Sonunda hafta sonu geldi. Çok mutluyum çünkü graffitiye ayırabilcek zamanım var. Ne kadar SBS'ye gircek olsam da arada ders çalışmayı bırakıp , mola vermek gerekiyor. Sabah sabah kahvaltı yapmadan graffiti yapmaya başladım . Bizimkiler genellikle graffiti yapmama kızarlar onun yerine ders çalışmamı söylerler . Neyse ''Akhisar'' yazısı graffitiğimi yaptım . Çok güzel yaptığımı düşünüyordum. Sonra en iyi yorumcularımdan biri olan Okan'a fikrini sordum.
(Okan : O benim için arkadaştan öte daha çok kardeş gibidir. Bizimkiler ne zaman kavga etse bana destek olan kişi. Bilardo oynamaktan zevk aldığım biri. Hedefi Fen Lisesi.)
İyi olduğumu söyleyip , geçiştirdi. Genellikle böyle yapmazdı. Ya bi sorunu vardır , ya da keyfi yoktur. Ne olduğunu sorduğum da yine Fen Lisesine gidemezsem korkusu var dedi. Onun Fen Lisesi takıntısından nefret ettiğimi biliyodu. Notları 95 'ten aşağı olmadığı için Fen Lisesi'ni kazancağına emindim.Onu sakinleştirmeye çalıştım. Dün abimin İzmir'den geldiğine bile sevinememiştim . Onunla bişeyler yapmayı özlemiştim. Tabi her haman olduğu gibi Hatice yüzünden beni ekti.
(Hatice : Melek görünümlü şeytan , nefret ediyorum çünkü çok çocukça davranıyor , onun yaptığı hiçbirşeyi sevmiyorum , ben ne zaman abimle bişey yapmaya kalksam o konuyu değiştirip , onun istediği olur.)
Bugünü kitaplarımı toplayarak geçirdim. Hayır olamaz! Ablamın hediyesi olan 50 cmlik kalemim kırılmış.
(Seher ablam : Kuzenim , o benim dünya güzelimdir. İlk milkshake içiren , Go-Kart hastalığımı başlatan ve ablalık yapan kişi. Ben en çok vapura binmeyi severim o ne kadar sevmesede benim sevdiğim için herşeyi yapar. Onunla yeni tatlılar keşfetmeyi seviyorum...)
En çok değer verdiğim kişilerin hediyelerinin kırılmamasına özen gösteririm. Abim eve sabahın 5'inde gelmişti . Yine onla birşey yapmaya vaktim olmadı. Sabah kahvaltısına kalkmadı bile. Annemle babam kavga edince seslerinden dolayı kalktı. Alışmıştım artık bizimkilerin kavgası beni o kadar etkilemedi . Babamın bilgisayar bağımlılığı , annemin kıskançlığı ve abimin Hatice'ye olan düşkünlüğü. Evden kaçarcasına çıktım. Arada yanlız kalmayı seviyorum. En sevdiğim yerim yani sessiz ortamım olan kütüphaneye gittim. Aklıma meslek araştırdığım gün geldi. 6. Sınıfın başlarında gözlüklerimden dolayı pilot olamayacağımı öğrendiğim gün geldi. Belki de o yüzden '' Maket Uçak '' kursuna başladım. ''Başlangıç C'' ve ''Tekammül C'' sertifikaları aldım. Kursun bitmesine üzülmüştüm çünkü en iyi kafa dağıtabildiğim yerdi. Sonra yeni kafa dağıtma yöntemi olan meslek araştırmaya başladım. İlk yazar olmayı düşündüm . Yazarları araştırdığım da genellikle hobi olarak yaptıklarını öğrendim . En azından hobim belli olmuştu. Meslek araştırmaya devam ettim. Kısa bi süre ''Uzay Mühendisi '' olcam diye gezdiğimi hatırlıyorum. Uzay Mühendisi olmayı istedim çünkü başka gezegenlerde hayat olduğa inanırdım , yıldızları yani gökyüzünü izlemeyi çok severdim. Bu kadar çabuk vazgeçmemin sebebi oldu ezberlenmesi gereken kelimeler. En son ''Kaptan'' olmayı düşündüm. Abimin okuduğu bölümü okucam. Kötü anılar ve kötü hikayeler anlatılsada Kaptan'lık üzerine vazgeçmicem. Neyse kütüphanede akşamüstüne kadar oyalandım. Abimin İzmir'e dönme vakti gelmişti. Gara gittim geçirmek için Hatice'yi gördüm. ''Kimler gelmiş?'' dedi alaycı bi ses tonuyla. '' Asıl burda olmaması gereken bir kişi var'' dedim . Abimin üzüldüğü anlamıştım. Abime döndüm ''Melekler görünmez ya onun için dedim'' . Tabi teşekkür etmeye fırsat vermeden '' Unutmadan şeytanda bir melek '' dedim. Sonra abim trene bindi , ben de eve geldim . Abim İzmir de halamların yanında kalıyor. Bizimkiler hala kavgaya devam ediyorlardı o yüzden basketbol topumu alıp , okula gittim. Bazen basketbol topundan sinirimi çıkardığım olur.'' Umursamazlıkta Sınır Tanımayan Kişi '' yanımda bitti . Kendini çok artist sanıyor , elimden topu alıp, attı. Sonra topu alıp , sağ turnike atışı yaptım . Ona döndüm '' O basket öyle değil böyle atılır'' dedim . Sinir oldu ve çekip gitti. Çok sinirliyken , kendimi kaybettiğim ve çok iyi basketbol oynadığım söylenir. Bunu en çok gözlemleyen Okan , Yeliz ,Pelin , Elif , Ecem ve İlknur ... Sonra eve dönerken telefonum çaldı. Arayan Rümeysa'ydı. Onla konuşmayı özlemişim. Bizimkilerin yine tartıştığını söyledim. O da takmamam gerektiği söyledi . Sonra eve döndüm yarın ki matematik sınavına çalışmaya başladım .
Biraz hayatımın acı yanlarından bahsetmek istedim. Diğer bölüm daha eğlenceli oldu . Diğer bölüm de yayında dün için özür olarak kabul edin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi Kızın Romanı
Romanzi rosa / ChickLit10.07.2014 Tarihinde yazmaya başladım. Konu; hayatım , yaşadıklarım , arkadaşlarım...