Yolculuk başlasın

764 202 88
                                    


LÜTFEN KİTAPLA İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİZİ YORUMLARDA BELİRTİN



Hektor'dan ayrıldıktan sonra kent binasına en kısa ve güvenli yoldan nasıl gidebilirim diye düşünmeye başladım.Az sonra aklıma bir fikir geldi.Yerin üstünden gidecek olursak büyük ihtimalle 2 blok geçemeden beyinlerimizi bu yaratıklara teslim etmiş olurduk.Yerin altınada virüsün bulaştığını
tam bilmediğimiz için şuan en güvenli yol yeraltı gibi görünüyordu. Bu fikri Anabele
tam anlatacaktım ki bazı hırıltılar duymaya başladım.Görünürde bir şey yoktu.Biraz sonra bu hırıltıların yerini bağırışma ve çığlıklar aldı.

Anabel:"Abi bu seslerde ne böyle ?"

Andre:"Anabel koşş!"

Elimizden geldiğince hızlı koşuyorduk ama anabel 12 yaşında ben 18 yaşındaydım
bundan dolayı arkada kalıyordu.Aniden Anabelin ayağı taşa takıldı ve yere düştü. Hız kaybetmeden onu kucağıma alıp koşmaya başladım ama böyle gidemezdi.Onların yorulma hisleri yokken benim vardı.
2.bloğun sonunda bir kanalizasyon tamiratı vardı eğer oraya gidebilirsek izimizi kaybettirebilirdik.Anabele sıkı tutunmasını söyleyip daha da fazla koşmaya başladım.Artık yaratıkların nefeslerini ensemde hissediyordum.Son köşeyi döndükten sonra kendimizi kanalizasyon deliğine attık.

Kanalizasyondayken sadece umarım bizi görmemişlerdir
diye tekrarlıyordum.Birkaç dakika sonra yaratıkların hepsi kanalizasyonun üzerindeydi.Artık ne ben ne de Anabel nefes alabiliyorduk.Ardından bir bağırış ve keskin demirin sıcak ete girme sesleri gelmeye başladı. Biraz sonra ortalığa sessizlik hakim oldu. Aniden kanalizasyon deliğinden maskeli 5 kişi atlayıp yanımıza
geldiler. Tam elimi bıçağıma atmıştım ki adamlardan bir maskesini çıkardı ve alaylı bir gülümsemeyle bana baktı.Bu gülümsemeyi hatırlayamamam mümkün değildi. Lanet herif Eric'ti bu.

Eric:"Hey dostum ne yapıyorsun?"

Andre:"Ne yapıyor gibi görünüyorum."

Eric:"Tamam, sakin ol. Hektor
nerede ve nereye gidiyorsun-
uz?"

Acaba ona nereye gideceğimizi
anlatsamıydım. Eric lanet bir pislik olabilirdi ama şuan bize yardım edebilecek tek insan oydu. Bu yüzden ona planımızı anlattım ve bize yardım etmesini söyledim.Bunları söylerken maskeli 4 kişide bize bakıyordu onları daha önce görmemiştim. Görmemem de doğaldı çünkü bizim evimiz şehrin dışındaydı. Maske takanlardan biri mavi gözlü, şişman bir erkekti. Diğer ikisi ikiz gibiydi ve yeşil gözlüydüler, çelimsiz erkeklerdi. Sonuncusu ise vücut hatlarından anladığım kadarıyla bir kızdı.Ayrıca daha önce görmediğim bal rengi gözleri vardı. Ericle konuşmamız bitince Eric'i çağırıp konuşmaya başladılar. Bir anda toplantı havasına döndü ortalık. 10 dk sonra yanımıza geldiler.

Eric:"Size yardım ederiz ama bir şartımız var."

Andre:"Ne şartı ?"

Eric:"Basit. Bizi de yanınızda güvenli bölgeye götüreceksi- niz."

Andre:"Sanırım başka şansımız yok. Anlaştık."

Bu konuşmaları yaparken o yaratıklardan yüzlercesi buraya geldi.Bu da yukarıdan gitmeyi imkansız hale getirmişti.Bunu Eric'te anlamış olacak ki kent binasının yolunu tuttu. Eric'i takip etmeye başladık.Bu arada Anabel'in sızlayışı da azalmaya başlamıştı. Yaklaşık 2 km yol gittikten sonra uğultular duymaya başladık. Ama birkaç uğultu yüzünden geri dönmeyecektik. Biraz sonra yolumuz ikiye ayrıldı.

Eric :"Lanet olsun şimdi ne ..."

Eric'in lafını Anabelin abi diye bağırışı kesti. Ne oduğunu anlamak içi onun yanına gittim. Eliyle bir şey gösteriyordu. Dikkatli bakınca bir yazı olduğunu anladım. Kanla yazılmıştı ve şöyle diyordu:

Yaratıkları tünellerden birine hapsettik. Yüzlercesi orada.Bakalım doğru yolu bulabilecek misiniz?

Eric:"Şimdi ne halt yiyeceğiz"

Bölüm sonu

KİTABIMI BEĞENDİYSENİZ LÜTFEN OY BUTONUNA TIKLAYIN

VİRÜS: BÜYÜK SALGINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin