İyi okumalar :)
***
Bu artık aramızda bir espri haline gelmişti. Daha 2 gün olmuştu ama aramızda paylaşabildiğimiz ve sadece bizim bildiğimiz şeyler vardı. Sadece ikimizin...
***
Ona öylece durmuş bakarken ne kadar güzel güldüğüne bir kez daha şahit oldum. Beraber paylaşabildiğimiz, beraber gülebildiğimiz konuların olması gerçekten çok güzeldi. Bakışlarımı güçlükle Zayn'den çekip Emma'ya bakmak için yerimden kalktım.
"Nereye gidiyorsun?"
"Şey.. Emma'ya bakacaktım." daha lafımı bitirir bitirmez kalkıp, "Hadi beraber bakalım." dedi. -Kendine hakim ol, kendine hakim ol- İç sesimle resmen kavga ediyordum. Aslında haklıydı, kendimi Zayn denen o yakışıklı,seksi,karizmatik,ateşli,tatlı,çekici kişiye kaptırmamam lazımdı.
Hiçbir şey demeden odaya doğru ilerlemeye başladım. Emma'nın içinden bana küfürler savurduğuna adım gibi emindim. Ama bu onun iyiliği içindi. Harry'yi çok seviyordu ve onu etkilemesi için ona bir şans verdim. O küçük sapık sonradan bana dua edecek, haberi yok.
İçeri girdiğimizde Emma'nın dövmeye daha başlamadığını gördüm. Çok heyecanlı olduğunu belli etmesede ben onu çok iyi tanıyordum. Bana yalvaran gözlerle baktığında yanına gittim, kulağına fısıltıyla "Tatlım, sen bu işi mükemmel yapıyorsun, heyecanlanacak bir şey yok. Cazibenle dövme sanatını kullan gerisi avcunun içinde." göz kırparak gülümsedim. Bana karşılık vererek derin bir nefes aldı. Bu sırada Harry'yi hiç fark etmemiştim bile. Elinde 2 içecekle gelip sandalyeye oturdu.
"Şey.. ilk önce bir şeyler içeriz diye düşünmüştüm." dediğinde biraz utandığını fark ettim. Bir dakika, Harry Emma'dan utanmış mıydı? Emma'nın hafif kıkırdadığını duydum. Zayn'e baktığımda oda gülümseyerek kafasını sallıyordu.
"Dostum, burada 4 kişiyiz ve bizi unuttun sanırım." Zayn'in sözünden sonra Harry koşarak mutfağa geri gitti ve 2 içecek daha getirdi.
"Zayn, sen bu güzel bayanı öğle yemeğine çıkarırsın sanmıştım, ama gerçekten odunsun."
Harry'nin dediğine gülerek karşılık vermişti. Ağzından bir şeyler gevelediğini gördüm ama hiçbir şey anlamamıştım. İçimden dudak okuyamadığım için kendime kafa atasım gelmişti.
"Sorun değil Harry, burada kalıp biricik arkadaşımın sanat eserini seyretmekte harika olacak emin ol." Emma'ya bakarak ona güven vermeye çalıştım. İşe yaradıda. Bana en içten gülümsemesini göndererek sessizce "Teşekkür ederim tatlım sen olmasan başaramam." dedi.
***
Emma dövmeye başlayacağı için Zayn'le beraber kapının yanındaki iki kişilik kanepeye oturduk. Aramızdaki mesafe çok azdı. Telefonumdan gelen birkaç e-mail'e baktıktan sonra kafamı kaldıracaktım ki Zayn'in kafasına t-şört gelmesiyle yerimden sıçradım. Bu Harry'nin t-.şörtüydü.
Kafamı çevirip Harry'ye baktığımda fiziğinin gerçekten çok iyi olduğunu gördüm. O vücut hatları.. kasları.. Emma bu çocuğu beğenmekten haksız değildi. Emma demişken.. onu soracak olursanız ağzından salyalar akıtarak Harry'nin her zerresini inceliyordu. Çocuğa gözleriyle tecavüz etmişti.
Emma'yı böyle görünce acaba bende dün Zayn'e böyle mi bakıyordum diye düşündüm. Zayn'e baktığımda onunda bana baktığını gördüm ve gözlerinde bu sefer farklı bir şey vardı.. Harry'ye baktığım için beni kıskanmış olamazdı değil mi ?
Hemen gözlerimi kaçırıp telefonumu kurcalamaya başladım. Zayn bu sırada hala bana bakıyordu, fazlasıyla rahatsız olmuştum.
"Zayn, bir sorun mu var?"
"Neden?"
"Bana öyle baktığın için sordum."
"Nasıl bakıyorum?" sırıtarak bana doğru eğildiğinde koltuğa iyice sokuldum.
"B-bilmiyorum. Bir şeyden rahatsız olmuş gibisin." homurdanarak kendini geri koltuğa yasladığında ağzında yine bir şeyler gevelediği için bende yine bir şey anlamamıştım.
Kendimi bu şoktan çıkarıp Emma'ya baktım. Sanki çok değerli bir mücevher işliyormuş gibi dövmesini yapıyordu. Harika olacağından emindim. Biraz su içmek için kalkıp mutfağa gitmeye karar verdim.
Mutfağa geçip en büyük bardaklardan aldım ve kendime soğuk su doldurdum. Buz gibi suyun içimde akışı çok iyi hissettiriyordu. Gözlerimi kapatıp mutfak tezgahının üzerine ellerimi koyup yaslandım.
Tanrım.. Bu böyle nereye kadar devam edecekti? Sonuçta her zaman aynı yere gelecek değillerdi. Emma'nın üzülmesini istemiyordum. Eğer giderler ve bir daha gelmezlerse çok üzülürdü. Keşke hep yanımızda kalsalar diye geçirdim içimden..
Gözlerimi hiç açmak istemiyordum. Sessiz bir yerde kendi halimde gözlerimi kapayarak hayaller kurmaya, düşünmeye bayılırdım. Ama yalnız bırakmamam gereken bir arkadaşım vardı ve yanlarına gitmem lazımdı.
Göz kapaklarımı araladığımda karşımda o kusursuz gözleri gördüm. Birden yerimden sıçradım ve gerilemek için çabalasamda tezgaha yaslandığım için bir yere kıpırdayamadım. Aramızda neredeyse 2 santim vardı. Ne zamandır buradaydı ve nasıl geldiğin anlamamıştım ? Korkudan nefes alış verişim düzensizleşmişti. Kesik kesik nefes alıyordum ve kalbim ağzımdan çıkacak gibi atıyordu.
"Z-zayn sen ne zaman geldin? Tanrım beni çok korkuttun." bırak nefes almayı konuşamıyordum bile. Neredeyse dudaklarımız birbirine deyecekti.
"Biraz önce geldim ve seni korkuttuğum için özür dilerim." Aklımı kaybetmek üzereyim.. Nefesi.. Çok güzel kokuyordu.
"İyi misin? Neden geldin?"
"10 dakikadır içerideydin ve benden merak ettim."
"Gördüğün gibi merak edilecek bir şey yok ben iyiyim sadece su içmek için gelmiştim." yandan sıyrılıp geçmeye çalıştığım sırada kolunu koyup yolumu kapadı.
"Benim yanımdayken başkalarına öyle bakma."
"Ne oluyor Zayn?"
"Harry'ye nasıl baktığını gördüm."
"Ah tanrım. Harry'ye karşı bir his besleme gibi bir ihtimalim bile olamaz. Baktım, çünkü kim olsa bakardı ve ben sana neden hesap veriyorum ki!? Ayrıca bu kıskançlıkta ne?" iyice yanıma sokuldu ve bu sefer dudaklarımız birbirine deyiyordu. Bu sefer gerçekten nefessiz kalmıştım.
"Ben değer verdiklerimi kıskanırım Becky." Konuşurken dudaklarından süzülen hafif esinti dudaklarıma çarptı ve ben öylece donmuş ona bakıyordum. Bir an için kokusunu dudaklarıma hapsetmek istedim.