5.BÖLÜM ''CESET''

143 13 6
                                    

Olduğum yere mıhlanmış kalmıştım. Kalabalığın fısıltısı kulaklarımı deliyor, kafamda cevabı bilinmeyen onlarca sorunun verdiği ağırlık, beynimi çökertiyordu. İnsanların hayretler içinde ucube görmüşcesine bana bakması sinirimi bozuyordu.

''Ama anneanne Kılıçhan soyadı nasıl olur ? '' sinirine hakim olamayan, ayrıca kafasında cevapsız onlarca soru barındıran bir ben değildim. Bunlara Giray da dahildi. 

''Okuldasın Giray. Anneanne değil, Seren Hanım diyeceksin. '' biraz önce koridorda belirip katı sesiyle herkesi meraka düşüren kadın, Giray'a doğru yaklaştı, işaret parmağını sallayarak tehditkarca otoritesini yineledi. Giray, bozulduğunu belli etmemek için olduğu yerde kırk takla atıyor, yan gözlerle bana bakıyordu.

''Herkes dağılsın ! Sınıfınıza gidin, derhal ! '' dedi yine o sert tavırlı kadın. Derin'e 'gidelim' dercesine bakış attım ve hiçbir şey yaşanmamışcasına gitmenin doğru olacağını düşündüm.

''10 dakika sonra odama geliyorsun Gizay ! '' kadının otoritesi bedenimi ürpertiyordu adeta.

''Tabii Efendim. '' dedim boyun eğercesine. Yanımdan geçenlerin bakışlarına aldırış etmemeye çalışarak Derin'i çekiştire çekiştire koridordan kendimi dışarı attım.

''Derin, bu ne demek oluyor ? '' sinirimi ona patlatmıştım. Bahçedeki çiçeklerden gelen yoğun kokuyu bol oksijenle beraber içime çektim.

''Nasıl ne demek oluyor ? '' sözlerimin altında kalmamaya kararlı bir tavırla sesini yükseltti.

''Otoritesini koridor duvarlarında yankılata yankılata bedenimi ürperten o sert kadından başlayabilirsin mesela.'' dedim.

Kadının sesinin sertliğini duydukça tüylerim dikelmişti.

''O sert kadın Seren Kılıçhan. Şu anki bulunduğun okulun müdürü. Ayrıca Kurucu Konsey'deki 'KILIÇHAN' ailesinin şuanki temsilcisi. '' diye açıklama yapmışcasına gözlerime baktı.

''Ne konseyi ? Ne ailesi ? '' dedim hiçbir şey anlamamışcasına.

''Tamam. '' eli çantasındaki kitabın birini kavradı ve sayfayı ezberinde tutmuşcasına istediği bölümü anında buldu. Kitabı bana uzattı.

''Oku '' dedi sakin bir ses tonuyla.

''Karanlık, her şeyi yakıp yıkmaya geldiğinde aydınlığın gücü sönmek üzereydi. Aydınlık bölünmüş, ezilmiş, öldürülmek için can vermeye terk edilmişti.

1998 yılında bu katliama son vermek isteyen Aydınlık Ailelerden biri olan KILIÇHAN, yeni bir konsey kurmak için harekete geçti. Ardından ona destek olmak isteyen KIZILOK ve ATEŞKAN aileleri bu Konseyin kurulmasına önderlik ettikleri için günümüzde 'kurucu aile' olarak nitelendirilmektedirler. Sonradan bu konseye katılan ailelerin sayıları tam olarak bilinmemekle beraber onlar da 'yan kurucu' olarak anılır.

Bu konseyin amacı Karanlık'a karşı kendilerini savunmak ve onlara karşı savaşmayı başarmak için var olmuştur. Şuan bulunan Kurucu Konsey'in okulunda, konseyde yer alan ailelerin eğitimi verilmekte, güçlerini kontrol etme, yeteneklerini geliştirme gibi yardım edici şeyler öğretilmektedir. ''

''Bu kadar bilgi yeterlidir sanırım. '' elimdeki kitabı tek hamlede çekip çantasına tıkıştırdı Derin.

''Seren Hanım, kurucu konseyin başkanı ve okul müdürümüz, anladım. Giray neden anneanne dedi Seren Hanım'a ? '' yine bir soru yönelttim sabır taşı arkadaşıma.

CİCİ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin