Merhabaa :) Bu daha ilk hikayem umarm beğenirsiniz yorumlarınızı bekliyorumm..
İyi okumalar :)
"Becky"
"Becky artık uyanmalısın yoksa atölyeni ben açmak zorunda kalacağım"
Zorla araladığım gözlerimi açtığımda sağımdaki komidinin üzerindeki saate baktım ve artık gerçekten uyanmam gerektiğini anladım. Saat nerdeyse 1'e geliyordu ama ben daha hazırlanmamıştım. Emma'nın attığı yastıkla düşüncelerimden sıyrılıp yatakta sıçramam sayesinde kendime gelebilmiştim.
"Hadi seni salak uyan artık atölyenin önünde kuyruk oluşturmak mı istiyorsun?
"Kapa çeneni Emma uyandım işte!"
"Ah peki o zaman yarım saat içinde hazırlanıp inmezsen atölyeni ben açarım ve kendi şaheserlerimi o güzel vücutlu erkeklerde sergilemeye başlarım."
"Hey! O şaheserleri yapabilecek biri varsa oda benim"
Emma odamdan kırkırdayarak inerken bende bir an önce kendimi buz gibi suya atmak için banyoya girdim. Güzel bir duştan sonra kim kendini iyi hissetmez ki.. Hemen en sevdiğim kot şortumu, üstümede Obey yazılı siyah askılı badimi giydikten sonra siyah vans'lerimide giydim. Saçlarımı şekillendirme gereği duymadan sadece tarayıp bıraktım ve hızlıca merdivenlerden indim.Tabiki her seferinde olduğu gibi Emma homurdanarak beni bekliyordu. Merdivenlerin başında beni görünce tek kelime etmeden bana ölümcül bakışlarını attı ve o an evden çıkmamız gerektiğini anlamam çokta zor olmadı.
Bu kızı gerçekten çok seviyorum. Tanışalı nerdeyse 5 sene olacak ama bizim kardeşten farkımız yok. Emma'yla tanışmamız lisede oldu. Okula benden sonra gelmişti ve geldiği gün ders programıyla savaşırken onun yardımına yetişmiştim.
Normalde sıcak kanlı bir kızım ama insanlarla tanışırken arama hep bir mesafe koyardım. Ama bunu Emma'da yapamadım. O çok güzel, alımlı ve çok cana yakın biriydi. Okulda da her zaman dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyordu.
Lise yıllarımız boyunca birbirimizden hiçbir zaman ayrılmadık ve lise bitincede bu böyle devam etti. Ayrı eve çıkmaya karar verdik sonuçta ikimizinde planları vardı ve paramızı kazanmaya başlamıştık bile. Ah tabi ya işlerimizden bahsetmemek olmaz. Ben yıllardır dövme meraklısı bir genç kız olarak her zaman kendi atölyemi açacağımı söylemiştim ve yaptımda. Emma'da çizim konusunda çok başarılıydı ve oda kendi resimlerini sergileyebileceği bir yer açtı. Tabi boş zamanlarında da modellik yapıyordu.
Bazen kendimi Emma'nın yanında çok sönük hissediyorum ama o her zaman bana "Sen mükemmelsin" diyordu. Aslında duyanlarda benim atölyemin olduğuna başta inanmıyorlardı. Çünkü hiçbir dövmeye sahip değilim ama kusursuz dövmeler yapabiliyorum ve işimi gerçekten çok seviyorum.
"Becky!"
"Tanrım Becky iyi misin yol boyunca hiç konuşmadın."
Emma'nın sözlerinden sonra düşüncelerimden sıyrıldım ve atölyeme vardığımızı o zaman anladım. Evimizle atölye arası çok uzak sayılmazdı, bu yüzden her zaman yürüyerek gidiyorduk. Zaten daha araba alamamıştık. İkimizde bunun için para biriktirmekle meşguldük.
"Ben iyiyim hiçbir şey yok sadece dalmışım."
Burayı gerçekten çok seviyordum..Daha içeriye girer girmez gelenlerin dikkatini çeken şey etrafın siyah-beyaz ikilisinden oluşması oluyordu. Siyah deri koltukları çevreleyen bembeyaz duvarlar ve koltukların tam karşısında füme taş duvara monte edilmiş televizyon.. Beyaz yuvarlak sehpa ve tabiki vazgeçilmez beyaz kokulu mumlarım.. Bu renklere gerçekten bayılıyorum.
İçeri girer girmez Emma'nın çalan telefona koşturmasını izleyerek kıkırdadım. Herhalde müşterilerden birisi randevu almak için aramıştır diye düşünürken Emma'nın attığı çığlıklar yerimden sıçradım.
"Kim ? Ne!? Tanrım.. tanrım inanamıyorum ya-yani siz şimdi buraya mı gelmek istiyorsunuz?"
"Emma iyi misin ? Müşterilerimle böyle konuşmaktan vazgeç onları korkutacaksın"
Bana susmamı işaret ederek "Ta-tamam yarın saat 2'de bekliyoruz. Kendinize iyi bakıın!" diyerek telefonu kapattığı gibi koşarak kucağıma atladı.
"Seni sapık sen ne yaptığını sanıyorsun Emma ! Hem kiminle konuşuyordun?"
"Becky, tanrım hala inanamıyorum ama yarın Zayn Malik buraya geliyor!"