Bölüm 12

148 8 1
                                    

Ondan geri çekildiğimde fazla ayakta duramıyordu. Arabanın yanına kadar yürüdük. Daha doğrusu onun ağır bedenini ben yürüttüm. Arabanın yanına geldiğimde çantamdan telefonumu alıp Emir'e mesaj attım.

'Emir buraya gelip Aras'ı alır mısın?'

'Nerdesiniz? Bir şey mi oldu? Aras nerde?' ard arda gelen mesajlara toplu bir şekilde cevap verdim.

'O iyi sadece pek ayakta duramıyor sana konum atıyorum.' Emir'e konumu attığım sırada onun nefesini boynumda hissettim.

Kendimi deniz kenarında rüzgarın etkisiyle üşüdüğüm gibi hissettim. Ona doğru döndüğüm sırada artık başını boynumda hissettim. Sonra beni içine çekişini fark ettiğimde gözlerimi kapattım.

"Çok güzel kokuyorsun." beni bir kez daha içine çekti. Şu an yaşadıklarımın gerçek olduğuna inanıyordum. O karpuz renginde olan dudaklarından bu sözcükler çıktığına hala inanamıyordum. Yere oturdu ve sırtını arabaya yasladı.

Sol tarafına geçerek onun yaptığı gibi oturdum. Ona doğru kafamı çevirdim. Çene kemiği belli oluyordu onu bu kadar fark etmemiştim. Kafasını sol tarafa doğru çevirdi ve gözlerini gözlerime kitledi. Sağ elini kaldırdı ve yanağımda gezdirmeye başladı. Aklımdan o an onu neden neden kızdığımı geçirdim.

"Düşünme." neler hissettiğimi anlamıştı. Gözlerimi açtığımda sol elini kaldırdığını gördüm. Sol göğüsüne kafamı koyduğumda sol kolumla beni çekerek ona sarılmamı sağladı. Kokusu kendimi kaybetmeme sebep oluyordu. Beni kendine çeken uykuya teslim oldum.

***
'Aşkı bana sorsalar herhalde sinemaya gitmek, onunla yeni maceralara koşmak ama en önemlisi ona güvenmek derdim.
Ama o farklıydı onunla sinema ya da yemek yeme fikri çok saçmaydı. Birbirlerini uymuyormuş gibi geliyordu. Ona güveniyordum ama o içimdeki ses bana uzak dur demeye devam ediyordu.'

Bunları düşündüğüm sıra yeni uyanmıştım yatakta iyice gerildikten sonra ayağı kalkmaya çalıştım ama sağ ayağımın altındaki acı ile yatağa geri dönüş yaptım.

Ayağımı sol dizimin üstüne koyup baktıktan sonra iki üç çizik ve kuru bi kan gördüm. Dokunduğum zaman aklıma dün gece olanlar geldi. Banyoda hem duşakabin hem de küvet vardı. Küveti doldurmaya karar vermiştim.Bugün Öykü ile kız geçesi yapacaktık. Öykülerin anne ve babası haftada bir gün şehir dışında oturan nenesini göremeye gidiyorlardı.

Bugün yine gideceklerdi ve bizde Öykü ile güzel bir gece geçirmek için beraber kalacaktık. Küvetin ağzına kadar dolmasına az kalmıştı ki musluğu kapattım. 

Gece ne ara giydiğimi bile fark etmediğim gecelik takımımdan kurtuldum ve kendimi sıcak suya bıraktım. Küvetin içini biraz köpürtmek için sabunu da döktükten sonra kulaklığı taktım ve kafamı geri yaslayıp kendimi şarkıya bıraktım.

Ne kadar şarkının ritmine kendimi kaptırsam da aklıma dün gece olanlar geliyordu. Neden o kadar içmişti. Bir süre daha suda kaldıktan sonra havluyla bedenimi sardım ve odaya geçtim. Dizlerimden bir karış üstünde biten havlu bedenimi sıkıca sarmıştı. Odaya adım attığımda dolaba yaslanmış bir şekilde telefonumu karıştırdığını fark ettim. Ona doğru adım attım.

"Telefonumu verir misin?" gözlerini telefondan çekti ve bana kitledi. Sonra gözledi yavaş yavaş beni süzmeye başladı. Bir dakika ben daha yeni banyodan çıkmıştım.Yanaklarım domates olurken konuşmaya çalışıyordum.

"Göz-gözlerini üstümden çeker misin!" ben ona tıslarken o hala anlamamış gibi bana bakıyordu. Ellerim otomatik olarak iki göğüsümü kapladı. Üstümde havlu olduğuna o kadar çok sevinmiştim ki sevinç dansı bile yapabilirdim. Kendi kendine konuştuğumu fark ettim.

RUHUMUN TEBESSÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin