1.Bölüm

3.6K 82 25
                                    

Merhabalar arkadaşlar. Umarım kitabı beğenirsiniz. Herkese iyi okumalar :)

Kitapa başlama tarihi 22.07.18

Herkes buraya başlama tarihini yazarsa sevinirim :)

Sonuncu tişörtümü de katlayıp valize koydum. Bütün eşyalarımı valize yerleştirmiştim. Valizin fermuarını kapattım ve yatağımın kenarına bıraktım. Bu gün 10 senedir kaldığım bu yetimhaneden çıkıyordum. Banu abla ve Eser abi beni evlatlık edinmişlerdi. Neden beni evlatlık edinmişlerdi pek bir fikrim yoktu. Onların zaten bildiğim kadarıyla bir tane erkek çocukları vardı. Neden beni evlatlık edinmişlerdi ki? Kim öz çocuğu varken kimsesiz bir çocuğu da yanlarında isterdi?
"Gözde gitme vaktin geldi." bana seslenen müdür yardımcımıza olumlu anlamda başımı salladım ve oda arkadaşlarımla tek tek vedalaştım. Sonra valizimi aldım ve beni yeni aileme götüren müdür yardımcımızı takip etmeye başladım. Çıkışa gelmiştik. Müdür yardımcımız kapıyı açtı ve geçmem için öncelik tanıdı. Müdür yardımcımız Banu abla ve Eser abi ile bir şeyler konuştu ve bana veda ederek içeri girdi.Yeni ailemin yanına gitmeden önce 10 yıldır kaldığım yetimhaneye son bir kez baktım. Anılarım depreşmişti. Gözümün dolduğunu hissedince ağlamamak için gözlerimi hızla kırpıştırdım. Derin bir nefes aldım ve yeni ailemin yanına doğru ilerlemeye başladım.
Banu abla ve Eser abi bana sıkıca sarıldılar ve selamlaştıktan sonra arabaya bindik. Yol boyunca hiç konuşmadık. Araba durdu ve Banu abla geldiğimizi söyledi. Arabadan indim ve bu muhteşem villayı incelemeye başladım. Gerçekten çok güzel ve pahalı görünüyordu. Yan yana bir sürü villalar vardı. Bir sitede oturucaktım artık. Bu muhteşem bir şeydi. Banu abla ve Eser abi ile eve girdik. Evin dışı gibi içide çok güzel ve pahalı görünüyordu. Evin içi çok güzel dekore edilmişti. Salon genel olarak bej ve siyah renkti.
"İstersen sana hemen odanı göstereyim. Belki dinlenmek istersin?" Banu ablanın seslenmesi ile evi incelemeyi bıraktım ve sadece olumlu anlamda başımı salladım. Merdivenlerden bir üst kata çıktık.
"Bak burası oğlum Rüzgar'ın odası." Eli ile karşıdaki kapıyı gösterdi ve konuşmaya devam etti. "Burası da senin odan." Kapıyı açtı ve ardından içeri girdik. Oda mükemmel ötesiydi. Genel olarak odadaki eşyalar mavi ve beyazdan oluşuyordu. "Sen en sevdiğim renk mavi diyince bizde Eser ile böyle dekore ettik odayı. Ama istersen sen istediğin gibi düzenliye bilirsin odanı." Banu abla tepkimi merak ediyordu. Gözlerimi odadan ayırıp Banu ablaya baktım ve "Çok güzel olmuş. Teşekkür ederim" dedim. Gülümsemeye çalışarak. "Beğendiğine sevindim. Şimdi sen biraz dinlen. Ama 2 saat sonra yeni okuluna gidicez."
"Yeni okulum?"
"Evet yeni okulun. Rüzgar da okulda şu an. Sende Rüzgar 'ın gittiği okula gidiceksin. Hem kayıt işlerini halletmek için hemde okulu görmek için benimle beraber yeni okuluna geliceksin." dedi ve gülümseyerek aşağı indi. Odanın kapısını kapattım ve valizimi yere bıraktım. Oda gerçekten de çok güzel ve büyüktü. Yatağa sırt üstü uzandım ve düşünmeye başladım. Bu oda bu ev muhtemelen gidiceğim okul gerçekten muhteşemlerdi. Artık kendi odam vardı. Banu abla ve Eser abi iyi insanlardı. Hayatımda güzel şeyler oluyordu ama ben kendimi mutlu hissetmiyordum. 6 yaşında trafik kazası sonucu hayatını kaybeden annem ve babam geldi aklıma. Onları çok özlüyordum. Keşke kazadan bir tek ben kurtulmasaydım. Keşke annem ile babamda kazadan kurtulabilselerdi. Yanağımdaki ıslaklıkla ağladığımı fark ettim. Kendimi toparlamam gerekiyordu. Hızla banyoya girdim ve bir duş aldım. İç çamaşırlarımı giyindim. Ardından kot pantolonumu ve üstüne de sarı sade bir tişört giyindim. Saçlarımı taradım ve açık bıraktım. Saçımı kurutmayı sevmiyordum. Zaman geçsin diye, odaya eşyalarımı yerleştirmeye başladım. Kısa bir süre sonra kapı çaldı ve Banu abla girdi.
"Hazırsan gidelim"
"Hazırım. Geliyorum şimdi."
Hemen converslerimi giydim, siyah hırkamı aldım ve aşağı indim. Banu abla ile arabaya bindik.
Kısa bir yolculuğun ardından okula geldik. Arabadan indim ve okulu incelemeye başladım. Çok büyük ve çok güzeldi. Banu abla ile müdürün odasına gittik. Banu abla müdür ile konuştu ve beni tanıştırdı. Herkes derste olduğu için Banu ablanın oğlu ile tanışamadan arabaya bindik. Okullar açılalı iki hafta olmuştu. O yüzden hemen yarın başlıycaktım.
Banu abla ile forma ve bir kaç gerekli eşya almaya gittik. Okulun forması güzeldi ama küçük bir sıkıntı vardı. Pantolon değil şortlu etek vardı. Gittiğim okullarda genelde pantolon olurdu. Ve kesinlikle daha rahatlardı. Banu abla zorla bir kaç kıyafet daha aldırdıktan sonra eve geldik. Odama çıktım ve yerleşmeye devam ettim.
Eşyalarımı yerleştirdim ve biraz kestirmek için yatağıma uzandım. Tam uykuya dalıcağım zaman kapı çaldı.
"Gelebilirsin"
"Akşam yemeği hazır. Rüzgar da birazdan gelir. Hadi gel hep beraber yemek yiyelim."
"Tamam. Geliyorum. "
Banu abla odadan çıktı. Uykumun açılması için elimi yüzümü yıkadım ve saçlarımı dağınık topuz yaptım. Üstümü değiştirmemiştim. Daha rahat olmak için bir eşofman ve beyaz bol bir tişört giyindim. Olmazsa olmazım olan desenli ve renkli çoraplarımdan muzlusunu giyindim ve aşağı indim. Aşağıda yemekler hazırdı ve yemek için beni bekliyorlardı. Hep beraber sofraya geçtik ve yemeye başladık. Yemekler gerçekten çok lezzetliydi. Masada bir sürü yemek vardı ama ben sadece et ve patates yiyordum. Eti yurtta pek fazla yiyemiyorduk. O yüzden et yemem beni sevindirmişti. Ve yanında patates... Patates benim en sevdiğim yiyecekti. Gerçekten patatese bayılıyorum. Banu abla bana kola koydu ve içmeye başladım. Yemeğimizi yerken anahtarla kapının açılma sesini duyduk. Sanırım Rüzgar gelmişti. Salona girdi ve yemek masasına doğru yaklaştı. Rüzgar'ı görmemle çiğnediğim patates boğazıma kaçtı ve öksürmeye başladım. Eser abi hızlıca bana su uzattı. Suyu içtim ve masaya bıraktım.
"İyi misin?"
"iyiyim" Banu abla nefesini dışarı verdi. Rahatlamış görünüyordu. Sanırım endişelenmişti. Kim isterdi ki daha eve bu gün gelen evlatlık bir çocuğun boğazına kaçtığı patates yüzünden ölmesini? Gözüm karşımda bana çok tuhaf bakan mavi gözlü çocuğa kaydı. Üvey kardeşimin bu kadar yakışıklı biri olabileceği hiç aklıma gelmezdi doğrusu.
"Hoş geldin oğlum. Hadi geç sofraya." Eser abinin sesi ile birbirimize bakmayı kestik. Rüzgar Banu ablanın yanına yani tam karşıma oturdu.
"Sana bahsettiğimiz üvey kardeşin Gözde." Rüzgar'ın bir anda bakışları değişti ve mavi gözleri koyulaştı. Çenesi seğirdi ve sakin olmaya çalışarak konuştu.
"Benim kardeşim yok!" Söylediği söz yüzünden üzülmüştüm. Sanırım Rüzgar üvey kardeş meselesinden hoşlanmıyordu. Aslında benimde pek hoşlandığım söylenemez di. Ben burda olmak istememiştim. Banu abla ve Eser abi istemişlerdi beni. Oğullarına da sorsalar iyi olurmuş. Rüzgar'ın öldürecek gibi bakması beni rahatsız etmişti. Zaten tabağımdakilerin çoğunu yemiştim. Banu abla ve Eser abiye döndüm. "Şey ben odama gidiyim. Yarın şey var yani şey... Okul. Evet okul var. Erken kalkmam lazım. Size afiyet olsun" dedim ve hızla odama girdim. Biraz müzik dinledim ve uykuya daldım.

YENİ AİLEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin