"Yakalandın." sırıtarak başını geriye doğru yasladı, Yoongi çoktan gitmişti, Jimin de bunu biliyordu ama kendi kendine konuşmak o an için mantıklı gelmişti. "Hep buralardaydın, aynı eskisi gibi, değil mi Min Yoongi?"
Evet, evet Jimin artık onu tamamen hatırlıyordu, lisede hep uzaktan uzağa onu izleyen çocuktu gecesi. Jimin, şimdi anlıyordu.
Flashback-2012
Kafeteryada oturmuş karşısında ona gülümseyen kıza göz kırpıyordu, saniyeler geçmemişti ki çaprazındaki masadan önündeki bardağı düşürerek biri kalktı. Bu, ucube Min'di, genelde Jimin biriyle flörtleşmeye başlarsa o ortamı terk ediyordu. Afet gibi çocuktu şu Yoongi, tek sorunu fazla ruhsuz, ikramiyesini almamış bir dede gibi ortalıkta dolaşmasıydı. Bu yüzden olsa gerek Jimin ona yaklaşmayı düşünmemişti bile, ne de olsa yerinde on saniye hareketsiz duramıyordu. Son zamanlarda sürekli onu görür olmuştu etrafında, yaptığı şeyler de dedikoduları doğruluyordu. Ucube Min, okulun hiperaktif sosyal çocuğu Jimin'den hoşlanıyordu.
Eh, o yaşların verdiği avarelikten olsa gerek Jimin bunu göz ardı etti. Ne de olsa unuturdu, aptal bir lise hoşlantısı. Masadan kalkarak onun arkasından gitti, belki de iyi gününe denk gelmişti. Hızlı adımlarla Yoongi'nin önüne geçerek omuz üstünden ona baktı, biraz daha ilerledikten sonra telefonuna mesaj gelmiş gibi davrandı ve bir anda arkasını döndü. Şimdi, Yoongi'yle burun burunaydı. Siyah saçlı çocuğun kalbi ağzına geldi, delirecek gibi olmuştu o an. Aylardır izlediği çocuk hemen dibindeydi, nefesinin kesildiğini hissederken yumruklarını sıkmıştı. Jimin onda bıraktığı etkiyi umursamadan çocukça bir oyun oynuyordu, "Ah," şaşırmış gibi yaptı, "Üzgünüm, görmemiştim seni."
Eli ayağına dolaşan Yoongi sorun olmadığını mırıldandı duyulmayacak bir şekilde. Şimdi ona gülen çocuk ciddi anlamda sınırlarını zorlamıştı, Jimin son bir kez gülerek uzaklaştı ondan, bu oyundan da sıkılmıştı.Bilmiyordu ki, ilerde hatırlamayacağı bu oyun onun hayatı olacaktı.
end of the flashback
Yoongi'yi yalnız bırakan Jimin'di, o gece yalnızlığına ağladığı çocuğun sebebi ta kendisiydi. Yavaşça kumların üzerinden kalkarak elindeki sigarayı yere attı, yakmamıştı, yakmayacaktı da. Kısa sürede tekrar ara sokaklara dalmıştı, şimdi tekrar takip edildiğini hissediyordu.
Çilek ve sigara, bir de gece gibi kara.
Gözlerini kapatarak yolun ortasında durdu, o sokakta ikisi dışında kimsecikler yoktu.
Söylemek istediği, ufak tefek birkaç cümle vardı.
"O gece," diye girdi söze titreyen sesiyle, "fazlaca haksız bir geceydi. Ben seni tanımıyordum ama sen, hep oradaydın Yoongi. En başından beri seni yalnız bırakmamı sağlıyordun."
Yoongi birkaç adım yaklaştı önündekine, deşifre olmuştu.
"Yine sessiz kalacaksın, bu gece de son kez sessiz kal. Son kez konuşacağım ve gideceğim." burukça gülümsedi dolan gözlerini aralarken, dönüp ona bakmayacaktı. Bakarsa gidemezdi, bırakamazdı, "Senden nefret ediyorum, hatta bu sefer sarılmak bile istemiyorum."İlk defa bu kadar acımıştı, Yoongi onu sevdiği yıllar içerisinde ilk defa bu derece çaresiz kalmıştı. Bir şey diyecek olduysa da buna izin vermedi Jimin.
"Ama en çok da kendimden nefret ediyorum," ellerine bakarak dudaklarını birbirine bastırdı, ne diyeceğini dahi bilemiyordu fakat büyük bir sinir vardı içinde. Bir şekilde atmalıydı. "Bir daha benim yakınlarımda dahi bulunma, seni aramayacağım. Hayır, hayır ucube Min olduğun için değil, sen böyle güzel sevmişken lekelemek istemem yıllarını." kenardaki kaldırıma oturarak sustu birkaç saniye, Yoongi'den konuşmamasını istemişti ama onun sesine çok muhtaçtı şimdi. Duyduğu son cümleden sonra gitmişti. "Canım yanıyor."
"Canını yaktığım için canım yanıyor Yoongi. Gecenin de ışığa ihtiyacı vardır, değil mi? Ne olursa olsun güneş gelmeli, gecenin görevini üstlenmelidir."
Ayağa kalktı tekrar, gidecekti. Son kez onun yakınında bulunmuş ve şimdi gidecek, tamamen bitirecekti. Yıllarca mahvettiği insana, hiçbir şey olmamış gibi gülemezdi. Ona hiç yalnızlık çektirmemiş gibi sarılamazdı.
O an anladı, gece ve güneş bir arada bulunmazdı.
Aslında Tanrı, onun dileğini gerçekleştirmemişti,
onu cezalandırmıştı.
Jimin, o gece son kez takip edilmişti.
Son kez çilek ve sigara kokusunu peşinde hissetmişti.
Yoongi, son kez bilerek yalnız kalmıştı.
___________
![](https://img.wattpad.com/cover/126195315-288-k199837.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strawberries n cigarettes | yoonmin
ContoÇünkü Yoongi acıyordu. Yoongi her zerresine kadar acıyordu, her yanı ağlıyordu. Jimin onu dinlerdi, onunla ağlardı. Bilmiyordu ama hissetmişti işte,eh, gece uzundu. Yoongi'nin yalnızlığı gece kadar çoktu, Jimin'in merhameti güneş kadar güzeldi...