Ot çekmiş gibiydim. Aynı anda binlerce farklı gelecek gözümün önüne geliyordu. Etrafta bir sürü Abu vardı. Çift görmüyordum, milyon tane Abu görüyordum. Beşinci boyut başımı döndürmüştü.
Abu aynı anda tonlarca şey söylüyordu.
"Anlamıyorum Abu!" Sesim yankılandı.
ABU-BU-BU!
BEN MÜKEMMELİM!
DÜNKÜ ÇİKOLATAYI SEN Mİ YEDİN?
ANNEM MARS'TAN DÖNDÜ MÜ?
BUGÜN BALIK TUTTUK.
WEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEE!
BİLGİSAYARIMI YEDİM.
HADİ YİNE İYİSİN.
WE'RE BACK BABY!
Tanrım, çıldıracaktım! Binlerce saçma sapan alakasız cümleler duyuyordum. Kimin söylediği de belli değildi.
Herşey durdu. Rahatlamıştım. Kafam ölmüş resmen ya!
"Abu neler oluyor lan?"
"Beşinci boyutun nasıl olacağını düşündün ki? Neyse durdurdum ben. Şimdi Büşra'nın benimle tanıştıktan sonraki tepkisini görelim."
Önümüzde bir ekran belirdi. Hani filmlerde olur ya havada böyle? Hah işte ondan. Ekranda Büşra'ya Abu'yu anlatıyordum. İnanmıyordu. Sonra Abu geliyordu. Büş bayılıyordu. Uyanınca ona Abu'nun süper biri olduğunu anlatıyordum. 1 gün boyunca benimle konuşmuyordu. Sonra alışıyordu Abu'ya.
Dünyaya geri döndük.
"Tamam Sezin, ona beni anlat."
"BANA ESMEYİİİİ ANLAAAĞĞTT! BANA-"
"Sezin, herkesi çözeceğim şimdi. Sus."
Herşey normale döndü. Büşra heyecanlanmıştı.
"Evet, bana ne anlatacaksın?"
"Bundan iki gün önce...." diye bi' başlamışım ki zil çaldı.
Koridorda Yavuz hoca suratıma bitter çikolata fırlattı gülerek.
"Afiyet olsun Sezin." SURATIMA ATMAYAYDIN İYİYDİ.
Ders rusçaydı. Yani boştu. Malaklar hoca bulamamışlar, sene başından beri hep boş oluyordu bu ders. Ona Abu'yu falan anlattım. Daha önce 5. boyutta gördüğümüz gibi bana inanmadı.
"Tamam. Çıkışta bize gel, sana kanıtlayacağım."
Son dersinde bittiğini haber veren zil çalınca bizim eve doğru yol aldık.
"Sezin bime girsek birşey almam lazım?"
"Olmaz kızım. Eve geç kalırsam annem gebertir. Eve geldikten sonra dışarı çıkmama izin veriyor ama okuldan geç kalmama kızıyor. Nasıl bir kafaysa artık annemdeki. Eve gidelim bi' sonra gideriz bime."
Kapıyı çaldım. Annem Büş'ü görünce şaşırdı.
"Aaa bir arkadaşın olduğunu bilmiyordum kızım." Yemin ederim bu kadın beni ezmek için yaratılmış. Okulda Arzu yetmiyor ya zaten, bi'de bunu çekiyorum.
"He anne bu Bööğğşraa."
"Çok tatlıymışsın sen. Hoşgeldin. Ben de Meltem. Bu eziğin annesi."
"Hoşbulduk Meltem abla." Annem duyduğu sesle şok geçirmişe benziyordu ama toparladı.
"Ehehe şey... Ay abla diyen...--"
Böğşra'yı kolundan çekiştererek bizim odaya getirdim. Harbiden sevimli kızdı, yanaklarını sıktım.
"Şimdi hazır ol kanka, Abu'yla tanışacaksın. Çok yakışıklıdır bu arada ehehe."
Abu birden odanın ortasındaki sehpanın üstünde belirdi. Büşra bayıldı. Biliyorduk zaten.
Limonlu kolonyayı kızın boynuna falan boşalttım. Uyandı. Çok becerikliyim nağlet olsun.
"Bunların hepsi şaka değil mi? Sezo şaka olduğunu söyle."
"Birincisi Bana.Bir.Daha.Sezo.Deme. İkincisi şaka değil tatlım. Ama lütfen bana küsme ya sensiz ne yaparım ben bir gün boyunca?"
---------------------------------------
Bir gün sonra okulda Büşbüş yanıma geldi.
"Üzgünüm ya ne bileyim bunlar bana fazla geldi. Arkadaşız yine değil mi?"
"Lanet olsun çiçeğim evet."
Bu arada Atilla'yla hala konuşmamıştık. Okulda hep ondan kaçıyordum o yüzden beni hiç görmüyordu. Aramıyordu da. Hani ben farklıydım lan, ne oldu? Ne çabuk unutulduk helal olsun valla:/
Öğle arasında Büşra'yla karışık tostlarımızı hunharca yiyorduk. Onunki bitti.
"Git şu Atilla'nın yanına artık. Bak gitmezsen ben gider ona aşık olduğunu söylerim!"
"Böşböş saçmalama!"
"Ben ciddiyim. Hadi yürü. Elini yüzünü yıka bi', tost yedin."
"Haklısın valla. Unutulduk. Kendimi hatırlatmaya gidiyorum."
Atilla'nın sınıfına gittim. Sırasında koca kulaklıklarını takmış müzik dinliyor ve telefonuyla oynuyordu.
"Merhaba Atilla."
Beni duymadı tabi ki. Kulaklıklarını çıkardı.
"Heey. Nerelerdesin sen?" Lanet herif. Sorduğu soruya bak.
"Asıl sen nerelerdesin dostum. Arayıp sormuyorsun bile."
"Sınıfına kaç kere geldim, hiçbirinde bulamadım seni. Arıyorum, arıyorum açmıyorsun bile."
"Aradın mı?"
Ohohoo benim beyin uçmuştu resmen. Atilla'yı kaydetmeyi unuttuğum aklıma geldi. Bilmediğim numara olunca da açmadığım için-sapık falandır diye düşündüğümden veya işleten birine rezil olmamak için-bana ulaşamamıştı demek ki!
"Ay inanmıyorum ya! Seni kaydetmeyi unutmuşum. Tanımadığım için de açmıyordum. Of lanet olsun çok özür dilerim."
"Ahaha ne acayip kızsın ya! Tahmin etmiştim böyle birşey olduğunu. Şimdi beni hemen o telefonuna kaydet ki sana ulaşabileyim."
"Tamam. Sana birşey sormalıyım. Şu Arzu'yla çıkıyor musun? Arkadaş olacaksak senin tüm sırlarını bilmeliyim."
"Hayır. Birini kıskandırması gerekiyordu ona yardım ettim. Bunun karşılığında bana 5 tane çikolata aldı. Biri beyaz, biri bitterli, biri-"
"Hey tamam ya canım çekiyor. Kimi kıskandırdı ki?"
"Koray'ı. Ve işe yaradı. Bugün sabah onları öpüşürlerken gördüm. Ne çabuk ilerlemişler şaşırdım yani."
İlginç ki bu beni üzmemişti. Koray'ı önemsemiyordum artık. Benimle dalga geçmeyen bana değer veren biri vardı yanımda artık.
"Gel seni Büşra'yla tanıştırayım. Yeni arkadaşım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ezik Macerası
FantasySezin; okulda hiç arkadaşı olmayan, pek umursanmayan bir kız. İnsanlar onu o kadar umursamıyor ki, görünmez olduğunu düşünüyor. Keşke olsaydı! Ama üzgünüm olmayacak. Hikayede buna yer yok. Sezin biraz olsun görünmezliğe yaklaşmak için tuvalette gizl...