♥️|2.9|♥️

163 12 5
                                    

"Aşk'ım yine mi ya?"

Koşarak yanıma gelen kıza baktım. Kim derdi ki iki ay içinde birbirimize bu kadar bağlanacağımızı?

"Bırak onu" dediğinde yattığım yerde daha da yatıp üzerime örtüyü o çekme dese de çekiverdim.

"Bırak örtüyü dedim. Giderim bak?"

Güzel laflarına uymadığımda tehdit etmekten vazgeçmiyordu. Tehdit ediyordu çünkü ancak tehditleriyle iş yapıyordum.

"Kalktım Nil. Tamam Nil. Okey Nil" diyerek örtüyü kenara fırlattığımda ayağındaki terliği hızla bana attı. Eğildiğim için tepemden gitti terlik. Derin bir nefes alırken kendisini annemmiş gibi hissetmiştim.

"Çabuk düzelt o örtüyü. Sonra da kahvaltıya gel aşkım. Okula geç kalacağız" Önce kızgın sonra da aşkla dolu cümlelerini sıralamıştı Nil'im. Ona gülümsediğimde yanıma gelip yanağıma uzun bir öpücük bıraktı. Seviyordu beni. İliklerine kadar. Ben de onu seviyordum. Üç yıldır olduğu gibi.

O hayatıma girdiğinden beri okuldaki yaramazlıkları beraber yapardık, hiç ayrılmaz olmuştuk. Halen Dicle ile anlaşamıyorlardı. Birbirlerini ne zaman görseler kafalarını başka tarafa çeviriyorlardı. Bora ve Ege ise bizi her gördüklerinde çıldırıyorlar, yerlerinde duramayıp zıplıyorlar, yanaklarımızı mıncırıyorlardı.

Caner ve Berke ise benim mutlu olmama seviniyorlardı. Dicle ise beni mutlu görünce pek uğraşmıyordu Nil ile. Ama Nil halen Nil'di. Kızacağım bir şey yapıp da karşıma geçip sevimlice bakıyor, ardından "Özür dilerim Aşk'ım" deyip sarılıyordu. Ona aşık olmasam kızardım herhalde. Ama köpek gibi aşıktım.

Yüzümü yıkayıp üzerime siyah bir tişört ve kot pantolon giyerek saçlarımı güzel bir şekilde düzelttim. Kahverengi saçlarım sadece Nil sevince güzel geliyordu. Kahverengi gözlerim sadece Nil'e bakarken güzeldi.

Nil helal, başkaları haramdı bana. Kalbimin sultanı Nil'di. Her yer Nil'di işte.

Mutfağa gittiğimde Nil ve yandaşları kahvaltıya başlamışlardı. Kahvaltı sofrasında yok yoktu.

"Kanka gelsene ya" diyen Ege'ye baktım. Pislik ağzında lokma varken konuşuyordu. Bora da eliyle sandalyeyi gösterip duruyordu. Nil'in yanına gittiğimde sırıtarak önümdeki tabağa sucuklu yumurtadan bir parça koydu. Birkaç tane de krep koyunca yemeye koyuldum. Bu kız şimdiden böylesine hamaratsa evlenince neler neler yapardı bana. Hayali bile güzeldi gerçi. Onunla dolu olan bir gelecek her şeyden güzeldi.

"Şuna bak. Ben yemeyeyim diye neler yaptı da sakladı o krepi." Caner başını iki yana sallayıp ölümcül bir şekilde baktı Nil'e. Benim gelmemi beklemişti balım.

"Aşkın bey ne bu yüzünüzdeki yeni gelinvari gülümseme? Hayırdır yani?" Dicle'nin sırıtarak kurduğu cümle ile Nil bakışlarını ona çevirdi. "Sana ne, sana ne benimkinin gülümsemesinden" diyerek ona kızgınca baktığında "Yavaş gel Nil" dedi Berke kaşlarını kaldırıp bakarken.

"Tamam yapın kahvaltınızı hadi. Geç kalacağız" Sözümü dinleyen hepsi kahvaltılarını yapmaya başladılar.

♥️

Okula geldiğimizde Nil'i kolumun altına çektim. Yakın bir zamanda abisi gelecekti. Yurt dışında okuduğundan dolayı Nil'in doğum gününde gelecekti. Abisiyle facebook yoluyla iletişime geçmiştim. İlk başta kızmıştı bana. Ama halden anlamıştı. Hafif de sevmiş gibiydi ama anlayamamıştım.

Geleceği gün sürpriz yapacaktı Nil'e. Nil Kamil abiyi karşısında görünce çok sevinecekti. Doğum gününde geleceği için de partisinde o da olacaktı. Partiyi Dicle ile organize ediyorduk. Dicle her ne kadar Nil'i pek sevemese de onun için bir şeyler yapmak istiyordu.

"Aşkım çikolata alsan ya bana?"

Sevimli şekilde bakıyordu bir de. "Sabah sabah mı?"

Kaşlarını çattı. "Çikolata yemenin saati, zamanı mı olurmuş Aşkın?"

Kızdığı zamanlar Aşkın ya da Tufan diyordu. Mutlu olduğu zamanlar Aşk'ım diyordu. Aşk kelimesini bastıra bastıra.

"Tamam meleğim. Tamam kızma" diyerek saçları arasına bir öpücük kondurdum. Sırıtarak başını yasladı omzuma.

Beraber kantine gittiğimizde ona bir de çikolatalı süt aldım. Çikolatasıyla beraber verdiğimde sulu sulu öptü yanağımdan. Yanağımı silip "Kızım yapma demiyor muyum? Iy sulu sulu!" dediğimde sırıttı.

"Sen bu sulu sulu öpen kızı seviyorsun ama?" diyerek minik bir tebessüm sundu bana.

"Sevmek mi? Hayır sevmiyorum"
Gözleri şaşkınlıkla açıldı. Hayal kırıklığı barındırdı gözleri bir anda. "Ölüyorum ben o kıza, ölüyorum"

Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. Yanıma gelip ilk defa karşılaştığımızda olduğu gibi kafama vurdu.

"Oğlum mal mısın lan? Can çekişiyordum öküz." 

Romantik bal kızım arada eski haline dönüp soğuk bir şekilde davranıyordu. Ama genel olarak yanımda hep gülümsüyordu.

"Aşığım kız sana" dediğimde utanıp kafasını başka yana çevirdi. Çevirdiği yanağına bir öpücük kondurdum. Bana baktığında gülümsedim.

"Ben de sana aşığım kırık kanadını iyileştirdiğim kuşum."

Biz Nil ve Aşkın'dık. Biz Kanadı kırık kuş ve Aşk'a intihar eden gençlerdik.

-

Düzenlenmiştir.

Aşk [Yarı Texting] TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin