-tamam hayatım bi daha kaldırmayız da akşama hazırlan dışarda BAŞ BAŞA yemek yiyeceğiz
Aras bunu söylerken "baş başa"" kelimesini vurgulamış ve Ayaz'la Dilara'ya bakmıştı. ayrıca ne kadar normalmiş gibi söylese de içindeki heyecan kendini yiyip bitircek derecede kuvvetliydi. Lara da şaşırmıştı.acaba ne giymesi gerekiyordu?
-nasıl bir yere gideceğiz nasıl giyinmeliyim?(Lara)
-şık bir yere gideceğiz günlük giyinme (Aras)
-tamam (Lara)
içi içinş yiyordu Lara'nın. hem meraklanmış hem de heyecanlanmıştı. acaba neden yemeğe gideceklerdi? en önemlisi nereye gideceklerdi?
* * *
herkes eveden çıkınca Lara evleri toparladı. sonra yorulduğunu hissederek kendini koltuğa attı bir yandan da akşam ne giyeceğini düşünüyordu. uzunca bir süre düşündükten sonra ne giyeceğine hala karar verememişti. en iyisinin eve gelince Dilara ile seçmek olacağını düşündü. yine de okula giderken de güzel giyinmek istedi öğretmen de olsa genç bir bayandı.
ztaen son yarım saati kalmıştı derse girmek için. hemen odsına çıktı açık mavi kot gomleğini ve siyah yüksek bel eteğini giydi. bileğine siyah-mavi deri ve siyah deri bileklik taktı kemer takmak istemedi sebebini bilmese de kemer takmayı sevmiyordu makyaj olarak pembe parlatıcı ve siyah eye-liner sürdü. saçlarını doğal bir şekilde dalgalandırdı siyah çantasının içiine cüzdanını, telefonunu, anahtarını, öğrencilerinin adlarıyla puanlarını not aldığı defterini ve pilot kalemini (her gün sınıfa gelip öğrencilerden pilot kalem istemeyen örnek öğretmen ) koydu. saatine baktığında az zamanı kaldığını farkedip aceleyle aşağı indi siyah topuklu ayakkabılarını da giyip dışarı çıktı
sonra bu ayakkabılarla hızlı yürüyemeyeceğini farkednce bunu daha önce düşünmediği için kendine kızıp çantasından anahtarı çıkardı. içeri girdikten sonra gözleriyle etrafı tarayıp arabasının anahtarını aradı 3 adım ötedeki dolapta olduğunu farkedince avcunu alnına vurdu. neden kapının yanındaki dolaba değil de ötedeki dolaba koyardı ki?!
anahtara doğru uzandı ama ulaşamadı kenardan tutunup biraz dahaa uzandı yine uzanamadı biraz daha uzanınca yetişti tam eline alınca ayağı kaydı ve düştü kafasını vurmuştu ama bayılmamıştı sadece kafası çok acımıştı. kafasını tutarak ayağa kalktı aynada baktığında hafiften şiştiğini farketti hemen ayakkabılarını çıkarıp koşarak mutfağa gitti saçının önüne gelen yerini tel tokayla arkada topladı ve buzluktan aldığı buzu kafasının şişen yerine koydu.
akıllanıp aceleyle sandaletlerini giyip arabasına ilerledi bir yandan elindeki buzu kafasında tutarken diğer yandan da arabasını kullanıyordu en sonunda okula vardığında herkesin derse girdiğini farketti elinde buzla kendi sınıfına doğru koşar adım ilerledi. kapıyı açtığında tüm öğrencilerinin boş ders moduna girdiğini gördü öğrenciler öğretmenlerinin geldiğini görünce kendilerine çeki düzen verip ayağa kalktı.
Lara içeri girip hepsine oturmalarını işaret etti.
-serbestsiniz (Lara)
-hocam bir sıkıntı mı var? niye buz tutuyosunuz? (Tuğra)
Tuğra Lara'nın öğrencisiydi. okullar yeni açıldığı için Lara sınıftaki çoğu öğrencyi tanımıyordu ancak Tuğra'yı iyi tanıyordu. zaten Lara ile öğrencileri arasında çok fazla yaş farkı yoktu. ayrıca tuğra bir yıl sınıfta kaldığı için aralarındaki yaş farkı beşe düşüyordu -Lara'nın sınıfı üniversite 2-
-önemli bir şey yok Tuğra.
-hocam yani bi sıkıntı varsa söyleyin hallederiz
-tamam canım söylerm