first time we met

295 35 9
                                    

Kapıyı kapattığında ona küfür eden insaların sesini hala duyuyordu, puşt herifler nasıl da sinirlenmişlerdi ona zevk dolu anlarını bozduğu için. Jimin bağırmayı, çığlık çığlığa konuşmayı çok severdi. Genelde insanlar ona boyundan büyük bir sesi olduğundan bahsederlerdi.

Gözlerini birkaç saniye odada gezindirdi, sadece boş ve temiz bir yatak vardı. Her gece nevresimler değiştirilirdi, onca pislik sonuçta.
Yüzünü buruşturarak yatağa oturdu, hiçbir zaman bu tarz maceralar aramamıştı. Birine dokunacaksa bunun sevdiği kişi olmasını tercih ediyordu, derin bir nefes çekti içine, garip bir şekilde oda çilek ve sigara kokuyordu. İkisini de ağzına sürmezdi, çileğe alerjisi, sigaraya nefreti vardı.

"Aman be," dedi sırıtarak, "Ne çok hanım evladıyım ben öyle?"

"Öyle misin gerçekten?"

Sırtını yatakla buluştururken duyduğu ses aniden sıçramasına, korkuyla etrafa bakınmasana sebep olmuştu. Odada kimse olmadığına emindi, sonunda deliriyordu!

"Tanrım, teşekkür ederim, işte şimdi deliliğime tapabilirim!"

Keyifle kalçasını oynattı yatakta, tüm bunların sarhoşluğun etkisiyle olduğunu biliyordu.

"Ne yazık ki delirmedin."

Tekrar aynı sesi duyduğunda bu sefer sahiden korkmuştu, olduğu yerde doğrularak bir daha odaya bakındı. Duvarın kenarında, siyahlar içinde oturan bedeni yeni fark etmişti. Evet, evet kesinlikle bu bir hayaldi. Sarhoştu sonuçta, öyleydi değil mi?
Sonunda fark edildiğini anlayan çocuk keyiflendi, odaya girdiğinden beri Jimin'i izliyordu. Fazla neşeli ve gürültülü bir çocuktu, böcek, diye düşündü o an, bir böcek gibi fazla hareket ediyor.

Jimin gözlerini birkaç defa kırpıştırmanın ardından hala kaybolmayan yabancıya iyice odaklandı, yüzünü seçebiliyordu, fazla beyazdı. Buna rağmen saçları tenine zıt bir şekilde, geceden almıştı rengini.

"Gece.. Tanrım gece!"

Şimdi anlıyordu Jimin, az önce tapılası bir gece istemişti. Ya onu hayal ediyordu ya da Tanrı'nın şanslı gününe denk gelmişti. Karşısında duran yabancı sanki yıllardır arkadaşıymış gibi rahatladı Jimin, artık bir yabancı değil; ona gönderilen, kendine ait ufak gecesiydi. Kar küresi gibi, kar her yerde var ama kar kürendeki tamamen sana ait, kimseyle paylaşmak zorunda değilsin.

"Gecem, hoş geldin!"

Anlamamıştı duvara sinmiş çocuk, o da en az Jimin kadar sarhoştu. Bir de çokça yalnızdı bu gece, genelde yalnız olurdu ama bu gece ayrı bir acıtmıştı bu his.
Tesadüf, o da bir güneş dilemişti Tanrı'dan, gecesini aydınlatacak bir güneş. Şimdi karşısında sarı saçları ve parlak gülüşüyle, ilah gibi duran çocuk vardı. Afallamış bir şekilde gülümsedi yataktakine, bu gece yalnız kalmayacağını hissetmişti.

"Hoş buldum," zihninde dolanan kelimeyle biraz daha büyüdü dudaklarındaki gülüş, "Hoş buldum, güneşim!"

strawberries n cigarettes | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin