YIL : 2008
Şimdi her şeyi size özetleyeyim. Ben Natalie. Natalie Bo. 14 yaşındayım. Yarı İngiliz, yarı Brezilyalıyım. Annem İngiliz, babam Brezilyalı. 2 baş belası erkek kardeşim var. Büyük olan 11 yaşında, adı David. Küçük olan daha 3 yaşında, onunda adı Andre. Küçük olduğuna bakmayın. Ya da fazla tatlı olduğuna. Canavarın tekidir O! Fazlasıyla büyük bir evimiz var. Bu evimiz İngiltere’de. İnanır mısınız bu büyük evde, tam tamına 4 aile yaşıyoruz!
Biz, Tom Amcam ve ailesi, Marianne Halam ve ailesi, bir de bizim çok yakın aile dostumuz olan Welissa Teyzem ve ailesi yaşıyor.
Biz dışında kalan 3 ailenin sadece 1 çocukları var. Tom Amcamın Elena adlarında bir kızları var. Yaşıtız. Her şeyimdir o benim. Kuzenimdir öncelikle. Az konuşur ama çok güzeldir. Sonra halamın çocuğu Patrick var. Gözlüklü, kıvırcık saçlı ve kamerasını elinden hiç düşürmeyen bir yapısı var. O 16 yaşında. Her anımızı elindeki kamerasıyla görüntüler. Patrick’de Elena ve benim gibi yarı İngiliz, yarı Brezilyalı. Ve son olarak Welissa Teyzemler… Onlar bizim ailemiz gibidir. Çok severiz. Ve onlarında bir oğulları var, Benjamin. Çok seviyorum onu.. Aşk gibi bir şey yok ama, bilmem.. bir birimize çok yakınız işte. Benjamin’de 14 yaşında. Yani Elena ve benle yaşıt. Fakat bir ayrım var o da Benjamin tamamıyla İngiliz. Tamam bu komik oldu ama öyle. O bir İngiliz. Mesela biz yaz tatillerinde, ya da Rio zamanı, Brezilya’ya gideriz, Elena, Patrick, ben. Birde ailelerimiz. Brezilya’da evimiz var. Orada kalırız. Fakat Benjamin ve ailesi gelmez. –Biz ne kadar ısrar etsek de- Neyse. Ama ben bir gün ikna edip Benjamin'i Brezilya'ya getireceğim. Bilmem biraz utanıyorlar galiba. Çünkü o evi biz 3 aile almıştık. Böyle işte… Ailelerimiz tüm bireyleri çalıştığı için bize ve kardeşlerime Molly bakıyor. Küçüklükten beri.. Onun yeri de bizim için çok ayrı.
Nedendir bilinmez fazla komiğiz bu dördümüz. Her şeyi birlikte yapmak zorundaymışız gibi. Mesela dördümüz aynı odada kalıyoruz. Ama elbette oda bizim için yeterli büyüklükte. 2 ranza var. Altlı üstlü yatıveriyoruz işte.
Yaz tatilindeyiz şu an.
Daha başka ne anlatabilirim..? Aaa. Evet birde Brezilya var. Çok güzel bir yer. Hele İsa Heykeli.. Fazla güzel. Futbol.. Ona diyecek bir şeyim yok zaten. Annemin akrabaları var. Anneannemler. Ve son olarak da arkadaşlarımız var. Birçok arkadaş. Ama benim orada en iyi anlaştığım kişi Neymar. Benden büyük. 2 yaş. O Patrick ile yaşıt. Yani 16 yaşında. Çok iyi futbol oynuyor. Neredeyse profesyonel. 11 yaşında başladı o. Hem de Santos’da oynamaya. Ve şu anda da Santos’da oynuyor. Mükemmel oynuyor. Brezilya’da ki evimize gittiğimizde hemen onun evine koşar, kapıyı çalarım. 2 apartman yanımızda oturuyorlar. 1 tane kız kardeşi var ama ben Neymarla ilgileniyorum. Biliyorum o çok tipsiz. Zenci ve gerçekten de tipi yok. Hatta arkadan saçlarını örüyor. Evet, biliyorum. Bu yüzden Patrick ve Elena benimle dalga geçiyor. Ama onunla konuşmadıkları için bilmiyorlar onun ne kadar iyi birisi olduğunu.. Benimle futbol oynuyor. Hep gol atan ‘O’ nedense. Neyse. Benim hayatım böyle işte. İngiltere – Brezilya, Brezilya – İngiltere, gidip geliyorum…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hikayemiz (NJR)
Fanfiction''Ben buraya kadar gelebileceğimizi hiç düşünmezdim.'' Dedim, Neymar ile yıldızlara karşı çimde yatarken. ''Neden? Sen bize hiç inanmadın mı? Seni bırakmazdım.'' ''Farklısın Neymar. Benim için çok farklı. Seni sevmekten hiç vazgeçmedim. Bizi biz ya...