Her iki bölümümde de destekleriniz için teşekkürler. Yanımda olanlara, hikayemi okuyup dakikalarını ayıranlara, oylayıp yorum yapanlara teşekkür ederim. İyi ki varsınız . İyi okumalar
16 yıl önce
‘’ Emin misin ? ‘’ dedi Derya tedirgin bir ifadeyle.
‘’ Yapabileceğim başka bir şey yok Derya. Olabilecek tehlikelerden uzakta tutmam gerekiyor. ‘’ diye devam etti. Gözleri dolmaya başlamış, ağlamamak için kendini zor tutuyordu.
‘’ Haklısın. Hastanede ölü bir bebek doğdu. Ailesinin şuanda haberi yok. Hemen yer değişimi yaparım. Meriç’i onun yerine koyarız. Kimsenin haberi olmaz. ‘’ dedi Derya fısıldarcasına.
Leyla, kucağında duran bir günlük bebeğine daha sıkı sarılmaya başlamıştı. Yavrusunun kokusunu içine çekti doya doya. Gittikçe ayrılması zorlaşıyordu bebekten.
‘’Elimizi çabuk tutalım. ‘’ dedi güçlü durmak istercesine Leyla. Yanındaki kardeşi bildiği en yakın arkadaşından güç almaya çalışıyordu. Derya, hastaneyi ezbere biliyormuşçasına hızlı adımlarla ilerliyor, Leyla ise zoraki bir şekilde sürüklüyordu kendini koridorda. Bebek odasına geldiklerinde pembeyle döşenmiş tek boş beşiğe ilişti gözleri. Leyla son defa öptü, kokladı yavrusunu. Pamuk beyazı yüzüne son defa baktı, sarımsı saçlarında son defa gezdirdi ellerini. Gözünden düşen sıcak yaş, damladı Meriç’in beşiğine… Olanların farkındaymış gibi yüzünü ekşitti minik kız. Hemşire ve doktorun hafızalarını bu akşam için silip, bilmeleri gereken şeyleri söylediler. Derya, gitmeleri gerektiğini Leyla’ya haber verdi. Son bir defa baktılar bebeğe. Kapıyı aralayarak çıktılar odadan.
‘’Bebek nerede ? ‘’ dedi hırıltılı ses. Karanlığın her zerresinde fark ediliyordu kelimelerde. Derya, Leyla’nın önüne geçmeye yeltendi fakat Leyla engel oldu. Bir adım öne çıkıp daha fazla yaklaştı siyah cüppeli adama.
‘’Öldü ! ‘’ dedi Leyla donuk sesiyle.
‘’Yalan ! Bebeği bana ver Leyla ! ‘’ dedi adam bağırarak.
‘’İnanmıyorsanız ameliyathaneye bakın Taner. Bebek öldü! ‘’ diye bağırdı Leyla gözyaşları arasında. Siyah cüppeli adam başıyla işaret etti yanındaki diğer cüppelilere gidip bakmaları için. Adamlar geri döndüklerinde ‘yok’ anlamında kafalarını salladılar. Taner, Leyla’nın yanına yaklaşarak gözlerinin içine düşmanca baktı. Karşısındakinin karısı olduğunu çoktan unutmuş, karanlığa adım atmıştı. Sol omzundaki aile dövmesi giderek siliniyor, yerini yılan başı ve kargadan oluşan bir sembole bırakıyordu kendini. Elini bir anda Leyla’nın sol göğsüne hızlı bir şekilde sokup, kalbini eliyle kavradı eskiden sevdiği karısının. Hınçla sıktı kalbi. Parçalarcasına sıktı. Güçsüzleşti Leyla. Ayakta duramaz hale geldi. Yığıldı kaldı yere. Ölüm onun için geliyordu artık. Taner, içinde vicdan kalmamışçasına kayboldu koridorda diğer Karanlıklarla. Derya, Leyla’nın yanına koşup kadının başını dizine koydu. Gözünü acı ve hırs büyümüştü. Kardeşi bildiği kadını kaybediyordu. Karanlığa yeniliyordu aydınlık.
‘’Yemin olsun ki bugünün acısı alınacak Leyla. Yemin olsun ki kızına göz kulak olacağım. Karanlıktan saklayacağım. Gün gelince tüm çektiğimiz acıların intikamını almaya gelecek kızın. ‘’ diyordu Derya. Gözyaşları , yerde güçsüz yatan kadıncağızın yüzünde süzülüyordu. –
Günümüz
‘’Burası olduğundan emin misiniz hocam ? ‘’ dedim sorgularcasına. Olanları hala atlatamamıştım. Karşımda duran alışveriş merkezine bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİCİ KIZ
RomanceKaranlık seni söndürmek için kapına dayandığında, aydınlık etrafı aydınlatmak için peşinden gelir. Bir seçim yapmak zorundasın. Araf'ta kalmak acı verir, ölüm getirir. ''CİCİ KIZ'' olarak bilinen Gizay'ın hayatı normal şekilde devam ederken birden h...