum." dedi ardından
"Ben de." diye cevapladım. Sonra o duşa gitti ben ise yorgunluktan uyuya kaldım.

—————————-

Sabah güneşin gözüme çarpmasıyla uyandım. Tam yataktan çıkma kararı almıştım ki bu düşünce üzerimde bir şey olmadığını fark edenene kadar sürdü.
İstemsizce çığlık attım, evet tüm odayı inlettim, mükemmel.

Yoongi hızlıca odaya geldiğinde yanlışlıkla yere yapıştı. Komikti.

"Ağh sırtım! Neyse.." dedi ve yerden destek alarak ayağa kalkıp, yanıma geldi.

"Bebeğim, neden bağırıyorsun?! Burası otel lütfen böyle bağırma! Ölüyordum az önce! Ne oldu?"

Yüzüne alaycı bir şekilde bakarak,
"Ne mi oldu? Dün gece? Ne oldu? Neden çıplağım ben?" diye sitme ettim.

Yataktan ayağı kalkarak "Sana kahvaltı hazırladım. Dün gece çok yorulmuş olmalısın. Kahvaltını getiriyorum."
diyerek kapıyı kapatıp çıktı.

Ne dediğini anlamamıştım.
Sonradan jeton düştü.

Ne yani ben... Oha bu olamaz! Diye bağırıp ayağı kalktım ve dolabıma giderek üzerime bir şeyler aldım. Hemen lavaboya gidip üstümü değiştirdim. Yatağa doğru yürürken, birden kasıklarım ağırmaya başladı.

"Ah!" diye bağırarak tekrar yatağın içine girdim.
O sırada da Yoongi kahvaltı tepsisiyle yanıma gelmişti.
Ne yalan söyleyeyim çok güzel gözüküyordu.

"Benim yedirmemi ister misin?" diye sordu.
Ona işkence çektirmek istiyordum ve yapacaktım da!
"Evet lütfen."
Biraz daha yanıma yaklaşıp yemeğimi yedirmeye başladı.
"Acıyor mu?" Diye sorduğunda neyi kast ettiğini anlamış değildim.
"Anlamdım?"
"Çok safsın Sevgilim, şuran işte acıyor mu? Dün gece ağlıyordun resmen"
Ağzımdaki yemeği Yoongi'nin yüzüne püskürttüm.

Ohhh iyi oldu sakat!
"Fazla acıyor"
"Peki bunu sen istedin." Diyerek beni kucağına alıp, yukarı kata götürdü.

Teras katında havuz vardı.
"Sence atmalı mıyım seni?"
"Ha-hayır, yapma! Bak eğer atarsan beni, sana Sevgilim demeyeceğim."
"Çok güzel bir tehdit ama her türlü diyeceksin bebeğim."

Son cümlesiyle havuza atmıştı beni!

"SEN BİTTİN MİN YOONGİ!" havuzun içinden bağırdım.

Daha yeni giyinmiştim!
Boğulma takliti yapıp, Yoongi'yi havuza atacaktım ve kaçacaktım. Klasik şeyler işte.

"Yo-Yoongi! Yardım et!"
Şaka yapıyordum lakin gerçekten buğuluyordum.
"Komik değil Sevgilim. Klasik şeyler değil mi? Boğulma taklidi yap adamı havuza çek?" Haykırarak söylüyordu.

Sesimi çıkarmayınca Yoongi bir şeyler demeye başladı.

Yoongi'nin ağzımdan:

Şaka falan yapıyordur diyerek es geçip terliklerimi giydim. Ama cidden ses gelmiyordu ve bu beni korkutuyordu. Bir insan bu kadar kalabilirdi ama Eun Ae çok hassas biri.

Havuzun yanına yaklaşarak baktım. Cidden çökmüştü dibe.

Hazılıca havuza atlayıp Eun Ae'yi havuzdan çıkarıp, yere bırakmıştım.
"Sevgilim uyan!"
Ses gelmemişti. Ölü gibi duruyordu.

Kalp masajını 1 dakika boyunca yapmıştım ama hiçbir şey olmamıştı. Ardından suni teneffüs yaptım.
Öksürerek kalktı.
Biraz yanından uzaklaştım. Gözümden yaş geliyordu. Resmen sevdiğim kadın gözlerimin önünde ölecekti.

Eun Ae'nin ağzından:

Öksürerek kalkmıştım az daha ölüyordum. Şaka yapıyordum oysaki.
Yavaşça yattığım yerden kalkarak, Yoongi'ye bakmıştım.

Dizlerini önüne çekip kafasını gömmüş, hıçkırarak ağlıyordu. Hızlı bir şekilde yanına geldim, diz çöküp sarılmıştım.

"Özür dilerim! Sana... lanet olsun! Ben sana neden hep zarar veriyorum!"

Dediğinde kafasını kaldırarak ona bakmıştım.
"Sen bana zarar vermiyorsun Min Yoongi! Sen benim yaralarımı sarıyorsun!

O esnada alt kattan kapı çalmıştı.
Yoongi göz yaşlarını sildi aşağıya doğru ilerledi. onu peşinden takip ettim.
Kapıyı yavaş bir şekilde açtığında,
Karşısındaki adamı görmesiyle şok olmuştu.

Yoongi derin bir şekilde yutkunup,
"SEOKJİN! Hyung?!

Zoraki evlilik |MYG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin