Kayra, işte gidiyordu.
Dikiz aynasından 'beni unutma.' dedi gözleriyle.
İstesem bile - hiç bir zaman isteyeceğimi sanmıyorum- zaten unutamazdım.
Her şey en acı haliyle ortadaydı.
Tam 28 saniye sonra araba gözden kaybolmuş, geriye benim durmak bilmeyen, bütün yüzümü yıkayan göz yaşlarım kalmıştı.
Kafamı gökyüzüne kaldırdım. 1 yıl boyunca ne zaman birbirimize ihtiyaç duysak, kendimizi sıkışmış hissetsek telefona sarılmak yerine başımızı gökyüzüne kaldırıp hala aynı dünyada ve beraber olduğumuzu hatırlayıp rahatlardık.
Mırıldandım :
'Seni çok seviyorum, pes etmeyeceğim.'
Bunu dememle anlık olarak kalbimin hızla atmaya başlaması, sonra tekrar eski ritmine geri dönmesi... Hissetmiş olabilir miydi? Kim bilir, belki.
İçeri girip kendimi kanepeye attım, henüz idrak edemediğim bir şey vardı ve bunu artık kavramalıydım.
Biz ayrılmıştık.
Nasıl da hızlı gerçekleşmişti olanlar.
Dün gece annesinin attığı bir mesaj üzerine bütün her şey bitmişti.
'... yanıma gelmezsen ve bana destek çıkmazsan seninle bütün bağımı koparıp hakkımı helal etmem.' bundan sonra telefonunu kapatmış, zaten başka bir yol bırakmamıştı.
Adile Hanım, Kayra'nın bana söylediğine göre 4 yıldır Amerika'da kanser tedavisi görüyordu ve Kayra, birlikte olduğumuz son 1 yıl boyunca onu görmeye hiç gitmemiş, görüntülü sohbetler, telefon aramaları dışında görüşmemişlerdi.
Henüz onunla tanışmamıştık ancak konuşmaları sırasında bir kaç kez adım geçmişti. Ve bu yüzden mesajda bana da yer vardı:
'bizi ayıran o kız, o kız yüzünden sen yanıma gelmiyorsun. Eğer ondan ayrılıp yanıma gelmezsen..' bu şekilde devam ediyordu.
Beni tanımayan biri tarafından iftiraya maruz kalmıştım.
Bir anlık sinirle:
'Aptal kadın! Şuna bak sen, ben mi ayırıyorum sizi!?' deyiverdim.
Kayra bir hışımla karşıla dikilip 'Ne diyorsun lan sen! Kim aptal?'
Kolumu sıkıyor, canımın acımasına sebep oluyordu.
Kendimi hızla geriye ittim.
'Bana bu şekilde dokunamazsın, haksızım muamelesi yapma bana! İlişkimizi bilmeyen biri bize ne hakla ayrılacağımızı söyler? Sen buna nasıl izin verirsin!?'
'Luna! Annem belki artık aramızda olmayacak ve sen beni 1 yıldır hiçbir şekilde gitmem gerektiği konusunda desteklemedin. Annem haklıymış.. Bana bunu sürekli diyordu!'
Söyleyecek hiçbir şey bulamıyordum.
Sabahları kahkahalarla kahvaltı hazırlamaya çalışırken, orta koltuk kavgalarını bir öpücüğümle sonlandırırken şimdi geldiğimiz nokta oğlunun sevgilisinden ayrılmasını isteyen bir anne yüzünden hiç etmediğimiz bir şekilde kavga ediyor oluşumuzdu.
'Söyleyecek hiçbir sözüm yok Kayra..'
Elleri saçlarında her bir telini koparırcasına çekiyordu.
'Biliyordum işte! Sen de farkındasın. Nasıl bir kadınla berabermişim de anlamam için annemin söylediklerini duyman gerekiyormuş.. '
Yerde oturuyordum, gözümden akan ufak yaşı silerek kafamı kaldırdım ve umutsuzca iki yana salladım.
'Söz yok..'
Önümde biraz daha durduktan sonra
'Alo.. Amerika. En erken saat? Hayır 1 kişi.'
Sessizliği bu telefon görüşmesi bozdu. Ayaklarını yere sertçe basa basa koridorun sonundaki odamıza gitti, birkaç saniye sonra çarpan dolap kapağı sesleri bütün evi inletmeye başlamıştı.
Elinde bavuluyla beraber dış kapıdan hızla çıkmış, sakince konuşma fırsatı bile tanımadan gitmişti.
Ellerimi yere vura vura yüksek sesle ağlamaya, bağırma başladım.
'Anneni görmek için benim laflarıma ihtiyacın yoktu! Neredeyse 30 yaşında birisin ve sadece 2 kelimeye aldanıp gidiyorsun! An-la-mı-yo-rum, anlamıyorum!'
Kendimi yere vurmaktan, ağlamaktan ve bağırmaktan yorgun düşmüş, sabah kapının aceleyle çalması yüzünden uyandığımda, gece uyuya kaldığımı fark etmiştim.
Hızla kalkıp kapıyı açtım.
'Kayra! Evet biliyordum. Saçma bi kavgayla gitm....'
'Luna, pasaportumu unutmuşum. Seninle böyle ayrılmak daha doğrusu ayrılmak gibi bir düşüncem yokt..Her neyse bir önemi yok bunların.'
Yanımdan geçerek ünitenin çekmecesinden pasaportunu aldı.
Tekrar çıkarken tam önümde, gözlerimin içine bakarak:
'Dediklerinin hiçbir etkisi yok ayrılmamda, annem zor bir süreç geçiriyor ve böyle mutlu olacaksa yapmak zorundayım.'
dedi ve dışarı çıktı.
O kadar hızlı yürüyordu ki koşarken anca yetişmişken arabasına bindi. Tam arkasında duruyordum.
'KAYRA!'
Gaza basıp gitmişti. Her şey bitmişti.Orta sehpanın ortasında duran peçeteye uzanıp göz yaşlarımı sildim. Yaşanılanları düşündükçe tekrar yaşıyor gibi hissediyordum.
Gözlerimi duvarlarda gezdirdim, her biri boydan boya fotoğraflarla kaplı buram buram anı kokuyordu.
Ancak şu an bakmak huzur vermiyor aksine sanki üzerime gelerek beni sıkıştırıyorlardı.Telefonumu alarak kardeşime mesaj attım:
'Fethiye'ye geri dönüyorum, yarın ararım.'İstanbul..
Kayra için geldiğim bu şehirden yine onun yüzünden gidiyordum.
Fethiye...
Onunla beraber olmama vesile olan şehire, ondan ayrı geri dönüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LUNA
Teen FictionLuna ve Kayra demek Mükemmellik ve Denge'nin zihinlerdeki anlamıydı. Luna ve Kayra demek Ruhlardaki zıtlığın, iki farklı bedenin birleşerek harmanlamasıyla oluşmuş Aşk'ın kalplerdeki anlamıydı.