2.BÖLÜM:《MÜCRİM》

89 7 4
                                    


Okyanusun karanlığında; balıkların bile eşlik etmeye korktuğu derinliklerde fütursuzca dolaşıyorum. Elimden tutacak, en dipten zirveye çıkmamı sağlayacak hiçbir şey yok. Yörüngesini kaybetmiş bir pusuladan farkım yok. Sessizliğin kol gezdiği bir ormanda nefes almaktan korkuyorum. En çok da üşüyorum...

Sorgu odasında; ellerimdeki kelepçenin soğukluğundan nasibini almış bileklerimden başka bir yere bakamıyorum. Kaç saattir buradayım? Neden buradayım?

Karanlık oda tam karışımda bulunan kapının açılmasıyla ışıkla doldu. Gözlerim uzun süredir alıştığı karanlıktan dolayı istemsizce kısıldı. Gelenin kim olduğunu görmek için kolumu gözlerime siper edip kapıda dikilen kişiye baktım.

Uzun boylu, sarışın, tahminimce boş zamanlarını abur cubur yiyerek geçiren bir polis memuruydu. Cebindeki kraker ve çikolata ambalajı bunu açıkça ele veriyordu. Kapıyı kapatıp elindeki dosyayı masaya bıraktıktan sonra sandalyeyi tek eliyle çekti ve karşıma oturdu.

Cebindeki krakerlerden dört taneyi ağzına atıp kalanları bana uzattı ve sanki dünyanın en önemli şeyini söylüyormuşçasına "İster misin?" dedi.

"Ciddi misin?" der gibi bakış attım ama sanki ona gülümsemişim gibi az öncekinden daha da mutlu bir şekilde elindekileri önüme bıraktı.

"Deren Toralı," dosyamı açıp göz gezdikten sonra açık bir şekilde önüne bıraktı. "Hiç bir sabıka kaydın yok?" dedi.

Sadece bakmakla yetindim. Sanki çok gizli bir bilgiyi ortaya çıkartmış gibi soruyordu ve üstüne bir de cevap bekliyordu.

"Konuşmayacak mısın?"

"..."

"Bir katile göre fazla tatlısın."

Söylediği cümleyi algıladığımda saatlerdir dingin olan sinirim bir anda tavan yaptı.

Kelepçenin izin verdiği kadarıyla ayağa kalktım ve oturduğum sandalyeyi geriye ittirdim.

"BEN KATİL DEĞİLİM!"

Gülümseyen yüzü bir anda sertleşti ve elindeki dosyayı masaya vurup tam karşıma dikildi.

"Sana katil misin demedim, sana katilsin dedim."

"Bakın ben aşağıya indiğimde yerde yatıyordu. Ben ona dokunmadım bile."

"Bıçakta sadece senin parmak izin çıktı," alayla güldü. "Bıçağa dokunmadım diyebilir misin?"

"Bıçağa dokundum evet, ama ben yere düştüğümde elime geldi; ışıklar yandığında gördüm ve hemen yere fırlattım."

"Sen bunları baya düşündün mü yoksa doğaçlamamı yapıyorsun?"

"Neden kimse bana inanmıyor?"

"Çünkü suçsuz olmanı kanıtlayacak hiçbir kanıt yok ortada," saçlarını karıştırdı. "Bak seninle açık konuşacağım; durum ciddi. Elimizde olan her şey senin aleyhine, ayrıca tanık var."

"Tanık mı?"

"Evet, yurtta görevli bakıcılardan biri suçlunun sen olduğuna dair ifade verdi."

Ne demekti bu? Ben kimseyi görmemiştim. Ayrıca benim suçlu olduğumu nasıl söylerlerdi?

"Ben kimseyi görmedim. Ayrıca ben ses duydum. Onun üzerine gittim."

"Sesi duyduğunda neredeydin?"

"Bahçedeydim. Kamelyada oturuyordum. Çığlık sesi gelince de koşarak gittim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 15, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KOKUNUN İZİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin