Hayatımın Başları

9 1 0
                                    

Merhaba ben bu koca ve karmaşık öykünün baş rolüyüm. Adım Melsum. Lise mezunu 18 yaşında bir ķızım. Hatta bir zamanlar bir sürü arkadaşım vardı ama o olaylardan sonra hepsi bana yaklaşmaya korkuyor. Neyse ben kendimi anlatmaya devam edeyim. Annem ve babam ayrılalı 5 yıl oluyor. Bir tane üvey annem var. Kendisini hiç sevmem, oda beni sevmez. Açıkcası filmlerde dizilerde olduğu gibi birbirimizi seveceğimiz günü beklemiyorum aksine kıyamet kopsa dahi birbirimize olan duygularımızın değişeceğini düşünmüyorum. Babam özel bir şirkette genel müdür , annem ise ev hanımıydı ancak şuan bir sürü işte eş zamanlı çalışıyor.

Çocukluğum epey güzeldi, herşey sanki bir oyundu fakat bu büyü sadece büyüyene kadar sürdü. İlkokul baya eğlenceliydi ama ortaokul kadar olamaz. O zamanlar bir sürü arkadaş edinmiştim. Onlarla hergün okulumuzun yanında olan bir kafede buluşurduk. Aslında ben o kafenin o zamanlar sihirli olduğuna inanırdım çünkü oraya gidince bütün endişeler son bulurdu. Ani bir huzur çökerdi. Günler böyle geldi geçti ve ortaokulu tamamladım. Artık liseye gelmiştim. Lisede ki ilk günüm için çok heyecanlıydım. Sabah erkenden kalkıp bütün makyaj malzemelerimi masama serdim. Saçlarımı düzleştirip, pembe Parıltılı rujumu sürüp,
evden çıktım. Okulun kapısında bir sürü veli vardı fakat ben yalnızdım. Bir anlığına gözümün dolduğunu farkettim ama hemen gözyaşlarımı silip sınıfıma adımımı attım. Sınıfta herkes birbirini ilk defa gördüğü için bi samimiyetsizlik ve sessizlik vardı ama bu fazla sürmedi. Çok tatlı yüzü olan , kızıl saçlı , uzun boylu, zayıf , yeşil gözlü bir kız bana doğru ürkek adımlarla yaklaşmaya başladı ve bana merhaba dedi. Kulağa çok hoş ve guzel gelen bir sesi vardı. Bende onun bu sözüne karşılık verdim ve arkadaş olduk. Kızın adı Suna' idi. Daha öncede bahsettigim gibi çok şirin bir kızdı ancak onda biraz kurnazlık sezmiştim. Lisedeki dört yılım
fena geçmemişti. Bu dört yıl içinde sınıftaki hatta okuldaki herkesle arkadaş olmuştum. Bu dört yılın sonunda yıl sonu balosu vakti gelmişti .Bunun için çok heyacanliydim. Bu güne tam iki aydır hazirlaniyordum. O gün erkenden kalkıp uzun bir süre hazırladım. O uzun parıltılı siyah elbiseyle tıpkı bir prensese benzemiştim. partinin olacağı yerin kapısından içeri büyük bir özgüvenle girdim. Herkes bana hayretle bakıyordu. Hatta o gün tam 5 tane çıkma teklifi reddetmiştim. Sonunda o gün bitmişti . Kelimenin tam anlamı ile topuklular yüzünden ayaklarım kopmuştu. Eve gitmek için bir taksi çağırmıştım. Taksici çok garip birisine benziyordu ancak fazla umursamamiştim. Taksici evimin yolundan başka tenha bir yola doğru direksiyonu kırdı ben tam yanlış yoldasınız diyecektim ki taksi aniden durdu ve içeri beyaz eldivenli bir el uzandı.

ÖZGÜR OLMALIYIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin