‘’Bu seferki farklı kanka.’’ Dedim bir heves olanları Derin’e anlatırken.
‘’Herkes için aynısını söylüyorsun Gizay. Bu da diğerleri gibi emin ol. ‘’ dedi kendinden emin bir şekilde.
‘’ Ama bu hem yakışıklı ve kaslı hem de kibar . Üzerinde hawai gömleği yoktu. Onun yerine t-shirt vardı ve vücudunu çok iyi gösteriyordu. Parmak arası terlikler yok, iğrenç duran sakal bıyık yok, bacak kılları yok. En önemlisi de çok seksi. ‘’
‘’ Yeter ! ‘’ dedi bıkmış vaziyette.
‘’ Ama bir sorun var. ‘’ dedim gözlerimi masumca Derin’e dikerken.
‘’ İsmini mi bilmiyorsun ? ‘’ dedi bilmişçe. Evet anlamında başımı salladım.
‘’Adım Yavuz Kızılok ‘’ dedi arkamda beliren gür, bir o kadar da huzur verici bir ses. Derin, boğazına bir şey kaçmışçasına öksürük nöbetine tutuldu. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü diyebilirim.
‘’ Benim de amfide işim vardı. Görüşürüz ‘’ dedi Derin kaçarcasına. Alçak ! Burada beni zor duruma düşürüyor. Utançtan ağlamamak için kendimi zor tuttuğuma yemin edebilirim.
‘’Bileğin nasıl oldu. ‘’ dedi ferahlatıcı gülümsemesiyle. ‘’ Daha iyi. Teşekkür ederim ‘’ dedim.
‘’ Bu arada benim adım Gizay. Gizay Özer. ‘’ elimi ona doğru uzatarak kaşlarımı hafifçe kaldırdım.
‘’ Adını önceden biliyordum ‘’ yine gülümsemesini yitirmeyerek uzattığım elimi hafif dokunuşlarla tokaladı. ‘’ Yalnız soyadını ilk defa duydum. ‘’ diye ekledi şaşırmış bir ifadeyle.
‘’Bence o kadar da farklı değil ‘’ kaşlarımı çatıp ciddileşen bir tavır takınarak bozulduğumu belli etmemeye çalıştım. Yavuz, bana yanlış bir şey söylemiş gibi affetmemi isteyen bakışlar fırlattı.
‘’ Geçmiş olsun Kalpli külot giymiş beyaz göz. ‘’ diye farklı bir ses geldi karşıdan. Alay eder bir tavırla bana doğru yöneltti kaba kelimelerini. Elimle güneş ışıklarına engel olmaya çalışıp yüzünü tanımaya yoğunlaştım.
‘’ Kes sesini Yağız ‘’ dedi Yavuz.
‘’Ağabey, yoksa koruyucu meleği sen mi oldun bu bücürün ? Şaşırmamalıyım. Ezikler nereye, Yavuz oraya. ‘’ gözlerindeki nefretimsi ifadeyi alaylı kelimeleriyle gizlemeye çabalıyordu.
‘’ Acıyorum sana kardeşim. Çevrendeki insan kalabalığının arasında bile çektiğin bu yalnızlığı, kendinden küçük gördüğün insanları ezerek engellemeye çalışıyorsun. ‘’ acıyan ifadelerle Yağız’a bakıyordu.
Şaşkınlığımın içinde batıyordum. Ağabey? Kardeşim ? Yavuz’la Yağız kardeş mi yani ? Kendimi toparlayıp çevremde bulunan insan topluluğunu fark etmem fazla zamanımı almadı. Meraklı bakışlar ne olduğunu öğrenmek için olup bitenleri kaçırmadan izliyordu.
‘’Yavuz, gidelim. ‘’ diye kolundan çekiştirip götürmeye çalışıyordum. Yavuz oldukça sakin, Yağız ise tam tersi sinire bürünmüş, kavgaya hazır bir şekilde hızlı hızlı nefes alıp veriyordu.
‘’Ne yaptığının farkında mısın ? Durduk yere kavga çıkartmakta bir numarasın ‘’ dedi geçen gün Yağız’ın koluna giren makyaj budalası.
Saçları oldukça sarıydı. Boya olduğu kesin. Kuaförden çıkmış gibi dalgaları düzgün bir şekilde beline düşüyordu her bir telin. Yüzündeki kapatıcılar o kadar beyaz göstermişti ki suratını, gece görsem floresan zannedebilirdim. Dudağına koyu kırmızı rujunu düzgün bir şekilde sürmüş, simsiyah göz makyajıyla vamp kadınlara benzemişti. Vücudu podyumdan çıkmış mankenleri andırıyordu.
‘’Kavga falan olduğu yok canım. Sadece ağabeyimin şu ezik bücürü korumasına anlam veremiyorum. Kalpli külot giyen beyaz göze bürünmüş bücür ezikleri korumamalısın Yavuz ‘’ dedi Yağız koridorda yankılanacak bir tonda kahkahasını dışa vururken.
Ellerimin karıncalanıp acının beynime vurduğu sırada tüm vücudum adeta öfke torbasına dönmüştü. Sinirden yüzümün ateş rengine döndüğünü varsayıyordum. Beynimde toplanan tarif edemediğim acı güç, kendimi olduğumdan çok daha güçlü kılmaya yetmişti. Gözlerimin beyaza döndüğünün farkındaydım. Yağız’a doğru ilerleyip boynundan kavrayarak, yerden 5- 10 cm yukarıya kaldırarak duvara mıhlamıştım.
‘’Birincisi; küçük kara kedicik kendini çok üstün görüyorsun, görme. İkincisi ;giydiğim hiçbir şeye karışamazsın. Sevgilin gibi vamp tarz giyineceğime bit pazarından giyinmeyi tercih ederim. ‘’ elimi boğazından çekip yere düşmesine izin verdim. Doğrulması için kolunu hızlıca kendime doğru çekip ayağa kaldırdım. Kızaran boğazını ovuşturuyor, yaptıklarımı endişeyle izliyordu. Elimi aşağı doğru indirip pantolonunu hızlı hareketlerle çıkardım. Boxerıyla herkesin ortasında rezil bir şekilde duruyordu.
‘’Üçüncüsü; benim kalpli külotuma laf ediyorsun ama kendinin ‘annecim beni bırakma ‘ yazan çiçekli boxerını kimseye göstermiyorsun. Yazık. ‘’ dedim herkesin şaşkınlıktan fal taşı gibi açtığı gözlerine sertçe bakarak.
Olduğum yerde silkelenip, toplanmış meraklı gözlere doğru tüm sevecenliğimle yapmacık bir şekilde gülümsedim. Gözlerimin beyazının geçtiğinin farkına vardım.
‘’Ben Gizay Özer. Diğer okulumda ‘cici kız ‘ olarak bilinirim. Tabii sizin ne diyeceğinizi zaman gösterecek. ‘Beyaz Göz ‘ yahut ‘Kalpli külot ‘ demediğiniz sürece anlaşacağız sanırım.’’ Lakapları söylerken telaffuzumu sertleştirmiştim.
‘’Kılıçhan ‘’ dedi koridorda yankılanan gür kadın sesi. Herkes o tarafa bakmıştı. Kadın yanıma yaklaşarak sert bakışlarını yumuşattı.
‘’ Özer değil. Kılıçhan. Gizay Kılıçhan ‘’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİCİ KIZ
RomanceKaranlık seni söndürmek için kapına dayandığında, aydınlık etrafı aydınlatmak için peşinden gelir. Bir seçim yapmak zorundasın. Araf'ta kalmak acı verir, ölüm getirir. ''CİCİ KIZ'' olarak bilinen Gizay'ın hayatı normal şekilde devam ederken birden h...