⚜️️Bu bölümde L'oteLand civarında suç işlemeye devam eden seri katilin bulunan ilk kurbanının, olay gecesi yaşadıklarının bir bölümü anlatılmaktadır.
⚜️
Sürükleniyordum... Yerde kurumuş dalların arasında sürükleniyordum.
Beni ayağımdan yakalamıştı, her yer o kadar karanlıktı ki hiçbir şey göremiyordum. Onun bu kadar rahat bir şekilde önünü görmesine şaşırıyordum.
Midem bulanıyordu, deli gibi bir kusma isteği sarmıştı her yanımı. İçimdeki her şeyi kusup çıkartmak istiyordum sadece...
Kusarsam durur muydu bilmiyorum. Belki iğrenip beni orada bir yerde bırakıp kaçardı.
Bağırmaktan bir süre önce vazgeçmiştim. Çünkü kimsenin beni duymadığı o kadar belli oluyordu ki. Ya da insanlar çoktan böyle çığlıklara alışmış ve kulakları sağır olmuştu. Ağzımı kapatmaya bile üşenmemesinin nedenini başka ne açıklayabilirdi ki?
Hatta bir ara belki de bağırmamdan zevk aldığı için beni bir yerlere sürüklediğini düşünmüştüm. Sanırım susma kararını bu nedenle almıştım. Daha fazla ona bu zevki yaşatmamak için...
Gözlerim kararıyordu, hatırlamaya çalışıyordum. Her şeyi hatırlamaya çalışıyordum. Nasıl buraya gelmiştim? Neden gelmiştim? Yanımda birileri var mıydı? Varsa neredeydiler şimdi?
Kapanmak üzere olan gözlerimi aralamaya çalışıyordum, olanları görmeye ve en azından bundan sonrasını hafızama almaya çalışıyordum. Eğer kurtulursam... Kelime bir an canımı acıtmıştı ama... Eğer kurtulursam bunları hafızamdan silmeye mi çalışacaktım sonra, hiçbir fikrim yoktu.
Nasıl kurtulabilirdim? Konuşmayı denemiştim, mantıklı açıklamalar yapmaya çalışmıştım, sanki benim söylediklerimi anlamıyor gibiydi. Yabancı olmadığına emindim çünkü onunla Türkçe konuştuğumuzu hatırlıyordum.
Ah, evet... İşte şimdi bir şeyler hatırlamaya başlamıştım.
Kamerası neredeydi şimdi? Benim fotoğraflarımı çekmişti, şakalaşmıştık hatta... Şakalaşmış mıydık? Emin değilim.
Şaka yapmıyor muydu?
Şaka yaptığını mı sanmıştım acaba ben?
Gülmüştüm ama, ben gülünce O da gülmüştü. Gülmemiş miydi yoksa?
Her şey aklımın içinde birbirine giriyordu. Hangi an öncesiydi, hangisi sonrasıydı... Ne zamandır sürükleniyordum acaba?
Sırtım, yerdeki taşlara ve ağaç dallarına çarptıkça canım yanıyordu, başımın arkası sanki uyuşmuş gibi...
Arkasını dönüp bana bakıyordu arada, gözlerim açık değil miydi? Görüyordum onu karşımda, hayal miydi yoksa?
Şiddetli bir şekilde ayaklarımı yere bıraktı birden bire, ileriye doğru gidiyordu işte, işte kaçmanın tam zamanıydı.
Kıpırdayamıyordum. Ayaklarım benden bağımsız gibiydi, az önce bıraktığını hissedebiliyordum, hatta sürüklerken kavradığı ayak bileklerimdeki parmaklarını... Şimdi neden kıpırdamaz olmuşlardı?
Daha önce kaçmaya çalışmıştım. Bir kez... Yok, iki...
Ne yapacaktı bana? Yapmış mıydı istediğini yoksa, ne istemişti ki?
Benden ne istemişti?
Ağlamak istiyordum ama gözlerimden çıkan damlaların hepsi gitmiş gibiydi, bu hissizlik tam olarak ne zaman başlamıştı? Sorduğum hiçbir soruya cevap vermediği anda mı yoksa çığlıklarımla göz yaşlarımın bittiği noktada mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L'oteLand
Mystery / ThrillerL'oteLand'a Hoş Geldiniz... Burası, size çeşitli deneyimler yaşatmak için özel olarak tasarlanmış butik bir otel. Bazı mekanların kendine has sırları vardır... Buraya ait sırları, sizin keşfetmeniz gerekiyor. Bu nedenle yaşanan olayları misafirler...