Yüzüme gözüme konan sineklere küfür ederek uyandım.
Hunharca çalınan kapıyı açıp bakmadan konuştum.
"Ne var lan ne"
Hilmi çatılmış kaşları ile beni izliyordu
"Saat kaç Murat"
Telefonumu elime alıp saate baktım
"14:35"
"Ben sana saat sekizde cafede ol demedim mi"
Kafamı sallayıp mırıldandım
"Uyuya kalmışım"
"Kalma"
Diyip giderken kaşlarımı çattım.
Triplere bak amk
Üzerimi hızlıca giyip cafeye gittim.
Gider gitmez Hilmi elime paspası tutuşturdu. Rutin haline gelmişti artık paspas olmadan kendimi çok yalnız hissediyordum.
Paspas çekmeye başladığım an Anıl hunharca içeri girerken olabildiğince küfür ettim.
Yeni silmiştim aq
Paspası bir kenara bırakıp Anıl ve hilminin yanına gittim.
Fısır fısır bir şey konuşuyorlardı.
Geldiğimi görünce aniden sustular onlara kaşları çatık bir şekilde bakarken. Anıl gülümseyerek konuştu
"Eee murti naber"
Kafamı sallayıp hilminin yanına oturdum.
"Bana kahve yapsana"
"Kalk kendin al lan hatta bi de bana getir"
Hilmiye içimden küfürler savururken kendime ve Hilmiye kahve alıp masaya yeniden oturdum
"Kanka bana da yapsana "
Diyen anılın ayağına tekme atıp konuştum
"Çok yoruldum"
"Ne iş yaptın" diyen Hilmiye hayretle bakarken omzunu silkip devam etti
"Saat 15:00 da geldin işe kendinden utan"
Başımı öne eğip utanmaya çalışırken Hilmi bu halime kahkaha attı Anıl ve ve bende ona katılırken içeri Dağhan girdi
"Naber lan"
Onu onaylayan mırıltılar çıkarırken Anıl bir iç çekti
Anıla kaş göz yaparken Anıl konuştu
"Sana asla söylemem Murat"
Kaşlarımı çatip konuştum
"Niye lan"
"Hilmiye yaptıklarını unutmadım"
Olayları anlamaya çalışırken Hilmiye baktım
Ben bilmem işaretleri yaparken elime telefon alıp Dağhanı ifşalamaya başladım
"Lan murat çekmesene ... Kime diyorum bak sana hala sinirliyim"
Dağhanın bu anlarını ölümsüzleştirirken anıla döndüm
"Senin sıkıntın ne "
Anıl tam konuşacağı sıra içeri Adem'in girmesi ile susması bir oldu
Gözleri parlayarak ademe bakarken olayları netleşmeye başlamıştı
Yuh amk
***
HCİ
Cafeyi kapatıp Murat'ın yanına gittim.
Elleri cebinde beni bekliyordu
Gidelim hareketi yapıp yürümeye başlamıştık
Sessizliği murat bozdu
"Hilmi şey beni hala seviyor musun"
Sorusu ile afallayıp ona döndüm
"Ne"
"Duydun işte"
Gözlerimi uzun süre Muratta tuttum
Boğazımı temizleyip konuştum
"Bilmem"
Hafifçe güldü
"Anladım"
Durup ona baktım
"Neden sordun"
Oda durup bana baktı uzun süre hiç bir şey söylemeden bana bakınca tam önüme döneceğim sıra dudaklarımda hissettiğim baskı ile gözlerim kocaman açıldı
Murat beni mi öpüyordu?
Hey hey hey ben geldim işte okuyun oy verin yorum yapın falan filan bir de sey sizce artık sew yapmalı mıyım jdjdjd