kaçış

309 19 21
                                    

FEDERİCO

"Hesabın benimle Miguel... Korkak olma ve gücünün anca yettiği biriyle uğraşmak yerine benimle uğraş..." dedim. Miguel suratına o pis sırıtmasını yerleştırmişti. Ağzı kan olmuştu. Ludmila'nın kanı...

"Ben dengimle uğraşırım Federico." "Senin dengin bir insan mı?" Bunları söyler kavga edecek birer kurt gibi birbirimizin etrafında dönüyorduk. "Sen benim dengim değilsin." dedikten sonra etraftan vampirler çıktı. Bir... İki... Üç... Tam on vampir ve...

Selena...

Kural bir-Asla korktuğunu belli etme

Kural iki-Gerekirse korkmamak için kendine yalan söyle

Kural üç-Odaklan

Ben de tam bunu yapıyordum... Odaklanıyordum.

Rakibimin kaç kişi olduğu önemli değildi. Ludmila için tek ümit bendim ve başaracaktım. Onu bu derde ben soktum ve ben çıkaracaktım.

Ani ve beklenmedik bir hareketle etrafımdaki vampirlere hızla vurmaya başladım. Aptallar... Şimdiden beşi yerdeydi. Bir tanesi aniden üzerime atladı tabi bi o kadar ani çekilmemle arkamdaki iki vampire çarpıp hepsi beraber etkisiz hale geldi. Kim demiş vampirler zeki olur diye... İşte hepsi salaktı...

Ve geriye sadece Miguel ve ben kalmıştık. işi bitirmem için 2 dakikam vardı. İki dakika içinde Dracula ve diğerleri burada olurdu. Eğer 2 dakikada bitmezse ludmilayı da kendimi de kurtaramayacaktım...

VİOLETTA

Natha'yı zorla konuşturduktan sonra onlara yardım etmeye karar vermiş ve onları takip etmiştim. Federico vampirlerle uğraşırken ben gözüme Selena'yı kestirmiştim. Normalde Ludmila onu hallederdi ama iyi değildi. Ben tam yerimden çıkacakken Natha kolumdan yakaladı ve "Şimdi gidersen vücudundaki tüm kanı emerler." diye fısıldadı. Vampir çatışması kızışıyordu ama Federico idare ediyor gibi görünüyordu. Bu sırada Selena'nın sinsice Ludmila'ya doğru gittiğini görünce tepemin tası attı ve ne pahasına olursa olsun oraya gitmeye karar verdim. Bir adım attım ancak bu sefer Natha'nınkinden çok daha güçlü bir kol beni bileğimden kavradı ve aniden çekip duvara yasladı. Karşımdakinin aç dudaklarını dudaklarımda hissedince kim olduğunu anlamam zamanımı almadı. Leon dudaklarını benden ayırdığında nefes nefeseydim. "Leon ben..." "Şş açıklama. Şu an buna zaman yok,hadi." diyerek sözümü kesti. Başımla onayladım ve kapıya koşup Ludmila'nın olduğu yöne baktım... YOKTU! YOKTU!

FEDERİCO

Miguel ile olan işimi bitirince hızla Ludmila'yı kucaklayıp çıktım. Kanının kokusu beni cezbediyordu. Tanrım. Onu yere bıraktım. Yapamazdım bu halde onu götüremezdim. Arkamı dönüp içime temiz hava çektim ve aniden o sesi duydum. "Ludmila!" Arkamı döndüm. Leon,Vilu ve Natha koşarak bize doğru geliyorlardı. Leon endişeyle Ludmila'nın yanına çöktü. "İyi misin?" "İyi mi? Saçlarım mahvoldu! Ağlamaktan makyajım aktı,acıdan kımıldayamıyorum ve sen bana iyi misin mi diyorsun?!" Leon güldü ve kaşlarını kaldırarak "İyisin." dedi. Leon bu kadar yakışıklı olmak zorunda mıydı sanki? Evet,onu kıskanıyordum. Ya Ludmila'yı yeniden etkilerse? Bu arada Leon'un Ludmila'yı kucaklaması dikkatimi çekti. Çok dik bakmış olmalıydım ki Leon gerilerek "Ne bakıyorsun sersem herif o benim arkadaşım." dedi. "Sen kime sersem herif diyorsun şişme kas!" "O da ne demek?" "Ben de bilmiyorum." deyip hepsini kendime doğru çektim. Hemen ardından vampir hızımı kullanarak götürdüm onları.

Amerika'ya...

Şu dakikadan itibaren kaçaktık...

Biliyorum çok kısa ama çok az yorum yapıyosunuz artık sınır koyucam 5 yorum lazım tm =)

Sonsuza Kadar...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin