3

51 40 3
                                    

Bedenim ağırlaşıyor yoruluyorum artık...

Nefesim yetmiyor sanki öyle bir yorgunluk merdiven çıkamıyorum eskisi gibi.

Arkadaşlar sigaradan diyor ama bilmiyorlar ki yorgunluğumun kesik kesik nefeslerimin sebebi kalbim...

Kalbim ağrıyor.
Ruhum acı çekiyor...

Yokuş yukarı yürüyorum 60 yaşındaki amcanın ciğerlerini taşıyor gibi öksüre öksüre çıkıyorum yukarıya.

Sokağın başıma vardığımda ciğerlerim iflas etmiş gibi göğüs kafesimi delercesine yoruyor bedenimi...

Evet bedenimin ağırlaştığını söylemiştim ama sanırım bana ağır gelen bedenim değilde ruhum...

Ruhum bedenime ağır geldi.
Bedenim, yaralarla dolu ruhumu taşıyamacak durumda...

"Yoruldum, patron.

Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum.

Yanımda hiç arkadaş olmamasından bıktım.

Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söyleyecek biri.

İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım.

Her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım.

Çok fazla var, sanki her an için kafama cam parçaları batıyor.

Anlıyor musun?

Karanlıktan korkuyorum patron lütfen ışığı kapatma..."

bakış açım degişmişti.
Hayata karşı, insanlara karşı ve yaşantılara...

Kendi acılarım bedenimi bu kadar yoruyorsa başkalarının yaşadıkları acıları da hissetseydim sanırım değil bedenim ruhum bile kaldıramazdı...

Kendi acılarım kendi yaralarım ve kendi kesiklerim hepsiyle yaşamaya alıştım...

Eskisi gibi acıtmıyor belki ama yoruyor beni.

Bazen kendimi arıyorum...

Cevaplar arıyorum.

Cevabı bulunamayan sorular soruyorum kendime!

Cevabi bulunamayan sorulardan biri?
İnsan kendinden ne kadar kaçabilir?

LENYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin