1.Bölüm " Çatı katındaki ayna "

2.1K 143 44
                                    

Multide Airi.İyi okumalar :D

Düzenlenmiştir

Arabanın camında süratle kaybolan manzarayı izlemek insanı yoruyordu.Görüş alanıma giren ırmağa kaşlarımı çatarak baktım.Saatlerdir yoldaydık ve canım çok sıkılmıştı.

"Baba ne kadar kaldı ?"

"Az kaldı Rin."

Gözlerimi devirip arabanın camından izlediğim manzaraya -yada herneyse ona- geri döndüm.Bir saat önce de az kaldı demişti. Ve nedense hala büyükbabamın evine ulaşamamıştık.

Küçük kardeşim Airi heyecanla kucağıma atlamasıyla gözlerimi arabanın camından çekip ona baktım. "Rin ! Büyükannemi ve Büyükbabamı özlemedin mi?"dedi 6 yaşında olmasına rağmen gayet olgun olan sesiyle.Kırmızı gözlüklerimi düzeltip Airi'nin yanaklarını sıktım.

"Uzakta olan herkes özlenir Airi.Biz insanlar hep ulaşamadıklarımızı isteriz ."

"...dedi asosyal kız."diyerek kıkırdadı. Siyahın en koyu tonunda olan saçlarını karıştırarak iç çektim. Airi kaşlarını çatarak saçlarını düzeltirken babam sonunda yolculuğun başından beri beklediğim o cümleyi söyledi.

"Geldik!"

Kucağımda oturan Airi'yi tekrar kendi koltuğuna bırakıp camdan büyük ahşap eve baktım.Yeşiller içindeki ev Pollyanna'nın dedesinin evinin tasvirine uyuyordu.Evin hemen yanında küçük bir ahır vardı ve kişneme sesleri buraya kadar geliyordu.Annem Airi'yi ön koltuğa çekip kucağına oturttu, yolculuğun başından beri söylediği şeyi yeniledi ve " Temiz hava hepimize iyi gelecek."diye mırıldandı.Babam arabayı büyük evin kocaman bahçesine parkederken ahşap evde çıkan iki bedene baktım.Oh! Bunlar büyükbabam ve büyükannemdi. Arabamızdan çıkmamızı sabırsızlıkla bekleyen canavarlara benziyorlardı.90 yaşlarını geçen insanların bu kadar dinç gözükmesi normal miydi? Bunu anneme söylesem muhtemelen bana bunun sebebinin doğal beslenme ve temiz hava olduğunu söylerdi. Nede olsa o ağır bir organik hayat taraftarıydı. Arabadan iner inmez büyükannem kollarını bana dolayıp sımsıkı sarıldı.

"Hoşgeldiniz çocuklar!"dedi büyükbabam noel baba gibi kahkaha atarken.Büyükannem sarılma faslını bitirince beni bir kol boyu mesafede tutarak inceledi."Tanrım! Bizim küçük Rin'imiz ne çabuk büyüdü. * elini ağzının yanına götürerek fısıldar* Eminim ki erkekler peşinden ayrılmıyorlardır.Şu güzelliğe bak"diyerek bana bir kez daha sarıldı.Evet babanne erkekler peşimden ayrılmıyorlardı (!)

Daha önce yaptığımız birkaç ziyaretten dolayı kalacağım odayı biliyordum. Buyüzden evin içine geçer geçmez odama çıktım.Büyük bir penceresi vardı.Pencerenin hemen yanındaki ranza beyaz bir nevresime sahipti.Yatağın yanında iki kapaklı küçük bir giysi dolabı bulunuyordu.Dolabın karşısındaki duvarın hemen önündeki çalışma masası ve sandalyeye doğru yürüdüm.Yarına kadar bitirmem gereken bir kitabım vardı.Sandalyeye oturup bavulumu açtım.En üste duran öğretmenin ödev verdiği kitaplardan birine elimi uzattığım sırada gürültülü bir şekilde içeri Airi girdi.

"Rin! Hadi saklambaç oynayalım."

Kaşlarımı çatıp sağıma ve soluma baktım.

"Rin de kim Airi?"

"Pardon,abla diyecektim.Herneyse hadi oynayalım lütfen."

"Üzgünüm Airi ama bu kitabı bitirmem gerek."

Airi bavulumdan aldığım kitaba baktı. Okuma konusunda pek seçici değildim, buyüzden elime ilk gelen kitabı almıştım.

" 'Paralel Evren' mi?"dedi kitabın kapağını okuyarak.

Kitabın kapağına göz ucuyla bakıp başımı olumlu anlamda salladım.Öğretmenimiz paralel evren üzerine bir kitap okumamızı istemişti. Onca paralel evren kitabı arasından bu kitabı seçmemin nedeni arkasındaki şu yazıydı :" Son yıllarda ortaya çıkan Sicim Teorisi, M Teorisi ve Görelilik Teorisi ile Kuantum mekaniğini içine alarak birleşen yeni bakış açısına göre, bizim çok sayıda paralel evrenimiz ve bu evrenlerde yaşayan diğer eşbenlerimiz var. " .Paralel Evren Teorisine pek inanmıyordum ama bu kitabı iyi bir not almak için okumak zorundaydım. Dalmamdan faydalanan Airi işaret parmağıyla heycanla birşey görmüş gibi camı işaret etti.İşaret ettiği tarafa bakınca elimden kitabımı alıp hızla odamdan koşarak çıktı.Olayın şokunu atlatır atlatmaz bende sandalyemden kalkıp peşinden koşmaya başladım.

"Airi hemen kitabımı bana geri ver!"

"Yakalada al Rin!"

Airi'nin koşarak daha önce hiç görmediğim tahta bir merdivenle tavana açılan minik kapı gibi bir yere girmesiyle bende peşinden gittim.Merdivenlerin sonundaki kapıyı açıp içeri daldım.Tanrım!Burası çok tozlu bir çatı katıydı.Birsürü eski ve tozlu eşya yere saçılmıştı.Birçoğunun üzerinde örümcek ağı gördüğüme yemin edebilirdim.

"Airi , tatlım ortaya çıkar mısın?"

Airi'den ses gelmeyince tavandaki küçük camdan bu karanlık yere sızan hafif bir ışık hüzmesinin aydınlattığı yere doğru bir adım attım.Etraf gerçekten ürkütücü görünüyordu.Kendimi bir korku flimindeki ölmeye mahkum bir yankarakter olarak hissediyordum.Gözüme takılan bir eski bir aynaya doğru temkinli ve yavaş bir şekilde yürüdüm.Aynanın etrafında yarısı kirli beyaz bir örtüyle kapatılmış ahşap bir çerçeve vardı.Bu evdeki herşey nerdeyse ağaç ürünüydü.'Yangın çıkarsa bir frındaymış gibi bu evin içinde yanacağız.' diye düşündüm.Elimi aynanın çerçevesinin açıkta olan kısmına uzattım.Parmaklarımı çiçek şekillerinde olan oymalarda dolaştırırken aynanın kirli yüzeyine baktım.Kirliydi ama görüntümü kolay bir şekilde seçebiliyordum.Elimi aynanın çerçevesinde gezdirirken bir yazı farkettim.Çerçevenin üst kısmına beyaz güzel bir el yazısı ile yazılmıştı.

Ianua speculum totum universum.

"Latince?"dedim kendi kendime yazıyı bir kez daha okurken.

Tam bu sırada aynanın arkasından Airi kıkırdayarak çıktı ve bana çarparak merdivenlere doğru koştu.Bana çarpmasının etkisiyle popo üstü yere düştüm.Gülerek ona baktıktan sonra bakışlarımı aynaya çevirdim.Aynadaki yansımam yavaş yavaş bulanık bir şekil aldı.Bulanıklaşması durup netleşince dona kadım.Aynadaki yansımam bir erkeğe dönüşmüştü.Sarı saçları ve mavi gözlerine bakarken aynı anda konuştuk.

"T-tanrım!Sende kimsin?"

☆ Mirror ( Kagamine Fanfiction ) ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin