Gözler Gizler miydi Ruhun Izdırapını

359 142 178
                                    

 Ölü çiçeklerin ruhları küçük kız çocukların kalbinde yaşarmış.

İçim büyümeyen bir kız çocuğunun ülkesi ve ben elimde kırmızı balonum'la yönümü bulmaya çalışıyordum. Benliğim çaresiz ve nefret doluydu. İçimde ki nefret her şeye idi. Özellikle anneme beni hiç güvenmediği birinin ellerine nasıl bırakırdı hala anlayamıyordum. 

İçimde ki küçük çocuk umudunu yitirdiğinde ölmüştü. Ruhsal dengemi bende bilmiyordum.  Sahiden bir ruhum var mıydı benim? Ya da temiz kalmış mıydı bedenim?

Milyarlarca insan vardı ve bana bu dünya da sadece acılarım düşmüştü.

Güne gözlerimi yine bir çok düşünce ve buruklukla açarken daha fazla yatağımda uzanmayı bırakıp ayaklandım. Banyoya gidip işimi hallettikten sonra günlük rutinim haline gelmeye başlamış okul kıyafetlerimi giydim. Aynanın karşısına geçip günden güne uzayan saçlarımı tarayıp salık bıraktım. 

Köşede duran okul çantamı aldım ve bugün ki ders programımı hazırlamaya başladım. Sakin adımlarla mutfağa girdiğim de kucağında Asafla sandalyede oturan Üvey Annemi gördüm. Kaşlarım çatılırken neden bu saatte uyanık olduğunu sorguladım, daha çok erken bir saatti.

Olan iştahım da kaçmıştı onlara son bir bakış atıp mutfaktan ayrıldım. Siyah botlarımı giyip evden çıktığım da telefonumdan bir müzik açıp kulaklığımı kulağıma taktım. 

Kasvetli hava bana çok iyi gelirken durağa doğru ilerlemeye başladım. Bugün iki tane yazılımız vardı ve onlara girdikten sonra o adamın şirketine gitmeyi düşünüyordum. 

Erken gelen otobüs sevinmeme yol açmıştı, otobüse binip arkalarda bir yerlere oturdum. Okula giriş yaptığım da daha dersin başlamasına var olduğu için adımlarım geniş kantine doğru ilerledi. 

Pek kalabalık olmayan büyük kantinde bakışlarımı dolaştırıp insanlarının hiç birinin umurunda olmadığımı anladım keza onlarda benim gram umurumda değildi. Sıcak kahve alıp boş ve insanlara uzak olan bir masaya doğru ilerledim. Sandalyeyi kendime doğru çekip oturdum. Sıcak kahvemi yudumlarken telefonumda öyle boş boş galeriye bakıyordum.

Tek tük fotoğraflarım vardı pek fotoğraf çekmeyi bilmezdim ki çoğu ödev veya notlardı. Yanımda duran gölgeliği hissettiğimde kafamı sakince kaldırdım. Yabancı gözler beni odağı altına alırken alık alık bakıyordum.  

Kalın biçimli siyah kaşları simsiyah saçlarıyla bütünleşmişti. Ona inat masmavi gözleri harelerinde bir çok duyguyu andırıyordu, beyaz teninde tek bir sakal bile yoktu. Yüzü fazlasıyla pürüsüzdü. 

Bu çocuğu bu okulda hiç görmediğime yemin edebilirdim.

Bana bakmayı kesip karşımda ki sandalyeyi çekip oturdu. Kaşlarım anında çatılırken ne yaptığına anlam veremedim. Buna rağmen sesimi çıkarmayıp kahvemden yudumladım. Kantinde ki bakışları üzerimde hissediyor, hakkımda konuşulan fısıldaşmaları duyabiliyordum. 

Dikkat çekmeyen ben birden bire ilgi odağı olmuştum ve bundan hiç memnun değildim.

"Kim olduğunuzu ve neden masamda olduğunuzu öğrenebilir miyim?" Dedim gergin çıkan sesime lanetler ederken, gerçekten fazlasıyla tedirgindim. 

Çatık kaşları yüzündeki sinirli ifadeyi korurken etrafa kısaca göz attı. Masanın üstünden bana doğru eğilip ellerini kahvemin önünde durdurdu. "Sadece oturmak istedim ve oturdum hem yeni öğrenciyim bu okulda çok konuşuluyordum. Tanımıyor musun beni, gururum incindi." 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 18, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ruhumda Bin CesetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin