1.Bölüm VENÜS

31 1 0
                                    

(Medyadaki şarkıyı dinleyerek okuyabilirsiniz.)

Ben Asel. 23 yaşındayım ve bir astronotum. Annem babam ve bir ablam var.Sıkıcı bir hayata sahibim tek eğlencem uzay ve gezegenler. İşte bu yüzden aklıma dahice bir çılgınlık geldi.

Hergün çalıştığım ve deneyler yaptığım uzay laboratuvarına geldim. Tabi ki bu saatte kimse yoktu bunu fırsat bilip depoya baktım tam tahmin ettiğim gibi eski bir uzay mekiği karşımda duruyordu.

(Böyle bir şey hayal edebilirsiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Böyle bir şey hayal edebilirsiniz.)

Yıllardır kullanılmamış olmasına rağmen gayet sağlam duruyordu. Ama yinede tedbiri elden bırakmamak için kontrolleni yaptım ve uçuşa hazır hale getirdim.

Çok heyecanlıydım çünkü tek başıma ilk defa uzaya gidecektim. 3 kere gitmiştim aslında ama yanımda benden çok deneyimli 6 tane astronotla birlikte. Şimdi ise bunu tek başıma yapmak istiyordum.

Biliyorum bu bir delilikti ama yinede alıkoyamıyorum kendimi hatta döndüğümde çok büyük bir ceza alıcağıma eminim. Yine de herşeye değer diye düşünüp uzay mekiğinin kapısını açtım ve içeri girdim.

Çalıştırmak için kolu kaldırdım bu kol mekiğin orta yüzeyinde bulunan turuncu renk sıvı yakıt tankıdır. Oksijen ve hidrojen karışımı içerir ve mekiği uzaya kadar taşır.

Yükselmeye başladığımda anlamıştım başardığımı o kadar güzeldi ki uzay tarifi yoktu. Bu manzarı görünce iyi ki de yapmışım bu deliliği dedim gerçekten de değmişti.

Fakat fazla ilerleyemeden motorlardan ses gelmeye başladı ilk başlarda umursamasam da ses git gide artınca gerildiğimi hissettim. Çok derin bir bilgiye sahip değildim uzay mekiği hakkında.

İyice korkmaya başlamışken ses durmuştu ve bana da haliyle bir rahatlama çökmüştü. Fakat aşağı doğru düşmek konrolümde olan birşey değildi. Direksiyonu da yok ki döndüreyim.

Ben içimden ölmemek için dualar okurken neden bizim gibi yeni yetmeleri tek başına uzaya yollamadıklarını da anlamış oldum ama iş işten geçmişti.

Gözlerimi kapatıp sonumu beklerken aniden bir yere çakıldım ve büyük bir gürültü oluştu. Yaşıyordum ama inanamıyordum kendimi çimdikleyince inanmaya başladım yaşadığıma. Peki ama ben nerdeydim ?

Kapıyı aralayıp dışarı çıktım. Gözlerimle nerede olduğumu algılamaya çalışıyordum. Bakışlarım yere düştüğünde bal rengini gördüm. Ve o an anladım ki Dünya'nın bir nevi ikizi sayılan Venüs'e düşmüştüm.

Bir sorunum vardı çünkü burası ne bir insanın ne de bir varlığın yaşayamayacağı kadar sıcak bir gezegendi. Ben burada bir başıma ne yapacaktım ?

Tabiki de ölecektim! Bari biraz dolaşayım da ölmeden önce Venüs'ü de görmüş olayım. Kendimi avutma tarzıma bakınca gerçekten acınası halde olduğumun farkına vardım.

Dolaşırken birden iki çift gözle karşılaştım. Ama bu insan gözü gibiydi. Biraz daha dikkatli bakınca bunun bir insan olduğunu anladım. Beni görünce koşmaya başlamıştı.

Venüste hiç bir varlık yaşayamazdı peki ya bu gördüğüm kişi kimdi ?
Korkmalı mıydım yoksa yaşayabilme ihtimalime sevinmeli miydim ?

Arkadaşlar merhaba bu bizim ilk kitabımız. Bizim diyorum çünkü bu kitap iki kişi tarafından yazılıyor.Arkadaşlıktan öte kardeş gibi yaşayan iki genç kızın hayal dünyasının yansıdığı bir kitap. Okuduğunuz için teşekkürler.Hayal dünyamıza hoşgeldiniz. ❤

DÖNÜŞ YOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin