Bu bölüm biriciğimm Gizem'e gelsiin :) Right Now ile birlikte okuyabilirsiniiz..
İyi Okumalar..
Sabah telefonumun alarm sesine yataktan sıçrayarak uyandım. Akşamki yaşadığım heyecandan olsa gerek alarmı ne zaman kurmuştum onu bile hatırlamıyordum. Saate baktığımda 9 olduğunu gördüm ve uyuşuk bir şekilde yataktan kalkarak banyoya gittim. Güzel bir duş aldıktan sonra kıyafetlerimi özenle seçtim.
Üstüme mavi, üzerinde pudra çiçek deseni olan bir büstiyerimi, altımada büstiyerin üzerindeki çiçek renkleriyle uyumlu olması için -daha rengini çözemediğim- pudra pembe tonlarındaki yüksek bel şortumu giydim. Üzerimede havanın ne durumda olacağını bilemediğim için beyaz, uzun bir hırka aldım. Son olarak bayılarak aldığım bej rengindeki topuklularımı giydim.
Sıra makyaja ve saçlarıma gelmişti. Evet, belki giyindikten sonra saç makyajla uğraşmak saçma ama bana göre kıyafet her şeyden önce gelir. Ah tahmin ediyorum ki herkes için öyledir. Sonuçta biz kadınlar ne giyeceğimizi 1 hafta öncesinden düşünen varlıklarız.
Aynamın karşısına geçip özenle makyajımı yapmaya başladım. Gözlerimin daha çok belirginleşmesi için eyeliner sürdükten sonra bolca kirpiklerime rimel sürdüm. Tabi bu sırada aklıma Zayn'in o muhteşem kirpikleri geldi. Neden bu kadar güzel olmak zorundalar? Kafamı sallayıp düşüncelerimi bir kenara bıraktıktan sonra çok azda allık sürdükten sonra saçlarıma maşayla doğal dalgalar yaptım. Aynadan son kez kendime baktım ve sırıtarak aşağıya indim.
Salona girmemle 32 diş sırıtan bir Emma'yla karşılaştım. Baştan aşağı birbirimizi süzerek aynı anda "Vay canınaa muhteşem görünüyorsun." dediğimizde gülmeye başlamıştık. Emma gerçekten çok güzel gözüküyordu.
Oda üstüne beyaz, dantelli bir büstiyer, altınada desenli yüksek bel bir etek giymişti, Giydiği bej topuklu yarım botuyla ve takılarıyla gerçekten kusursuz gözüküyordu. Anlaşılan bugün birilerinin salyası akacaktı.
"Becky, harika gözüküyorsun!"
"Teşekkür ederim küçük sapık sende muhteşemsin!"
"Bunu sakın Harry'nin yanınd da söyleyim deme seni gebertirim Becky"
"Imm.. bir düşünmem lazım." gülerek yanıma geldi ve sımsıkı bir şekilde sarıldı. Kalp atışları çok hızlıydı. Fazlasıyla heyecanlıydı. Ama bu daha hiçbir şey. Bugün Emma için bitmeyebilir.
Karnımın gurultusuyla kendime geldim ve hemen alarm seslerini durdurmam gerektiğini anlmadım.
"Emma, kahvaltı hazırlayarak bu kıyafetleri berbat etmek istemem. Bu yüzden bugün dışarıda kahvaltı yapalım"
"Kesinlikle katılıyorum bu muhteşem görüntümü bozmak istememm."
***
Evden çıkıp atölyeye çok yakın bir yerdeki küçük cafe'ye oturduk. Buraya ikimizde bayılırdık. Cafenin içi neredeyse bembeyazdı. Masa örtülerindeki pembe ve maviler beyaza ayrı bir güzellik katıyordu. Burası gerçekten insana huzur veren bir yerdi. Arka tarafında ufak bir bahçesi bile vardı. Sessiz sakin olan bu yere çok insanın gelmemesi bizimde işimize geliyordu çünkü gün içinde zaten fazlasıyla insanla muhattap oluyorduk.
İçeri girip bahçedeki masalardan birine oturduk. Gelen garsona siparişleri de verdikten sonra sabırsızlıkla kahvaltımızı beklemeye başladık. Emma'yla sohbet ederken birden susup gözlerini büyüterek bana kaş göz yapmaya başladı. Arkamı dönüp baktığımda Zayn ve Harry'nin bize doğru geldiklerini görmemle kalp atışlarımın hızlandığını hissettim. Kalbim birazdan ağzımdan çıkabilirdi.