FETHİYE

12 3 0
                                    

1 yıl boyunca gelmediğim bu yer...
Hala aynıydı.
Yalnız kaldığın an başka yerlerde seni her zaman bekleyen insanların olması şu an anlamamla birlikte aşırı şanslı hissetmemi sağladı.
Dış kapının önünde durarak yüzüme büyük bir gülümseme takındım. Kapıyı sessizce açıp içeri tekrar aynı sessizlikle girerek minik adımlarla dolaşmaya başladım.
Kardeşime vazgeçtiğimi ve gelmeyeceğimi söylenmiştim. Beni karşılarında görünceki suratlarını merak ediyordum.
Holden geçip merdivenin yanına geldiğimde Mısra, telefonda biriyle kavga ederek hızla aşağı iniyordu.
'Sana kaç kere dedim kullanma diye! Görüyor musun şu yaptığını?'
Arkasındaydım ama beni görmüyordu.
Ayakkabılarını giymeye çalışırken hala biriyle kavga ediyor, küfürler saydırıyordu.
'Mısra?'
Korkutmamak için sakince söylemiştim.
Arkasını dönüp
'Abla sende başlama şimdi.'
Tekrar önüne dönüp ayakkabılarına yönelmişti.
'ABLA!'
Telefonunu yere atıp hızla üstüme koştu.
'Nerden çıktın sen!?'
Sımsıkı sarılmaya başlamıştı.
'Seni çok özledim abla.'
'Ben de Mısra, ben de.'
Ayrılıp ellerinden tuttum.
'Çok güzelleşmişsin.. Kimle kavga ediyordun?'
Portmantoya attığı telefonu eline alarak kapattı.
'Biliyor musun, artık önemli değil ama ısrarla soracak olursan ilerde anlatırım. Annem arka bahçede çiçek dikmekle uğraşıyor sanırım seni görünce çıldıracak.'
Arka bahçe kapısının hemen önünde durarak annemi izlemeye başladık.
Arkası dönüktü, etrafında onlarca çiçek dikilmeyi bekliyordu.
Mısra,
'Anne!' diye bağırdı.
Annem arkasını dönmeden,
'Efendim kızım?' diye karşılık verdi.
'Anne!'
'Efendim Mısra?'
'Anne!'
Hızla ve sinirle arkasını dönüp
'Mısra sen benim sabrım... LUNA!'
Yerden kalkabilmesi biraz zaman alsa da, hemen yanımda belirivermiş, beni çok sevdiğim kollarının arasına hızla almıştı.
'Luna'm, güzel kızım benim.. Nasıl özlettin kendini.'
Ufacık bir hıçkırık kaçmıştı ağzından.
'Ahh anne, hayır yapma.'
Daha da sıkı sarılmışım.
Mısra,
'Kıskandım, beni de alın.' diyerek aramıza girip, daha da sıkı kenetlenmemizi sağladı.
'Çok özledim sizi'

***

'Öyle işte, haber alamadım o günden beri. Ama geleceğini biliyorum.'
Kahvemi yudumladım.
Annesinin durumundan, kavga edip ayrıldığımız ana kadar olan her şeyi anlatmıştım.
'Alper var arkadaşı, buraya yerleşti o. Belki konuşuyorlardır. Gidelim mi oraya?' dedi Mısra.
Evet bunu biliyordum.
İyi bir fikirdi ama ondan önce arkadaşlarımı görmek istiyordum.
'Sanırım onu yarına, bütün günüme saklayacağım.' dedim.
Annem gelip yanıma oturmuş, başımı göğsüne yaslanıştı.
'Ben de biliyorum gelecek, sakın umutsuzluğa kapılıp pes etme. İkiniz de birbirinizi çok seviyorsunuz kızım.'
'Abla odan bıraktığın dağınıklıkta, yani aynı şekilde. Sadece makyaj malzemelerin eksik olabilir nereye gittikleri konusunda ufak bir fikrim bile yok.'
Mucipçe gülümsedi.
'Feda olsun kardeşime. Sanırım uyusam iyi olur ama, akşama doğru uyanır sürpriz yaparım İskender'lere.'
'İyi uykular kızım.'
'İyi uykular abla.'
Odamdan içeri adım attığım an her şeyin gerçekten de aynı olması çok garibime gitmişti.
Sanki boşalan bir yere başkaları gelecek, eskisinden eser bırakmayarak değiştirecek gibi hissederdim.
Yanlış hissediyormuşum.
Balkonuma çıkarak manzaraya göz gezdirdim.
Ekstra hiçbir şey yoktu.
Hafifçe ileri doğru sarkarak İskender'in evine baktım.
Hayret, o da hala yerinde duruyordu.
Hayat gerçekten garipti.
Yatağımın üstündeki mavi pikemi kaldırıp içine girmiş, yalnız kaldığım zaman kendini gösteren hüznümün ve yatağımın kollarına kendini bırakmıştım.
'HOŞGELDİİİN.'
Pat!
Yataktan sıçramam, dengemi kaybedip yere düşmem, ardından toparlanıp çığlık atarak arkadaşlarıma koşmam ve hepsine aynı anda sarılmam.
2 saniye içinde gerçekleşen şeylerdi bunlar.
Kerem, Asia, Esil, İskender.
Hepsi ellerinde balon ve tatlılarla odamdaydı.
Arkada da Mısra, konfetiyi patlatıp odamı süpürmek gibi büyük bir işi başına alan kişi.
Hepsiyle tek tek kucaklaşmaya başladım.
'Kerem, yakışıklım benim..'
Kulağıma fısıldadı,
'İnan hiç haber alamadım.'
Ayrılarak gülümsedim.
'Esil, nasıl özledim nasıl!'
'Bir de bana sor.'
Deli gibi sarıldık.
'Asia, canım.'
Asia da hep aynıydı, katılığını özlem bile yok etmemiş, sadece kısaca sarılmıştı.
'İskender!'
İşte onun yeri ayrıydı, daha farklı özlemiştim.
'Güzelim.'
Aşağıya inmiş salona kurulmuştuk. Ben onlara değil onlar bana sürpriz yapmıştı ama fark eden bir şey sonuç olarak yoktu.
Annem ve Mısra ben uyandırılmadan önce onlara da olan biten her şeyi anlatmıştı.
Bu yüzden ilk günün şerefine bu konu hakkında kimse ağzını açmıyordu.
Saat 01.30 gibiydi, herkes evine dağıldı.
İskender ve bende sahile doğru yola çıktık.
Evet içimde bir hüzün vardı ama sevgilimden ayrıldım diye de kendime dünyayı zehir edecek değildim.
Ama şöyle bir gerçek de var ki, ben şu anı, arkadaşlarımı ve burayı gerçekten özlemiştim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 24, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LUNA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin