-Ne demiş atalarımız 'İti an çomağı hazırla.'
Azat sırtını dikleştirerek Barış'a doğru döndü. İkisi arasındaki hırs gözle görülür derece de meydandaydı. Meltem önündeki dosyayı kapatarak oturduğu yerden kalktı. Telefonunu ve kenarda duran eşyalarını aldı. Azat'a bakmadan Barış'ın yanına ilerledi. Aralarında kalan son bir adımda durdu. Elini yavaşça adamın koluna koydu.
-Bugün çok yoruldum eve gidelim.
Azat kadının yüzüne baktı. Bilerek yapıyordu. Gözleri kadının eline kaydı. Ortamdaki ışıkta gözüne çarpan tek şey kadının elindeki yüzük oldu. Yüzünde beliren gülümsemeyle hâlâ öfkeyle ona bakan Barış kadına döndü.
-Gidelim güzelim.
Kadının elini tuttuğu sırada Azat sesli şekilde öksürdü. Bu bakışları üzerine çekmek için yaptığı klasik hareketlerindendi.
-Siz ikiniz...
Meltem'in yanına doğru ilerledi. Masanın önündeki koltuklardan birime oturdu. Barış ve Meltem aynı anda adama baktılar.
-...bir şeyler çeviriyorsunuz. Ama-
Adamın konuşmasına fırsat vermeden Barış araya girdi.
-Bir şeyler çevirdiğimizi düşündüren ne Azat?
Barış Meltem'in elini tuttu. Bu hareketi Azat'ın gerilmesine sebep olmuş , oturduğu yerden kalkmış ama bir şey yapamamıştı. Birlikte asansöre doğru ilerlerlerken Meltem kafasını hafifçe Barış'a çevirdi. Azat'ın yanında gördüğü Barış tanıdığı kişi olmaktan çıkıyordu.
-Günün nasıl geçti?
Meltem gelen soruyla düşüncelerinden kurtuldu. Elindeki telefonun ekranını açarak saate baktı. Epey geç olmuştu. Dosyalara o kadar gömülmüştü ki saatin geçtiğini fark edememişti. En iyisi olmak istiyordu. Ufacık hatası her şeyi mahvederdi.
-Bana işkence etmek istediklerine eminim. O kadar çok dosya okudum ki Azat'ın bile çoğundan haberi yoktur. Ama sanırım onu nereden vurabileceğimizi buldum. Bunu daha sonra konuşuruz. Senin nasıl geçti?
Barış içi sır dolu kutu gibiydi. Anahtarını arıyor ama bulamıyordu. Asla anlatmaması Meltem'i daha çok meraklandırıyordu. Üstelik normalde aşırı meraklı olmamasına rağmen saatlerce Barış'ın anlattıklarını dinlemeye hazırdı. Belki de intikamı bunu tetikliyordu. Barış hakkında ne kadar çok şey bilirse Azat'a karşı o kadar iyi savaşır , açık vermezdi.
-Açelya'yı gördüm.
Barış'ın sesindeki değişimi hissetti. Belki de önce Açelya ve Barış arasında geçenleri tam olarak öğrenmeliydi. Böylece Açelya'ya karşı da tam anlamıyla savaşabilirdi. Barış'ın susmasıyla gözlerini ona çevirdi.
-Anlatmak istemiyorsan anlatmak zorunda değilsin Barış. Ben hep buradayım ne zaman hazır hissedersen seni dinleyebilirim.
Barış kafasını olumlu anlamda yavaşça salladı. Bu sırada koridorun sonuna varmış ve asansörün kapısının önüne gelmişlerdi. Meltem adamdan önce davranarak düğmeye bastı. Azat'ın uzaktan onları izlediğine emindi. Kıskançlıktan değil,nefretten istemiyordu onu. Asansör geldiğinde birlikte içeri geçtiler ve zemin kat düğmesine bastılar. Meltem'in son gördüğü şey kararmış gözleriyle ona bakan Azat oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUT BENİ
RandomYENİ KURGU ~~~~~ Gözler kocaman salonda açılan kapıya döndü. Topuklu ayakkabı sesi etrafı sararken kırmızı elbisenin etekleri gözüktü kapıdan. Siyah saçlar... bu saçlar salonda en uçta ışığın altında duran Azat Karan için tanıdıktı. Hızlı adımlar i...