•2•

27 5 19
                                    

Uykumdan yine sıçrayarak uyandığımda artık dayanamadığımın farkına vardım. Odama geldiğimden beri geceleri uyuyamıyordum. Uyusam da kabus görerek tekrar uyanıyordum. Kabuslarımın baş kahramanı genelde Bora Çağlayan olduğu için daha ilgi çekici mi yoksa daha korkunç mu olduğuna karar veremedim.

Hastaneden çıktığımdan beri zorla psikolojik destek alıyordum. Zorla diyorum çünkü o saçma kadının verdiği öğütleri dinlemek istemiyordum. Ayrıca babamın isteği üzerine gitmek beni daha fazla çıldırtıyordu. Hala velim sayılıyordu. Ama onu kazadan beri hiç görmedim. Yurt dışına çıktığını biliyordum ama nereye gittiğini merak etmediğim için bilmiyordum.

Çantamı sırtıma takıp evden çıktım. Yaklaşık 20 dakika süren yolculuktan sonra nihayet gelmek zorunda olduğum yere geldim. Deniz piskoloji merkezi. İçeri oflayarak adımımı attım . Son 4 gündür olduğu gibi. Kadın beni aynı şekilde gülerek karşıladı. Ben sadece gözlerimi devirdim. Normalde kaba biri olmadığım halde bu kadın sinirlerimi bozuyordu. Bu gün canıma tak ettiği için gördüğüm kabuslardan bahsetmeye karar verdim. Madem bu kadar zahmete giriyorsun buraya gelmek için. Bir faydası dokunsun.

"Kabuslar görüyorum." Diye söze başladım. Kadın tam bir uzman edasıyla "Çok normal. Ne tür kabuslar?"
"Genelde o arabayı süren çocukla ve arabayla ilgili. Sürekli aynı kazayı geçiriyorum. Her gözlerim kapandığında aynı şey oluyor ve uykumdan sıçrayarak uyanıyorum. Eve geldiğimden beri gözüme uyku girmedi."
"Hastanedeyken böyle şeyler oluyor muydu?"
"Eve geldiğimde başladı."
"Sana çarpan çocuğu hiç gördün mü?"  Gözlerimi devirdim. Sorulardan sıkılmıştım çünkü. Direk ne yapmam gerektiğini söyleseydi ben de bu kabusları bir daha görmeseydim daha mutlu olurdum.
"Evet hastanede konuştuk."
"O çocuğu bulup onunla biraz vakit geçirmeni öneriyorum. Çocukla konuştukça daha iyiye gidebilir durumun. Onun kötü biri olmadığını, sana yardım etmek istediğini hissetmelisin. Bu sayede içinde olan korku duygusu azalacaktır."

Bu fikir hoşuma gitmedi desem yalan olur. Kadına bakmayı sürdürürken aynı zamanda düşünmeden edemedim. Ne yani çocuğa gidip ben kabus görüyorum benimle vakit geçir falan mı diyecektim? Bana gülerdi. Kafamı kaldırdığımda kadın bana bakışlarıyla baskı uyguladığını görünce kabul ettim. 1.30 saatlik seansın sonuna geldiğimizi belli etmek için saate baktığında ben de ayaklandım. Samimi olmayan cümleleriyle bana veda etti. Ben de aynı şekilde cevap verdikten sonra Eylül'e mesaj attım.

'Neredesin? Cafe's e gidiyorum. Oraya gel.'

Genelde Eylül'ün elinde sürekli telefon olduğu için mesaja anında cevap geleceğini biliyordum. O yüzden aramakla uğraşmadım.
Beklediğim gibi cevap en fazla 1 dakika sonra geldi.

'Geliyorum.'

Cafe's her zaman gittiğimiz cafelerden biriydi. Hem ismi hem dizaynı benim ilgimi çekiyordu. Garson sipariş için geldiğinde arkadaşımı beklediğimi söyleyerek onu oradan gönderdim.
Eylül'ü beklerken de boş oturmamak için telefonumu çıkararak Bora Çağlayan'ın sayfasına girdim. Biraz daha inceledim. Evet aptal gibi sürekli açıp bakmak normal değildi ama yine de içimden bakmak geliyordu. Fotoğrafa dalmış olacağım ki sandalyenin geriye çekilmesiyle kafamı kaldırdım.
Eylül telefondan baktığım fotoğrafı görünce anlamlı bir şekilde sırıtmaya başladı. Eş zamanlı olarak ben de telefonumun kilit tuşuna basarak saklamaya çalıştım. "Çok geç. Gördüm."

"Yani şimdi çocuğa mesaj atacaksın." Başımı gülümseyerek evet anlamında salladım. "Kızım ne bekliyorsun atsana. Resmen evren sizi tekrar buluşturmaya çalışıyor."
Eğer mesaj attığımda bana geri dönmezse ve görüldü atarsa gerçekten sinirlenirdim. Bunun olmaması için dua ederek tekrar instagram sayfasına girdim. Dm bölümünü açarak yazmaya başlayacaktım ki nasıl giriş yapacağımı daha düşünmediğim aklıma geldi.
"Nasıl başlasam?" Dedim. Kafamı kaldırmadan gözlerimi hafif yukarı kaldırarak. "Boracığım, sana ilk görüşte aşık oldum. Sen olmadığın zamanlarda kabuslar gör..."
"Ya bağırmasana!" Diye bağırarak sözünü kestim. Şimdi daha fazla dikkat çekmiştik. Yine de Eylül'ün saçma cümlelerinin duyulmasından daha iyidir diye düşünüp aldırmadım.
"Ya acaba ilk başta takip falan mı atsam?" Eylül gözlerini devirdi. "Çok zaman kaybı ama sen bilirsin."
İsteği attım. Hesabı gizli olmadığı için isteğimi görüp görmediğini anlayamıyordum. Ben de bildirimler bölümünden takip ettiklerimin bildirimlerine baktım. '@boraçağıran @aybikesevim 'in gönderisini beğendi.' Bu yazıyı görünce isteğimi gördüğünü ama geri takip atmadığını anladım.

UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin