11. Bölüm - Paranoyaklaşma / Eda

66 12 26
                                    

⚜️⚜️⚜️

Bu bölümde Eda'nın otele vardıktan sonra yaşadıklarını okuyacaksınız. Önceki bölümlerde Eda'nın arabasına atlayarak otelden hızla uzaklaştığını ve yolda Kerem ile karşılaşmasını okumuştuk, bu olayın öncesinde neler olduğunu burada öğreneceğiz.

⚜️⚜️⚜️


Otel yolu olduğunu tahmin ettiğim toprak yolda arabamı sürmeye devam ettikten sonra öngörülerimin yanlış olmadığını anlamıştım. Yolda boşu boşuna durup zaman kaybetmekten başka bir işe yaramamıştı bu hareketim.

Bir de şu salak fotoğrafçı çocuğun çektiği saçma sapan resimlerim vardı.

Resim değil, fotoğraf!

"Geri zekalı yaaa... Sen kimsin gelmiş benimle böyle konuşuyorsun?" diye çocuğun söyledikleri aklıma geldiği için söylenmeye başlamışken bir yandan otelin otoparkına doğru giriş yapmıştım.

Kontağı çevirip arabayı durdururken aklıma daha beter bir şey gelmişti. "Of, şimdi bu gerzek herif çektiği fotoğrafları abuk sabuk internet sitelerine falan koymasın?"

Direksiyon başında birkaç saniye kalakaldım. Derin bir nefes alıp sinirli bir şekilde geri verdim. "Of Eda yaaa! Tanımazsın etmezsin, ne diye elalemin adamına fotoğraf çektirirsinki sen? Sapık mıdır nedir? Ayy bu ne biçim bir gün yaaa, ağlıycam valla şimdi." diye mızmızlanmaya başlamıştım. Ne yapabilirdim ki? Aklıma hiçbir şey gelmiyordu.

"En iyisi Zeylibom'u arayıp ona danışayım!"

Araca bağlı olan telefonumu yerinden alıp hemen son aranan numaralardan Zeynep'i aradım.

"Aç, hadii... Aç şunu..." beklerken iyice moralim yerin dibine girmişti. "Bugün niye kimse benim telefonlarımı açmıyor yaaa!" diye söylenirken karşı taraftan Zeynep'in neşeli sesini duydum.

"Aşkım! Açtım hadi açtım, mızlama."

"Zeylibom!"

"Bebeğiiimmm..."

"Bitaneeemmm..."

"Hayatımın anlamııııı..." diye son harfi iyice uzatarak şımarıp söylemişti hemen arkasından ekledi. "Tatlişkom seninle böyle sabaha kadar aşkımızı tazelemek isterdim ama sadede gelsen de sonra yanımıza gelsen daha güzel olacak."

"Tamam tatlım, çok haklısın!" diye kestim şımarık konuşma faslını. "Ya bebeğim, ben bir halt ettim."

"Ne yaptın acaba yine merak ediyorum? Gidip Kerem'e ilan-ı aşk etmediğini varsayıyorum?"

"Yok bebikim, yapar mıyım hiç öyle bir salaklık!"

"Hah! Aferin. Peki ne yaptın canımın ca'nı?"

"Yaa az önce hani bir adam var burda demiştim hatırlıyor musun?"

"Evet aşkitoşkom, hani senden nükleer atık yanaşıyormuşçasına kaçıp gitmişti."

"Yaa benden kaçmadı bir kere."

"Neyseee... Uzatmıyorum anlat!"

"Pekii... Şimdi bu adam benim resmi mi çekti."

Aceleyle araya girmişti, bir yandan bir şeyler atıştırdığını anlamak zor değildi çünkü ağzındaki her neyse biraz önce onu püskürtmüştü. "Nee? Dur bir dakika! Şimdi senin şu gizemli adam gelip fotoğrafını mı çekti?"

L'oteLandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin