Çocukluk Arkadaşım - 5. Bölüm

159 2 0
                                    

MERHABA GENÇLER NASSINIZ :D EGOMDAN DOLAYI ÖZÜR DİLİYORUM. +5SINIR KOYMUŞTUM. BUNDAN SONRA 30-40. BÖLÜME KADAR SINIR FALAN YOK. RAHAT RAHAT BÖLÜM OKUYCANIZ :D HAFTADA 1 YADA 2 HAFTADA BİR BÖLÜM GELİR SANIRIM. NEYSE DAHA FAZLA  OYALAMIYIM SİZİ. İŞTE YENİ BÖLÜÜÜMM :)

Salak hoca. Mal hoca. Ne olmuş yani dalga geçtiysem ? O da Ezra'ya (PLL fanları yorum atın garee) dönüşsün o zaman. Alla alla.

Dalgın dalgın müdürün odasına yürürken güçlü bi kol beni kendine çekip boş bir sınıfa fırlattı. Sonra da sınıfın kapısını kapattı. Kim olduğu görmek için kafamı kaldırmışken o kişi dudaklarıma yapıştı. Parfümün kokusundan anlamıştım. Evet bu doruktu. Ama neden bizim okuldaydı ?
''Doruk ? Ne işin var burda ?''
''Seni görmeye geldim.''
''Mesaj atsaydın okuldan sonra buluşsaydık ya. Deniz seni görürse bu sefer kesin öldürür.''
''Banane o piçten. Ayrıca bana bulaşırsa o ölür. Haberi var mı ?''
Doruk gerçekten güçlüydü. Ama deniz öfkeliyken hulk (şu yeşil canavardan bahsediyorum :D ama shrek değil :D) yanında sinek ısırığı gibi kalırdı.
''Neyse. Beni görmek için gelmen hoş bişey ama keşke benim için bu lanet okul ortamına girmeseydin.''
''Ben girmekle kalmadım. Senin için kayıt bile yaptırdım.''
Kayıt mııı ?!! öldürün benniii !! Gökdelenlerden yuvarlayın beniii !!
''Ne kaydı doruk ? Canına mı susadın sen ?''
''Merak etme 3 günlüğüne geldim. Misafir öğrenci olarak. Sonra geri döncem izmire (izmir doruğun gerçek evinin bulunduğu yer. Yani memleketi diyebiliriz :D)
Biraz rahatlamış ve şaşkındım. Koray'ın kuzeni de aynen böyle değil miydi ?
''Ohaa ciddi msiin ? Benim bi arkadaşımın kuzeniyle aynı şeyleri yapıyosunuz. Sanırım ikizsiniz :D''
''Arkadaşının adı ne?''
''Koray''
''Koray'ın kuzeninin adı ne ?''
''Bilmiyorum. Hiç sormadım.''
''Ben biliyorum.''
''Nasıl ? Nerden ?''
''Çünkü o misafir kuzen benim.''
VAT DI FAK İS KUZEN ? NE DİYON DORUK SEN ? İYİ MİSİN YAVRUM ? CANINA MI SUSADIN GÜLÜM ? 2. GÖZÜNÜN DE MORARMASINI MI İSTİYON ? TABİİ BENDE DE AKIL YOK. BU KADAR BENZERLİK SADECE TESADÜF OLABİLİR Mİ BUSE ?
''Şuan ne diyceğimi bilmiyorum. hem sevindim hem üzüldüm hemde kızdım'' dedim. Aslında yalan söylüyom. Zerre sevinmedim. 3 gün boyunca telaş ve endişe ile gezincem artık.
''Neden üzüldün ve kızdın ?''
''Üzüldüm çünkü ölüceksin. Kızdım çünkü senin yüzünden tekrar denizle kavga edebilirim.''
''Eee yeter ama kızım. Deniz deniz deniz deniz diye diye başımı ağrıttın. Kafayı mı bozdun bu çocukla. Bana bişey yapamaz. Sana bişey yapamaz. BİZE BİŞEY YAPAMAZ.'' son cümleyi söylerken sesinde gayet açık bi vurgu vardı. Hafif gülümsedim.
''Herneyse doruk benim gitmem lazım'' dedim ve onun cevabını beklemeden kızlar tualetine koştum. Cebimden telefonu çıkarıp Burcu'yu aradım.
''Alo burcu ?''
''Ne var Buse ? delirdin mi ? Telefonun hoparlörünü elimle kapamasaydım tüm okulda zil sesim yankılanacaktı. Ne istiyosun gene ?'' dedi fısılayarak derste olduğunu anladım.
''Bi şekilde hocadan izin oalup tualete gel çok acele et. Zamanım yok.'' dedim ve cevabını beklemeden telefonu kapayıp denizi aradım.
''Alo deniz ?''
''Buse ?''
Deniz burcuya göre daha insaniydi. ''Derste misin''
''Evet''
''Ders bitince basketbol sahasının yanındaki büyük ağacın altında buluşalım.''
''Tamam''
Aklımdaki plan şöyleydi : Burcu tualete gelince ona herşeyi anlatacaktım. Sonra zil çalınca da denizle ağacın altında buluşup ona da herşeyi anlatacaktım. Çok geçmeden burcu geldi.
''Ne var Buse ya ?! Hoca döcevekti beni az daha. Bu kadar önemli olan şey ne ?''
''Hani sana dorukla çıkıyorum demiştim ya.''
''Eeee ?''
''İşte o kadar Koray'ın kuzeniymiş''
''NEEE ?! NE DEDİN SEN ? KIZIM AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞIN DUYUYO MU ? DENİZ O ÇOCUĞUN BURDA OLDUĞUNU ÖĞRENİRSE YAŞATMAZ ONU BİLYON DEMİ ?''
''Biliyorum zaten ona da bunu söyledim ama denizi takmıyo. Ama bilmiyo ki deniz öfkel-'' ben lafımı bitirmeden Burcu lafı ağzımdan alıp söylemeye devam etti.
''Ama bilmiyo ki deniz öfkelendiğinde hulk onun yanında sinek ısırığı gibi kalır''
''Aynen öyle''
''Peki ne yapacaksın''
''Hiçbi fikrim yok''
Tam o sırada zil çaldı.
''Ben denizlede konuşcam kantinde görüşürüz.''
''Tamam''
Koşar adımlarla deniz yanına gittim. Beni bekliyodu.
''Naber deniz''
''Bu kadar önemli olan şey ne ?''
''Kızmıycana söz ver''
''Buse benle pazarlık yapma da söyle şunu''
''Pekala. Hani Koray'ın kuzeni misafir olarak okula gelcek demiştim ya''
''Eeee ?''
''İşte o kuzen dorukmuş''
Doruk lafını duyunca bile sinirlenen deniz bide doruğun benim etrafımda olacağını duyunca yüzü sinirden kızarmaya başladı.
''Deniz ?
''O çocuk ölmek mi istiyo ?''
''Sanırım'' Bu lafımın üstüne sağlam bi kahkaha attı. Sinirden mi yoksa komik geldiği için mi gülüyodu bilmiyorum.
''Bu okul daha önce o kadar büyük bi kavgaya şahit olmamıştı.'' dedi sinirle.
''Olmadı ve olmayacak da zaten''
''Bana bulaşmadıkça yada sana bi hareket yapmadıkça bi sorun yok'' dedi göz kırparak.
''O benim sevgilim deniz. Ne bekliyosun ?'' dedim sesimi yükselterek.
Sanki sesimi yükseltmeme değil de sevgili lafına kızmış gibiydi. Elini yumruk yaparak ''Sevgilin olması seni herkesin önünde öpeceği anlamına gelmez'' dedi.
''Ama den-''
''Herneyse buse. Sana yada bana yada BİZE bulaşırsa onu affetmem. Ama sırf senin için dövmekle yetinebilirm.'' dedi ve arkasına bakmadan gitti.
BİZE DERKEN DENİZ ? Denizin ne demeye çalıştığını anlamamıştım ama kesinlike doruğun söylediğinden daha samimi ve daha gerçek geliyodu. Neden böyle düşündüğümü bende bilmiyorum.
Keşke denize anlatmasaydım diye düşündüm. O sırada içimdeki ego buse (evet ona bu şekilde sesleniyorum :D) yine artistlik taslamaya başladı. ''Ben sana demiştim buse denize anlatma diye. Doruğun ağzını burnunu kıracak şimdi. İyi mi oldu ha ?'' dedi.
''Kapa çeneni ego buse. Seni dinleyemem şuan.'' dedim ve yürümeye başladım. Ta ki bi el beni engelliyinceye kadar. Doruk ?!
''Doruk amacın ne ? Okulda böyle davranma bana'' dedim ve hızlıca yanından uzaklaştım. Tek istediğim bi bardak kahveydi. Tabi zil çalınca onu da alamadan sınıfa doğru yöneldim.
En azından son derse girmiştik. Ders edebiyat olduğundan dolayı uyumuştum. Kulaklarımı tırmalayan vahşi zil sesi ile işkence çekerek uyandım. Kapıda bekleyen denizin yanına gidip arabasına bindim.
Deniz beni eve bıraktıktan sonra hemen odama çıktım. Ve müzik dinlemeye başladım. Nedense içimde anırarak şarkı söyleme isteyi vardı. Neyse ki ben bu isteği yapamadan kendimi uykuya bırakmıştım.
Sabah güçlü bi osuruk sesi ile uyandım. Sesi daha dikkatli dinlediğimde puf koldtuğumda hareket ettiğimde çıkan o ses olduğunu farkettim. Ama ben yataktaysam koltuğumdaki kimdi ?
İsteksizce gözlerimi aralayıp koltuğa doğru baktım. Koltukta oturan doruğa baktım. Sanki saatlerdi beni izliyomuş gibi bi ifade vardı suratında. Ama o kadar uykum vardı ki yanılmış da olabilirim. ''Fazla ses çıkarma uyuyorum burda'' dedim ve arkamı dönerek uyumaya devam ettim. Ama ego buse sürekli bişeyler diyodu ve uyuyamıyodum. İsteksizce ''Ne var ne istiyosun ?'' diye sordum ona. Havalı bi şekilde ''Ahh buse. Yazık sana. Çocukluğundan beri böylesin. Yeni uyandığın sıralar öyle gerizekalısın ki ! Hırsız görsen ''Eşyaları ses çıkarmadan çal uyuyorum burda'' dersin. Bi an ego busenin ne dediğini anlamaya çalışırken kelimeler yapboz parçası gibi kafamda birleşti. DORUĞA SÖYLEDİĞİM FAZLA SES ÇIKARMA ve HIRSIZ GÖRSEM SÖYLİYECEĞİM EŞYALARI SESSİZ ÇAL CÜMLELERİ. Olayı anladığımda gözlerim faltaşı gibi açıldı ve hızla yataktan kalkıp doruğa döndüm.''Doruk ?! Ne halt ediyosun burda'' dedim şaşkınlıkla.
''Seni görmeye geldim bbq'' (Saatin 05.15 olması nedeniyle yazarınız burda ergene bağlıyo)
Vampire dönüşüp doruğu odamdan çıkması için pencereye doğru sürüklerken bi yandan da ''Doruk artık böyle her istediğinde beni görmeye gelme. Rahatsız oluyorum'' dedim. Doruk şaşkın bi şekilde bana bakarak öpmek istedi ama ben onu camdan aşağı iterken surat ifadesi kaydı. Neyseki pencerenin kenarlarını tutmayı akıl etmiştide aşağı düşmemişti.
''Buse sen manyak mısın ?! Pencereyi tutmayı akıl etmeseydim beynim patlıycakytı bilio musun ?'' dedi bağırarak. Aslında biraz sinirli görünüyodu. Benim
''Doruk şimdi seninle uğraşamam hadi git şu evden okulda görüşürüz'' demem üzerine yüksek sesle bi küfür savuracaktı. Ben pencereyi kapatıp perdeyi üstüne çektim. Derin bi nefes aldıktan sonra hazırlanmaya başladım. Sanırım doruk okulda ağzıma sıçacaktı.

--

Kahvaltımı ettikten sonra denizin arabasına binerek okula doğru yola koyulduk.
''Eee naber ? Dorukla görüşüyomusun bu aralar ?'' dedi deniz.
''Onu 2 gündür hiç görmedim''. Yalan.
''Umarım öyledir.'' dedi yalan söylediğimi anlar gibi.
Okula geldiğimizde gözüm hemen doruğu aradı. Ama ortalıkta yoktu. Bu beni rahatlatmıştı. Tabiki bu iş burda bitmedi. Korayla da konuşmam lazım.
''Deniz ben burcunun yanına gidicem. Yeni dergi çıkmışta. Onu göstericem'' Yalan.
''Tamam''
Hızlıca burcunun -yani en azından deniz öyle sanıyo ki ben korayın yanına gidiyorum.- yanına gitmek için merdivenleri çıkmaya başladım. Sınıfa girdiğimde Koray ve burcu yanyana oturmuş konuşuyorlardı. Korayın yanına giderek hemen konuya girdim.
''Dorukla sevgili olduğumuzu biliyo musun''
''Yanımda burcu varken bilmemek mümkün mü ?''
''Okula gelcek mi bugün ?''
''Hayır. Zaten fazla günü yok. Hala bişeyler yapmaya çalışıyo lanet olası.''
''Nereye gitti peki ?''
''Bilemiyorum. Bi işi olduğunu söyledi. Lanet olası iş.
Konuşmaya devam edecektim ki hoca geldi. Edebiyat dersi başladı.
Edebiyat, Fizik, Kimya, Geometri vb. bi çok dersten sonra nihayet okul bitmişti. Çıkış saatinde hava karamaya başlamıştı. Denizi beklerken nerdeyse donacaktım. Nerde şu lanet olası herif ? Denize mesaj attım.
''Nerdesin ayı yarım saattir seni bekliyorum okulda.''
''Bi işim vardı 10 dk ya ordayım''
Burcu ve Koraya durumu açıklayınca motora binip gittiler. Koskoca okulda tek başıma kalmıştım. İçimden müdürün odasına gidip. Bilgisayarı kırıp parçalamak geliyodu. Ama tabiki bu düşük notlarımı görmesine engel değildi. Yeni bilgisayar alırdı hemen. Zengin piç.
Okulda bahçesinde buz tutmaya başlayan ayaklarımla bayılcak gibi hissederken bi ses duydum. ''Buse!''
''Heh sonunda gelebildin deniz. Burda donacaktım-'' Arkamı döndüğümde o sesin denizden gelmediğini anlamam kısa sürmedi. ''Doruk ?!'' hiç iyi görünmüydu. Koşarak yanına gidip sarıldım. Leş gibi içki kokuyodu pezevenk. :D Bardan geldiği belliydi. ''İyi misin ?!'' diye sordum yüzüne bakarak. Cevap bile vermeden dudaklarıma yapıştı. Normalde itemezdim ama şuangüçsüz olduğu için itebilmiştim. ''Doruk dur. Bunun sırası değil hiç iyi görünmüyosun !''
''Şşş sessiz ol buse. Burda uyumaya çalışıyorum.''
Anlaşılan sabahki lafımdan dolayı sinirlenip kendini içkiye vermişti.
''Doruk...B-ben sabah söylediğim şey için üzgünüm ama telaşlanmıştım.''
''Gerçekten affedilmek mi istiyosun''
''Evet. Y-yani senle küs kalmak istemem.''
''Özür dilemekten daha iyisini yapabilirsin.''
''Nedir o ?''
Hiçbişey demeden beni hızla duvara yapıştırdı. Bedenlerimizi birleştirmişcesine birbirine bastırdı.
''Sadece...bana karşı koyma'' dedi ve yüzü boynuma gömüldü. Bedenini artık iyice bana bastırırken rahatsız olmuştum. Dokunuşları fazla sertti. Fakat onu itmeye gücüm yoktu.
"Doruk dur lütfen.."
"Şş sadece kendini bana bırak.."
"Ama ben istemi-"
Sözümü bitermeme izin vermeden dudağıma yapıştı. Farkında olmadan canımı yakıyordu.
"Doruk dur" sesim daha yüksek çıkmıştı.
Ama bişey söylemeden işine devam (!) etti ve elleri bacaklarıma kaydı.
Artık korkmaya başladım. Ellerim titrerken telefonuma ulaştım. Rehberden denizi tıkladım. Aradığımı duymuş olcak ki telefonu kapatmaya çalıştı ama sarhoş hali çokta güçlü değildi. Telefonun öbür tarafından "Efendim" sesi geldiğinde kalbim çarpmaya başladı. Titrek sesimle "Deniz...buraya gel...doruk üstümde...okuldayız...çab-"
Cümlemi bitiremeden doruk telefonu kapatabildi. Gözlerimden yaşlar akarken sanki 1 saattir 200km hızla geliyomuş sesiyle yanımıza siyah bi araba yaklaştı. Saliseler içinde arabadan çıkıp yanımıza geldi. Denizdi. Evet bu denizdi. Anında yanımıza gelip doruğu omuzlarından tuttu. Kendine doğru çevirip sağlam bi kafa attı. Doruk yere düşünce ard arda yumruklamaya başladı. Hırsını aldığında karnına bi tane de tekme geçirip kenara fırlattı. Sonra hemen koşarak yanıma geldi. "Buse iyi misin" cevap veremeyecek kadar şoktaydım. Daha önceden geçirdiğim panik ataklar sayesinde
anlamış olacakki beni kucağına alıp arabaya koydu. Geldiği gibi hızlıca yola koyuldu. Bir an önce beni eve götürüp sakinleştirmek istiyodu.

İŞTE YENİ BÖLÜÜMMM :) SÖYLİCEK FAZLA BİŞEYİM YOK SADECE BUNDAN SONRA 30.-40. BÖLÜMLERE KADAR FALAN SINIR YOK. 1.5 HAFTADA 1 BÖLÜM GELİR SANIRIM. NESE MEDYADAKİ EMRE. SİZİ ÇOK SEVİYORUUMMM.
KİSSES, BİTCHES
-A

Çocukluk Arkadaşım.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin