Feci şekilde Shawnfiction isteyen bir arkadaş için ;) Umarım beğenir, umarım beğenirsiniz. Vote butonuna basarsanız da çok sevinirim, daha yeniyim ve moral motivasyon lazım.
Sınıf kapısını umarsızca açtım ve içeri gelişigüzel daldım. Tahtadaki kısa boylu, kır saçlı, göbekli ve gözlüklü erkek hoca;
''Ah yeni öğrencimiz sen olmalısın. Adını bize bağışlar mısın?''
''Calanthe Martinez''
''Aramıza hoşgeldin Calanthe, şu sıraya geç.'' elindeki gözlüğüyle sırayı belli belirsiz işaret etti. Başımı sallayıp uyuşukça en arkadaki sıraya ilerledim. Tam yanına ulaştığımda tekrar hocanın sesini duydum;
''Birlikte güzel dersler işleyeceğiz.'' dedi sevimlice.
''Ah bundan eminim.'' dedim ve kafamı sıraya gömüp kapüşonumu kafama geçirdim. Bünyem gerçekten bu kadar sevecen ve yumuşak bir uslüpla konuşan öğretmenlere alışık değildi. Dünden kalma yorgunlukla gözlerim kapandı ve sınıfın uğultusuna sağırlaşmaya başladım.
Çirkin zil sesi rahatsız uykumu böldü. Kapüşonu rastgele arkaya iterek kitapları elime alıp sınıftan çıktım. Diğer dersim coğrafyaydı ve saçlarımı tuvalette düzelttikten sonra sınıfa girip rastgele bir sıraya oturdum. Dersin başlamasına daha vardı etrafta öpüşüp koklaşan çiftleri, burnunu karıştırıp sümüğünü uzatan inekleri, makyaj yapan kızları ve birbirleriyle orangutan gibi şakalaşan erkekleri izlemek için vaktim boldu.
O esnada, sırtında gitarı ve yanındaki iki çocukla gülüşen beyaz tenli kumral bir çocuk girdi içeri. Bir an için bütün zaman ve mekan kavramımı yitirdiğime yemin edebilirim. Önümdeki sıraya arkadaşı değil de o geçtiği için içimden söverken bile çarprazımda oturan mükemmelliğe bakmaya devam ediyordum. Önümdeki arkadaşına bir şey söylemek için kafasını çevirince beni gördü, bariz bir şekilde kafamı öne çevirdim ve karşımdakinin onu dikizlediğimi anlamaması için aptal olması gerekirdi ki aptal olmak için fazla mükemmeldi.
Onun yanında benimse önümde olan çocuğa kaş göz yaparak beni işaret etti ve çocuk arkasına hızla dönüp ukala bir ifadeyle beni incelemeye başladı. Her ne olursa olsun sevimli görünmeye çalışarak
''Merhaba'' dedim. Sanki çok anormal bir şey söylemişim gibi suratıma baktı ve önüne döndü. Az önce neredeyse Tanrı'yı inkar edip tapacağım çocuksa sırıtarak önüne döndü. Tamam bebek şimdi bütün itibarın gözümde kayboldu.
Ben olanlara anlam vermeye çalışırken arkamdan dürtüldüm.
''Merhaba ben Angelin. Öncelikle seni uyarmak isterim ki o çocuklardan uzak dur, hele de sen yenisin.''
Uzak durmak mı? İki dakika öncesine kadar çocuğu düzmeyi planlıyordum ve sen bana uzak durmamı söylüyorsun.
''Zaten işim olmaz ama onları bu kadar ukala yapan ne?''
''Bak şimdi önünde oturanın ismi Taylor ve söylemeliyim ki kendisi kurulu bir bomba kadar tehlikelidir, seni rezil etmekten hiç çekinmez insanı canından bezdirebilir. Çarprazındaki Shawn''
İsmin bile güzel Tanrı seni kutsasın çocuk.
''Aslında o pek diğerleri gibi değildir ama sonuçta onlarla arkadaş değil mi, ne kadar farklı olabilir ki?''
Umarım sandığından çok daha farklıdır şeker kız, çok daha.
''Shawn'ın yanında oturan taşsa Cameron.''
Yanlışın var, taş olan Cameron'ın yanında oturan.
''Okuldaki bütün kızlar altına yatmak için can atar ve o da bunu yapmaktan hiç gocunmaz inan bana.''