Sherlock ve John sonunda 221B ye dönmüşlerdi.
John yorgun olduğunu söyleyerek direkt odasına uyumaya çıktı.
Salondaki koltuğa kendini atan Sherlock'un aklı ise tabiki Johndaydı.
Yukarıya çıkan merdivenlere baktı.
Uymaya gideli bir saat oldu diye düşündü Sherlock.
Birazcık yanına uzanmaktan zarar gelmez diyerek yavaş adımlarla merdivenleri tırmandı.
Johnun odasının önüne geldiğinde kapıyı hafifçe aralayıp içeriye baktı.
John uymamış sadece tavanı izliyordu.
Çarşafı sinirle sıkması ve gözlerinin nemli olmasından ne düşündüğü açıkça görülüyordu.
Sherlock yutkundu.Aşşağı inip burda kalmak arasında gidip gelsede kalmaya karar verdi.
Yavaşça odanın içine girdi.
Johnun gözeri ona doğru döndü.
Ağladığını gizlemek istedi ama Sherlock onu çoktan görmüştü.
Sherlock yavaşça yatağın diğer tarafına uzanıp Johna sarıldı.
Konuşmalarına gerek yoktu.
Bu John için yeterliydi.
Sherlockun onun yanında olduğunu bilmek...
Sherlock olmadan yaşayabilirmiyim diye düşünürdü eskiden ama Jimle geçirdi bir kaç günden anlamıştı ki onsuz nefes almakta bile güçlük çekiyordu.
Birbirlerini tamamlıyorlardı.
Çok geçmeden John yorgunlukla uyuya kaldı.
Sherlock ise sadece onu izleyerek sabahladı...**
Sherlock uyandığında önce elini başına götürdü.Sabaha karşı uyuya kalmıştı.
Başını sağa çevirdiğinde John'u yanında göremeyip bi anda doğruldu.
Y.Yoksa Johnu kurtarmadımmı diye düşündü.Rüya görmüş olma ihtimali kaçtı?!
Sherlock panikle kendi kendini yerken bi anda odanın içindeki kapı açıldı ve banyodan gelen buharın ardından John gözüktü.
Sherlock derin bir nefes alıp hemen ayağa kalktı ve Johna sarıldı.
Bunu beklemeyen John anlamayarak konuştu;
"Sherlock?"
"Bi sorunmu var?"
Sherlock ona kötü anıları tekrar tekrar yaşatmak istemediği için hemen John'dan ayrıldı.
Pijaması biraz ıslanmıştı çünkü John hala bornozuylaydı.
Bir süre gözü Johnun üzerinde gezinen Sherlock ortamın garipliğini farkedip hafifça kızaran Johna döndü ve boğazını temizledi.
"Sadece...seni özledim John.Hepsi bu.Sen üzerini giyin.-burukça gülümseyip devam etti-ben aşşağıdayım"
Sherlock birşeyler uydursada John durumu az çok farketmişti.
Kapıdan çıkmak üzere olan Sherlock'u durdurmak için hafifçe sesini yükseltti ve konuştu.
"Sherlock"
Sherlock ona döndü ve devam etmesini ister gibi baktı.
John gözlerini kaçırdı.Bu olanlar onun için fazla yeniydi.
Ses tonu düşsede konuşmayı başardı.
"Bende seni özledim....Bir süre Sherlocka bakıp devam etti-ama artık korkmana gerek yok.Ben burdayım."
Sherlock keşke korkmamak elimde olsa diye geçirdi içinden ve tekrar burukça gülümseyip odadan çıktı....
Sherlock ve John kahvaltı ederken kimse konuşmuyordu ama ikiside aynı şeyi düşünüyordu.
Gökdelendeki öpücük,dün gece birlikte uyumaları,sabahki olaylar...
Sherlock Johnun üzerine gitmek istemiyordu.Zaten bu tarz ilişki olaylarında berbattı ve büyüyü bozmak istemiyordu ama bu konunun konuşulması gerektiğininde farkındaydı.
John ise çokta farklı düşünmüyordu.Sherlockun romantik ilişkilerde berbat olduğunu biliyordu ama kendisi onun aksine bu tarz konularda daha iyiydi.
Dün geceden sonra Sherlocka karşı hislerine dair bir şüphesi kalmamıştı.
Belkide Sherlock'u beklemek yerine konuyu ben açmalıyım diye düşündü John.
İkiside aynı anda konuştu.
"Sherlock.""John""..."
""Efendim""
---
Umarım beğenmişsinizdir.
Vote ve yorum bırakmayı unutmayın~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I will BURN your HEART
FanfictionMoriarty Sherlocka bakarak tehtitkar bir sesle konuştu. "Senin kalbini cayır cayır yakacağım" "Güvenilir kaynaklardan öğrendiğime göre,bende ondan yok." ama bu bir yalandı ve Moriarty zeki bir adamdı. Jim gözleri kısa bir süreliğine Johna kayarken k...