8.Bölüm/His!

7 8 0
                                        

Multimedya Alara Keskin.

Keyifli okumalar.

××××××××××××××××

Kolpa'nın EVET AYNEN'İNDEN sonra dinlenmek için şarkıya ara verdik. O sırada gözlerim bizim kızların üzerine kaydı. Hoş, nerden bizim kızlar oluyorsa artık.
Alara bahçeye çıkıyordu. Bunalmış olmalı, burayı ve kalabalığı pek sevmediğini biliyordum. İyi gelir bahçe. Sanem asık suratla bekliyordu. Acaba biraz sonra olacaklardan haberi olduğunda nasıl hissedecektir. Ada'da halinden memnun gibi görünüyordu. Bu iyi bir şey en azından. Zaten mekanda bulunan diğer herkes oldukça mutluydu.

"Bu şarkıyla başlayalım." dedi Eren. Bir sonraki şarkı ÖZGÜN, HAYAL ET'Tİ. Güzel şarkı aslında uyardı onlara. Ben olsam Taladro'dan seçerdim o ayrı.
"Bana uyar." dedi Aras. Sanki kendisine teklif edilecek.
"Güzel. O zaman başlasın." dedi. Ama titriyordu.
"Bak, şu heyecanını at üzerinden. O en fazla hayır der. Ama sen içindeki sevdayı tek başına büyütmekten kurtulursun." dedim omzunu sıvazlayarak.
"Sağol kardeşim." dedi o da gülümseyerek. Şarkıya başladığımızda ben söylemiyordum, bu işin raconu böyle. Eren söylüyordu. Onun seside baya iyiydi.

"Ama yok senden ne bir ses ne seda.
Kim bilir kimler var aklında.
Sana çok, ara bul deliler var etrafta, gidilir peşinden böyle aşk bulunca.
Ama nerde sende o kadar cesaret.
Odanda bir hayalet mutlu günlerden kalan.
Sararıp soldum bu ne felaket.
Bu nasıl aşkmış hesap et.
Sende anlarsın ondan."

Şarkının sonuna geldiğimizde Eren'derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Bu gün, sonucu ne olursa olsun benim en mutlu günüm. Herkez EN'leri sever değil mi?" Eren'in sorusuyla mekandan Evet sesleri yükseldi. Eren'de bundan cesaret alarak konuşmaya devam etti. "Aramızda EN kıymetlim var." bir kaç 'ooo' seslerinden sonra Eren hafif tebessüm etti. "Onu çocukluğumdan bu yana tanıyorum. Ama üzücü olan şu ki, lisede bizim yanımızdan ayrıldığında fark ettim. Onsuz olmak nefes alamamak gibiymiş. Sevdiğiniz bir kitabın kötü sonla bitmesi gibi düşünün."iyi gittiğini düşünüyorum açıkçası. Sonra gözleri Sanem'i buldu. "Onu her koşulda sevmek güzeldi. Başkasıyla olma ihtimaliyle yanmak tarif edilemezdi. O bunu bilmesede, sevgisini içimde büyütmek güzeldi." tam bir şağir. Mekandan bir ses, "Peki ya o şanslı kadın kim?" dedi. Bir kadın sesiydi.
"Sanem!" dedi yüksek sesle Eren ve elini kalbinin üzerine koyup, "Artık bu sevdayı tek başıma büyütemiyorum bana yardım edermisin?" malum soru duyuldu. Eren çok heyecanlıydı, Sanem ise... O ağlıyordu. Eren sahneden atlayıp ona doğru yürümeye başladı. Sanem de ona doğru hızla yürüyordu. Sonunda yaklaştıklarında Sanem Eren'in boynuna atlayıp sarıldı. Eren ondan ayrıldığında, hâlâ elinde olan mikrofonu aralarına aldı ve, "Biz hâlâ cevap bekliyoruz?" dedi. Millette Eren'i destekleyince, Sanem mikrofona eğilip, "Seni seviyorum." diye fısıldadı. Mikrofon olmasaydı duymayacağımızdan emin olabilirdim. Anın büyüsüyle birbirine iyice yaklaştılar. Sonrası kılasik öpüşme sahnesi. İğğğ.
Mekandan ıslık ve alkış sesleri koparken bizde sahneden indik. Doğu hafif bir dans müziği açmıştı. Alara hâlâ bahçede olmalıydı, ortalıklarda görünmüyordu çünkü. Ona bakmak için bahçe kapısına yöneldiğimde, kapıdan hızla çıkan siyah kapişonlu, daha önce görmediğime emin olduğum bir erkek bana çarpıp gitti. Arkasından baktığımda benden bir kaç santim uzun olduğunu fark ettim. Kaslı bir yapısı vardı, zaten karşıdan gelirken gördüğümde yüz hatlarınında keskin olduğunu fark etmiştim. Kimdi acaba. Buraya ilk defa geldiğine yemin edebilirdim. Çünkü daha önce görsem kesin tanırdım. İsim olarak bilmesemde insanları yüzlerinden tanıyordum.

CENDEREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin