Ben kimim?

314 21 1
                                    

Ben Victoria. Victoria Alexa Dragonov. Benim adım bu. Ama uzun zamandır bu adı kullanmadım. Babam bir kont annem ise bir baroniçeydi. Annem gençken bir baroniçe olmak için eğitilmişti ama babam anneme aşık olarak bu planları bozmuş. Babamın aşkı ilk görüşte aşktı. Babamın annemle evliliği baya ses yaratmış zamanında. ''Bir kont nasıl bir baroniçeyle evlenir?'' diye sitem etmiş babaannem. Babam yolundan vazgeçmemiş ama. Annem ile evlenmiş ve annem babamın yaşındaki erkeklerin gördüğü ve muhtemelen görebileceği en iyi, en zeki, en güzel kontese dönüşmüş. Bunları bana tanıdığım hancılar anlatı, ailemden dinlemedim yani. Bana geri dönersek, ben ailemin ikinci kızı, beşinci çocuğuyum. Babamın sekiz tane çocuğu olmuş annemden; 4 kız, 4 erkek. Nasıl eşitledikleri hakkında hiçbir fikrim yok. Babamdan yemekten sonra konu geldiğinde böyle derdi.

Ben babamın kızıyım. Ben kılıcın kızıyım. Babam soyumuzun ejderhalardan geldiği ve bizim ejderhanın torunu olduğumuz için soyadımızın Dragonov olduğunu söylerdi. Zırhında bile ejder motifleri vardı. Ama çoğu zaman ejderha motifi gözükmezdi. Çoğu zaman babam eve tüm zırh kanla kaplanmış bir şekilde gelirdi. Tabii eve gelene kadar kanlar çoktan kurudu ve pıhtılaşırdı ancak o kokusu sanki daha az önce kan dökmüş gibiydi. Ben de babam gibi olmak istiyordum. Onun gibi savaşa gitmek, onun gibi at sürmek ve onun gibi öldürmek... Ben babam olmak istiyordum.

Beni kardeşlerimden ayıran özellikti bu. Babam da bu özelliğimi küçükken fark etmiş olacak ki bana Elizabeth yani büyük kız kardeşime öğretmediği şeyleri öğretmişti. Bana at sürmeyi öğretti mesela, hançer kullanmayı ve gerektiğinde kılıç sallamayı. Bana savaşmayı öğretti babam. Ben de öğrendim.

Annem ise babamın tam tersiydi. Mükemmelliğin temsilcisiydi annem. Uzun sarı saçlarıyla dünyaları yakabilecek kadar parlaktı annem. Andrea Dragonov'du benim annem. Mükemmel kontes. Lakabına ne kadar da uygundu. Gülümsemesiyle çiçekleri açtırırdı. İnsanların kalplerinde taht kurardı o. Babamın kalbindeki saltanatı ise daimdi. Babam annemi her gördüğünde gözleri bir başka olurdu. Babam geçerken kimse onun gözlerine bakamazdı, ben hariç tabii.

Ben ailenin asisiydim. Asi kızım diye severdi babam beni. En büyük abim Victorion'a sataşmak için ''Dikkat et. Bir gün kız kardeşin Victoria topraklarını elinden almasın.'' derdi. Victorion babamın gözde oğluydu. İlk oğluydu. Gözünde bir başkaydı Victorion, biliyordum. Babamdan sonra o yönetecekti babamın topraklarını tıpkı babamın şu an dedemin topraklarını yönettiği gibi. Daha doğrusu eskiden yönettiği gibi demek daha doğru olurdu.

Victorion, sessiz biriydi. Sessiz, zeki, yeri geldiğinde acımasız, yeri geldiğinde merhametliydi. Harika bir kont olacağı belliydi yani. Adaletliydi de. Başkalarının hakkını kimseye yedirmezdi o. Bir tek bana gülümserdi ya da göz kırpardı.

Gregor yani babamın ikinci oğlu ve ikinci çocuğu olan erkek kardeşim savaşçıydı. Zekiydi zeki olmasına ama zekasını savaş taktiklerini öğrenmek ve geliştirmekte kullanırdı. Askerlerin de dediklerine bakarsak savaş alanında zalim ve güçlüydü. Babam nadiren söylese de onun da Gregor'la gurur duyduğunu biliyordum. Biliyordum işte. Onun içini okuyordum. Babamı okuyor ve öğreniyordum. Ondan çok şey öğrendim.

Elizabeth ise babamın ilk kızı ve ilk göz ağrısıydı ve de söylenenlere göre de baş ağrısı. Doğduğu günden iki gün sonra bile ağlaması durmadı diye anlatırdı annem. Babam, yeter artık susturun şunu diye bağırmış diye duymuştum bir keresinde, tabii babamın kendisine sorma şansım olmadı. Daha doğrusu yeterince cesaretim olmadı. Elizabeth, anneme çok benzerdi. O da annem gibi nazik, güzel ve iyi kalpliydi. Annemin tıpkısının aynısıydı. Saçları, gözleri, dudakları, bakışları hatta kahkahası bile aynıydı. Annem harp çalabilirdi. Keman, flüt ve daha adını bilmediğim bir sürü ensturman çalardı annem. Büyük bir zevkle dinlerdim annemi. Annem gibi Elizabeth de müzik de harikaydı ama onun en iyi ensturmanı sesiydi. O şarkı söylediğinde bülbüller susar onu dinlerdi. Arya söylerken gözleri dolardı annemin. Elizabeth de annemin gözyaşlarını görünce devam edemezdi ve anneme sarılırdı. Annesinin kızıydı anlayacağınız.

Ben VictoriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin