Kapıya baktığımda Ayşe teyzenin geldiğini gördüm.
-meraba,Ayşe teyze
-meraba kızım da teyze yerine abla desen kendimi yaşlı hissediyorum da
-tabii ki, dedim ve içeri geçmesi için ona yol verdim. Içeri geçtiğinde koltuğa oturdu.
-çok yorulmuşum , dedi kanepeye yayılırkensonra gözlerini kapadı ve kafasını geriye yasladı. Aslında benim burda olmama tepki vermemesi beni şaşırtmıştı ama çok yorgun olduğu için farketmemişti sanırım. Sonra bi anda gözlerini açıp bana baktı. Sonra da etrafına
-eee yanlış da gelmemişim. Kızım yoksa sen mi yanlış geldin?(Ayşe abla)
-hayır anne yanlış gelmedi konuşmamız lazım Lara hadi biz bahçeye çıkalım (Aras)dedi ve bişi dememi beklemeden bahçeye doğru yürümeye başladı. Bahçeye çıkınca masadaki sandalyelerden birine oturdu. Ben de diğerine… kafasını avuçlarının arasına almıştı. Düşünür gibi bi hali vardı. Ne yapacağımı bilemiyordum. Bunun sebebiyse naptığını belli etmemesiydi. Anlatmalı mıydım yoksa konuşmayıp düşünmesine devam etmesini mi beklemeliydim? Düşüncelerimi onun sesi böldü.
- artık anlatacak mısın?
-tamam. Şimdi biz sözleşmiştik ya işte bi kafeye gidelim dedik sonra gittik iş-
-gereksiz yerleri atla
-tamam işte kahvelerimizi içerken biri bana seslendi. Sonra ikimizde sesin geldiği yöne dönünce seslenenin Akın olduğunu gördük. Yanımıza gelince Dilara’nın gözlerinin yaşardığını gördüm. Sonra Akın “selam” dedi. Ben de “selam” dedim sonra Dilara selam vermeyince “sana da selam güzelim” dedi. Dilara “siktir git” dedi. Akın “yo yo yo güzelim geçen sefer yarım bıraktığım işi btirmek için frsatım varken niye gidiyim?” de- lafımı kesen şey Aras’ın sandalyesinden kalkıp sandaleyye tekme atması oldu.
-devam et! Diye kükreyince devam ettim
-işte o öyle diyince Dilara ağlamaya başladı. Ben de şaşırmıştım “yarım bıraktığın iş” diye sordum. Cevap vermek yerine Dilara daha çok ağlamaya başladı ve “hemen burdan gidelim hemen!” dedi ben de onu buraya getirdim,dediğimde çok sinirlenmiş olduğunu farkettim.
-neyse ben artık gidryim, dedim ve eve doğru yürüdüm. eve gidince ılık bi duş alıp ütüme eşofman geçirdim. uzun zaman önce aldığım ve okumayı çok istediğim kitabı ve telefonunla kulaklığımı alıp penceremin karşısına geçtim. dışarıda yağmur yağıyordu. penceremi açıp dışarıdaki kokunun odama dolmasına izin verdim ve kulakığımı takıp müzik dinleyerek kitap okumaya başladım.
ne kadar oldu bilmiyorum ama baya dalmıştım ve beni kitaptaki hayattan gerçek hayata geçiren şey önüme düşen kağıttan uçak oldu. önce saate baktım vaayy bee yklaşık 1 buçuk-2 saattir kitap okuyordum. kağttan uçağı açıp içini okudum. "inek olduğunu düşünmemiştim" yazıyordu kimdi bu?! inek miii???!!! kafamı kaldırıp etrafıma baktığımda Aras'la göz göze geldim sırıtarak bana bakıyordu. telefonu gösterip mesaj attım.
Gönderilen: Gıcık Komşu
"inek değilim seni gerizekalı"
'gerizekalı' lafına sinileneceğini biliyordum. yaklaşık 1 dk sonra cevap geldi.
Gönderen: Gıcık Komşu
"bana gerizekalı deme!!!"
kafamı kaldırıp ona baktığımda kaşlarını çatmış olduğunu gördüm