"13"

7.4K 381 114
                                    

Adının Seokjin olduğunu öğrendiğim genç.
"Yoongi Hyung!" diyip dona kalmıştı.
Bu adam bana çok tanıdık geliyordu ama çıkartamamıştım. Ardından Yoongi'ye "Müsaadenizle. Yoongi, Benimle bir dışarı gelebilir misin?" dedi ve dışarı çıktılar.
Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ama cidden ne konuşacaklarını çok merak ediyordum. Yoongi'nin abisi miydi? Ve neden ben bilmiyordum?

Meraktan cam kenarına geçip onları gözetledim. Bir şeyler konuşuyorlardı ama anlamış değildim.

Yoongi'nin yanındaki adam elini kaldırmıştı, koşarak yanlarına koştum.

"Hey hey! Ne yapıyorsun? Tokat mı atacaktın ha?" bağırdığımda Yoongi bana eve girmemi söylüyordu ama umursamadım.
"Sana dedim! Yoongi'ye ne hakla tokat atarsın! Seni öldürürüm! O benim kocam!"

Yoongi arada kıkırdıyordu.
"Gülme! Komik değil! Sen kimsin ya!"
"Eun Ae yeter! Gir içeri!"
Demesiyle korktum.
Yoongi evin içine kadar kendisi götürmüştü,

"Sevgilim.. sana kızdığım için çok özür diliyorum. Lütfen sen de biraz sakin olsan? Önemli bir mesele."
Dudağıma buse kondurarak yanımdan  ayrıldı.
Ben de odama çıktım.
—————
Soğuk bir duş alarak odaya geri girdim.
Yoongi'yi gördüğümde korkudan yerimden sıçramıştım resmen.

"Kalp krizine giriyorum az daha! Sen ne yapıyorsun? Bavulun ne işi var ortada?"

Yanıma gelerek anlımı öpmüştü?
"Ne oluyor Yoongi?"
"Üstünü giyin anlatacağım üşüteceksin."
"Tamam." Demiştim anlamsızca.

Dolaba yönelip üstümü aldıktan sonra giyinmeye başladım ki,
Yoongi'nin odada olduğunu fark ettim...

"Yoongi! Çık!"
"Sevgilim giyin. Hatırlatırım gördüm zaten öhğm, dün gec-" sözüyle çığlık atmıştım.

Hemen çıktı.
Ben de kıyafetlerimi giydim. Ardından da saçımı taradım.
O sıra kapı çaldı
"Hayatım, girebilir miyim?"
"Gir Yoongi."
Girip yanıma geldi.
Yatağın üzerine oturup konuşmaya başladı.

"Sevgilim.. aşkım, ne diyeceğimi, nasıl diyeceğimi bilemiyorum."
Yoongi'ye aynadan bakıyordum. Sonradan Yoongi'nin tarafına döndüm.

"Yoongi ne geveliyorsun?"
Gülümsedi.
"Bebeğim ben.. ben, Kore'ye gidiyorum."
"Ee beraber gidiyoruz desene."
O sırada da sarılmıştım. Çünkü kendi memleketimi özlemiştim. Burada da kendimi yabancı hissediyordum.

Yoongi hıçkırarak ağlamaya başladı. Oturur pozisyona geçerek Yoongi'ye baktım.

"Sevgilim, neden ağlıyorsun ki?"
İlk defa Sevgilim demiştim. Gülümsemişti.
"Hoşuna mı gitti? Bir daha mı söylesem acaba ne? Sevgilimmmmm!"
Gülüyorduk beraber
"Seni çok özleyeceğim Sevgilim ama ben gidiyorum."
"Bir dakika Ne? Ne?"
Yoongi bavulunu alarak odadan çıkıyordu.
"Yoongi! Nereye gidiyorsun! Beni bırakacak mısın? Hepsi bu kadar mıydı?"

Bavulu sertçe bırakıp bana doğru yönelip sıkıca sarıldı
"Şşşş öyle bir şey yok! Kore'ye gitmem gerek işlerim var. Geri dönünce seni alıp gideceğiz. İnan bana!"

Gözlerimden akan göz yaşlarımla dudağını uzun süre öptüm.
"Be-ben nasıl geçim sağlayacağım? İngilizce bilmiyorum biliyorsun değil Mi?"
"Biliyorum Sevgilim, yanında en yakın arkadaşım olacak. Çok iyi biri.
Adı, Jeon Jungkook. O sana iyi bakacak, Sevgilim."
Diyerek yanağımdan öpüp bavulu tekrar aldı.

Kapıya kadar geçirdim onu.
"Sevgilim, kendine iyi bak! Üşütürsen eğer Jungkook'u öldürürüm! Her gün seni arayacağım. Ve ayrıca birkaç gün sonra yeni bir eve taşınacaksın. Otel sıkıcı."
Gülerek ayrılmıştı yanımdan.

"Seni seviyorum! Min Yoongi! Kendine iyi bak!" Koridora kadar bağırmıştım.
İnsanlar tip tip bakıyordu.

Ardından odaya geçmiştim. Yoongi birkaç kıyafetini bırakıp gitmişti. Onlardan birini alarak kokluyor ve ağlıyordum.
Aklımda tek bir şey vardı,

Seokjin? O kim? Neden konuştuktan sonra Yoongi kararını değiştirip buradan gitmişti?

"SEOKJİN! KİMSİN SEN?!"

Zoraki evlilik |MYG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin