Bölüm 2

165 23 5
                                    


Günlerden perşembeydi saat 9:30'du ikinci derse girmiştik. Bir ders sonra sınav vardı. Sınıfın çoğu sınava çalışıyordu diğerleri ise konuşuyorlardı.
Seneye mezun olacağınız için dersler çok sıkıydı. Hocalara YGS sorularını çözüyorlar bize de nereler çıkar diye fikir veriyorlardı. Herkes zilin çaldığını fark ettiği sırada ayaklandı.

"Hayat bu akşam ne giyeceksin."şaşırdım.

"Bu akşam ne var ki?"

"Parti var Hayat yoksa yine mi unuttun?"aklıma gelmişti.

Her cuma okulun patisi vardı. İlk defa bir barın yanındaki Limon Cafe'de vereceklerdi. Bu yüzden okul çok heyecanlıydı özellikle de kızlar. Hepsi nasıl giyinsem diye düşünüyordu.

"Her zamanki gibi giyineyeceğim Öykü. Normal bir parti işte."Öykü yüzündeki tebessümle yanımdan ayrıldı.

Sınavın üstünden tam üç ders geçmişti. Çok kolay değildi ama çok da zor değildi sadece çalışanları yapabileceği şekildeydi. Son iki dersin boş olacağını sınıftaki Zeynep söyledi.
Öğretmen gelmediği için okuldan erken çıktık.Akın eve geçeceğini söylemişti.

"Ben alışveriş merkezinin gideceğim Hayat seninle gelsene akşam için bir şeyler alırız."

Öykü ile alışveriş merkezinde gitsem mi diye düşünmeye başladım cevabı evetti neden bu kadar düşündüm anlayamamıştım.

"Tamam gidelim."Öykü koluma girdikten sonra taksiye bindik oradan uzaklaştık.

Yarım saat içinde alışveriş merkezinde gelmiştik. En az on mağazaya gimiştik bile. Öykü kendime dizlerinin altında biten sarı renkte, bebe yakalı bir elbise aldı. Ben ise ten renginde dizlerimden beş santim üstünde biten, omuzları açık bir elbise aldım. Ayakkabı almayacağım çünkü evde vardı.

Mağazalardan sonra yemek yemek için üst kata çıktık. İkimiz de hamburger menüsünü aldıktan sonra dışarıdaki masaların birini oturduk. Öykü'yle o kadar çok yorulmuştu ki yemekleri hızlı hızlı yiyorduk.
*****

Annem ve babam bugün erken gelmişler. Rüya'da okuldan yeni gelmişti.Rüya benden sonra evini ikinci prensesiydi. Hatta evin sadece prensesiydi.Altıncı sınıf öğrencisi, çok bilmiş ve çok tatlı benim aksine sarışındı ve mavi gözlüydü.

Kendimi bazen bu aileden değilmiş gibi hissettiriyordu. Derslerinde başarılıydı.Aykaç Kolejinin orta okulunda okuyordu. Evde herkes yemek yiyorlardı yanlarına gidip tebessüm ettikten sonra konuşmaya başladım.

"Afiyet olsun."

Babam kafasını kaldırıp baktı. "Neredeydin Hayat?"dediği ve cevap vermek için ağzımı açmıştım ki annem konuşmaya başladı.

"Ben haberim var Mehmet. Öykü ile beraber bu akşam bir parti için alışveriş merkezine gittiler." Normalde babam nereye gittiğimi sormazdı bu beni çok şaşırtmıştı.

Odama çıktım. Bir saat sonra parti için hazırlanacaktım.
* * * * *
Dolabımın kapağını açtım ve aldığı elbiseyi giymek için banyoya girdim. Banyoda üzerime uygun hafif bir makyaj yaptım. Saçlarının uçlarını hafif bir maşayla banyodan çıktım.

Ten rengi bilekten bağlı babetleri  ayağıma geçirdikten sonra aşağıya indim. Babam ve annem konuşuyorlardı. Her sene ben hariç üçü Amerika'ya gidiyorlardı. Bu senede aynı şeyi yapacaklardı ama bu sefer on beş gün değil bir ay kalacaklardı. Partiye Akın ile gidecektim.

Taksi kapıda beklediği için hemen çıktım. Kafeye gitmem tam on beş dakika sürmüştü.
Akın taksinin parasını ödüyordu. Limon kafe İstanbul'un en pis barının yanındaydı. İçeri girdiğimizde Öykü masada tek başına sıkıldığı belli ederek duruyordu. Yanına gittiğimizde konuşmaya başladı.

"Nerede kaldınız ya patlıyordum"diyerek isyan etmişti.

İki saattir buradaydım saat 22:48'di. Bizimkilere her ne kadar gitmek istediğimi söylesemde dinlemediler. Parti gece 00:30'a kadar sürücekmiş ve bizimkiler de illa sonuna kadar durucağız diye inat ettiler.

Ben gitmek istediğimi söylesemde dinlemediler. Daha iki saat vardı dayanamadım telefonumla birlikte dışarı çıktım. İleri doğru yürüdüm biraz derin bir nefes çektikten sonra kafeye gitmek için arkamı döndüm.İki kişi gözlerini bana dikmiş bir şekilde gülüyorlardı. Bir anda arkamda iki kişinin daha olduğunu anladığım zaman zor yutkunmuştum.

"Ooo elbisen çok yakışmış güzelim bir de bende mi denesek"alhaksız beni ne sanıyordu bu?

"Çekilin önümden fena olur."bir anda hepsinin o pis gülüşleri çıktı ağızlarından.

"Duydunuz mu millet kötü olurmuş.
Güzelim sen kendini bize bırak."arkadaki biri kollarımı sıkıca tuttu.

Sonra karanlığın içinden topuklu ayakkabı sesi geldi. Gözlerim öylece açılmıştı karşımdaki sürtüktü. Bana doğru yaklaştı ve konuşmaya başladı.

"Naber Hayat ama dur çok iyi gözüküyorsun şu anda."  beni kendisiyle karıştırıyordu.

"Bırak beni lan sürtük ben sen olamam asla bu bil öyle konuş benimle."

Yüzüme yediğim tokatla başım dönmüştü. Hem kendinin ne olduğunu biliyordu hem de bunu kabul etmiyordu.Ellerimi tutan piç karşısındakileri kaş göz işareti yapmıştı.

Karşımdakiler bana doğru yürüyordu.Ne yapacaktım ben şimdi nasıl kurtalacaktım. Bir yanda Berna kahkahasını atarken diğer yanda dört kişi tarafından hücreye koyulmuş gibi hissediyordum. Gözlerimi kapattım ve Allah'a en içten dualarım yolladım. İçimden geçirdiklerimin kabul olmasını o kadar istiyordum ki bunların nasıl elinden kurtulacaktım bilmiyorum ama Allah'tan birinin yollamasını istedim.

"Bırak beni!"daha çok elimi sıktı. Sonra o karanlığın İçinden bir ses geldi.

"Duyduğunuz kızı bırakın!"siyahların içinde belli belirsizdi hatta hiçbir gözükmüyordu.

Ayak sesleri yaklaşmaya başlamıştı. Biri daha mı geliyordu ne yapacaktın ben şimdi? Sonra o karanlığın içinden gözlerini bana dikmiş bir şekilde çıktı.

"Ooo kimlerde buradaymış. Senin eskilerden mi yoksa Aras sen artık çok kullanmışsındır bırak da bize kalsın biraz."hepsi aynı anda gülmüştü.

Beni sürtük yerine koymalarına mı kızıcaktım ya da Berna'nın bir an paniklemesinin sebebini mi arayacaktım bilmiyorum.

Adının Aras olduğunu öğrendim çocuk daha demin kelimeyi kullanan çocuğu yerle birleştirdi. Sonra bir anda birinin ağzını geçirdi birinin de karnına tekme attı. Ellerimi tutan da ellerimi bırakarak daha doğrusu beni bir kenara attıktan sonra ona doğru koşmaya başladı.

İkisi birlikte kavga ederken yanıma Berna geldi ve beni ittirmeye başladı. İlk başta kendimi toparladım  yanağıma daha demin yediğim tokatın mislini ona verdikten sonra ona döndüm.

Sanırım o çocuğu döve döve bayılmıştı. Bana doğru yürürken omzumdaki sert darbeyle gözlerim kapandı...

RUHUMUN TEBESSÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin