O Çocuk

450 26 1
                                    

Mantıklı düşün Ludmi! O bir yabancı,değil mi? Hemen perdeyi kapatıp koşmaya başladım. Odadan hızla dışarı fırlayıp "Baba!" diye bağırdım. Babam beni duymuş,hemen koşmuştu. "Ne bağırıyorsun?" dediğinde keşke çıkıp çocukla konuşsaydım diye düşündüm. "Balkonumda biri var." dedim kısık sesle. Babam hemen odama yönelmiş,balkon kapımı açmıştı. Ben korktuğum için arkasından gidemedim. Gerçekten korkuyordum. Ama balkondakinden değil,babamdan... Balkondaki her kimse sevimli biriydi. Ama babam için aynı şeyi söyleyemeyecektim. Babam tip konusunda Brad Pitt'e taş çıkarırdı ama onu hiç gülerken görmedim. Keşke dün Leon ve diğerleri beni bulup eve getirmeseydi...

Babam sinirle geri döndü. Bense ters bir şeyler olduğunu algılamıştım. Hemen geriye doğru bir kaç adım attım. "Balkonda kimse yok!" dedi karşımdaki adam bağırırcasına. İşte korktuğum başıma gelmişti. "Beni boşuna meşgul ediyorsun. Dikkat mi çekmeye çalışıyorsun?" dediğindeyse içimdeki korku büyümesine rağmen bu sefer daha dik durmaya karar verdim. "Hayır! Bir türlü bana vakit ayırmıyorsun! Sürekli annemi ağlatıyorsun! Canımızı yakıyorsun... Senden nefret ediyorum ve korkarım ki etrafındaki herkes böyle ve sana acıyorum anlıyor musun?!" diye bağırdığımda bana doğru hızlı bir kaç adım attı. İşte bu beni korkutmuştu.

LEON'un bakış açısı

Stüdyoya gittiğimde dün gece olanları düşünmekten hala alamamıştım kendimi. O çocuk kimdi? Ludmila'yı niye takip ediyordu? Ondan ne istiyordu?

Ludmila zor zamanlar geçiriyordu ve bu olanlardan az da olsa ben de sorumluydum. Belki de ona bir şans daha tanımalı ve farklı şekilde arkasında durmalıydım ama Vilu'yu seviyordum. Bu yüzden yapamadım. Hissettiğim suçluluk duygusu beni Ludmi'yi korumaya yönlendiriyordu. Vilu çok iyi yürekli olduğu için aramızda Ludmila'nın değiştiğine en çok o inanıyor ve ona yardım etmeme kızmıyordu.

Violetta arkamdan gelip tepeme atladığında düşüncelerimden irkildim. "Hey!" gülerek onu aşağı indirdim. "Bugün prenses nasıl bakalım?" "İyi."dedi gülümseyerek. Sonra bir anda yüzü soldu. "Ama endişeli..."dedi. Haklıydı. "Hey,hey asma suratını."dedim gülerek. "Senin neye ihtiyacın var biliyorum." dedikten sonra dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. Bu onu güldürmeye yetmişti. Tabi beni de... Biz birbirimize yetiyorduk.

Ludmila stüdyodan içeriye girdi. Sarı saçlarını salmıştı. Boynunda bir fular,gözünde bir güneş gözlüğü vardı. Pembe tişörtünün altına gri mini eteğini giymişti. Her zamanki gibi parlıyordu.

"Ludmila!" dedi Violetta. Onun yanına gittik. "Nasılsın?" dedi Vilu gülümsemeye çalışarak. "Nasıl olmamı bekliyorsun?" Ludmila onu terslemişti. Hala Vilu'yu sevmiyordu. Ama Vilu'yu ezdirmezdim. "Ludmila, Violetta sana yardımcı olmaya çalışıyor." "Ve sen de ona!" diye tersledi beni."Zor durumda olan benim." dedikten sonra bahçeye çıktı. Ludmila işte... Her halikarda ters biri...

FEDERİCO'nun bakış açısı

Keşke Ludmi'nin babası geldiğinde kaçmış olmasaydım. O adam caniydi. Ludmila'ya vurmuştu. Zavallı kız boynuna bir fular,gözüne bir güneş gözlüğü takıp gitmişti. Ama benim adım Federico'ysa bunu o adamın yanına bırakmayacaktım. Aynı zamanda bugün stüdyoya da gidecek,Ludmila'yla yakınlık kuracaktım.

Bay Ferro kapısının önünde iki iri koruma bulunan odasına girdi. İşim kolaydı ama önce kameraları halledecektim. Hemen bir maske taktım ve korumalara doğru gittim.

"Durun! Kimliğiniz?" dedi birisi. "İçeri girmem lazım." "Randevunuz var mı?" Peh! Ne zamandan beri bu soruyu korumalar soruyor? Sanırım ikna yeteneğimi kullanacaktım. Başımı kaldırıp kameraya baktım. Arkamdaydı. O halde maskeyi çıkarabilirdim.

Yavaşça maskeyi çıkardım ve adamın gözlerine bakıp "Beni hemen içeri alcaksın." diye fısıldadım. "Sizi hemen içeri alacağım." dedi adam. Diğeri şaşkınlıkla bana bakıyordu. "Sen de bu gördüklerini unutacaksın."dedim diğerine bakarak. "Bu gördüklerimi unutacağım."diye emrime uydu. Maskemi geri takıp içeri girdim.

Bay Ferro koltuğuna oturmuş,bilgisayarda bir şeyler yapıyordu. Ben içeri girince başını kaldırıp "Kimsiniz? Odama bu şekilde izinsiz giremezsiniz!"dedi. Elini telefona attı. Hızla yanına gidip elimi telefona koydum. "Dur bakalım."

LUDMİLA'nın bakış açısı

İstemeyerek Angie'nin sınıfına gittim. Leon sürekli bana bakıyordu. Sanırım iyi olduğumdan emin olmak istiyordu. Tomas sınıfa girince tek kaşımı kaldırdım. Hemen etrafa bakınıp gözleri beni bulunca yanıma geldi.

"Ludmila..."  "Şimdi seninle uğraşamayacağım Tomas." diyerek sözünü kestim."İyi olmadığımı görmüyor musun? Senin İspanya saçmalığına üzülemeyeceğim! Eğer veda etmeye geldiysen boşuna uğraşma,git!" Bu sırada Angie sınıfa yanında biriyle geldi. "Çocuklar,yanımda gördüğünüz kişi Antonio'yu ikna etmiş sınava girmeyecekmiş."dedi sırıtarak. Yanındakine dikkatlice baktım. Nereden tanıdıktı bu? Boğazını temizleyince Angie "Ah evet şey bu Federico. İtalyadan gelmiş." deyince güneş gözlüğümü hafif indirip daha dikkatlice baktım. Bu o çocuktu!!

Sonsuza Kadar...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin