Babasının ölümünden sonra kimsesiz çocukların bulunduğu bakım evine uyum sağlayamadı ve 7 yaşında ruhsal sıkıntılar yaşamaya başladı.Annesi tarafından cinsel istismara uğradıktan sonra çekilmez biçimde baş ağrılarına yakalanan ve bunuda çevresindekilere sık sık dile getiren Fish lise yılını hem okuyup hem bir işte çalışarak geçirdi ve ilerleyen zamanlarda eş cinsel eğilimleri ortaya çıkmaya başladı.
Albert Fish, kurbanlarına önce tecavüz ediyor daha sonrada etlerini yiyordu.Albert Fish acı çekmekten ve başkalarına acı çektirmekten büyük zevk alıyordu.Ve bunu din adına yaptığını düşünüyordu.Kendi kendinede çeşitli işgenceler uygulayan Fish kendi idrarını içip çivili sopayla kendine vurma,kasıklarına iğne batırma ve saçını iğne geçirilmiş tarakla tarama gibi davranışlar sergilemiştir.Bu fiziksel işgencelerle kendi günahlarını cezalandırdığına inanıyordu. İşkence yaptığı ve öldürdüğü çocukları "tanrıya verilen kurbanlar" olarak düşünüyordu.
Fish, 1934 yılında kendi hatası yüzünden, kendisini yakalamayı kişisel bir konu haline getiren polis William King'in eline düştü. "Brooklyn Vampiri", Budd ailesine, kızlarını nasıl öldürüp yediğini anlatan mektuplar göndermesi nedeniyle yakalandı.
1935 yılında yargılanmasının sonunda deliliğine kanaat getirildiyse de elektrikli sandalyede idam cezasına çarptırıldı. Kararı duyunca "Hiç tatmadığım bu büyük zevki tatmaktan mutlu olacağım" diye açıkladı. Albert Fish'in idam cezası, 16 Ocak 1936 tarihinde Sing Sing hapishanesinde elektrikli sandalyede infaz edildi.
Albert Fish'in Yediği Kızın Annesine Yazdığı Mektup
"Sevgili Bayan Budd,
1894'de bir arkadaşım Steamer Tacoma adlı bir gemide tayfa olarak çalışıyordu. San Fransisco'dan HongKong'a sefer yapıyorlardı. Oraya vardıkarında karaya çıkmış ve içip, sızmışlar. Uyanıp limana gittiklerinde, gemi çoktan hareket etmişti. O yıllarda Çin'de açlık krizi vardı. Etin her türlüsü 1-3 $ dan satılıyordu. Açlık ve acı okadar büyüktü ki en fakir aileler arasında, diğerlerini kurtarmak için 12 yaşın altındaki çocukları yiyecek olarak satıyorlardı. 14 yaşın altındaki hiçbir kız veya erkek çocuk sokaklarda güvende değildi. İstediğin kasaba gidip pirzola veya biftek alabilirdin. Çıplak çocuk bedeninin parçalarını getirip hangi bölümü istersen kesip veriyorlardı. Özellikle de kıçları dana bonfile gibi en pahalı fiyata satılıyordu, çünkü en lezzetli bölümü orasiydi. John orada o kadar uzun kaldı ki, insan etinin tadına karşı bir beğeni kazandı. New York'a döndükten sonra biri 7 biri 11 yaşında iki erkek çocuk kaçırdı. Onları eve götürüp soydu, bağladı ve bir dolaba kapattı. Günde bir kaç kez, hatta bazen geceleri, etleri yumuşak ve lezzetli olsun diye onları sopayla dövüyordu, işkence ediyordu. Önce 11 yaşındakini öldürdü çünkü kıçı daha büyük ve tabii ki eti daha fazlaydı. Kafası, sindirim sistemi ve kemikleri hariç her parçasını pişirip yedi. Onu fırında kızarttı ( Bütün kıçını ), haşladı, yağda kızarttı, ızgara ve güveç yaptı. Küçük oğlan da aynı kadere uğradı. O sıralarda ben 409 E 100 St. da oturuyordum, hemen yan komşusu olarak. Bana insan etinin ne kadar lezzetli olduğunu o kadar çok anlattı ki, sonunda bende denemeye karar verdim.
3 Haziran 1928 Pazar günü sizi aradım ve geldim. Size süzme peyniri ve çilek getirdim. Öğle yemeği yedik. Grace kucağımda oturdu ve beni öptü. O zaman onu yemeye karar vermiştim.
Onu parti bahanesiyle götürecektim ve sen, evet gidebilir, dedin. Onu Wenchester'daki daha önceden seçtiğim boş bir eve götürdüm. Oraya vardığımızda ona dışarda beklemesini söyledim, o da kır çiçekleri toplamaya başladı. Üst kata çıktım ve bütün kıyafetlerimi çıkardım, çünkü çıkarmazsam kan olabilirlerdi. Hazır olduğum zaman camdan onu çağırdım ve gelene kadar bir dolaba saklanıp bekledim. Beni çırılçıplak gördügü zaman bağırmaya başladı ve merdivenlerden aşağı kaçmaya çalıştı. Onu yakaladım, beni annesine söyleyeceğini söyledi. Önce onu soydum. Nasıl da tekmeledi, ıssırdı ve tırmaladı. Onu ölene kadar boğdum, sonra da etini odama taşıyabilmek için kücük parçalara ayırdım. Onu pişirip yedim. Kücük kıçı fırında kızardıktan sonra nasıl da lezzetli ve yumuşak olmuştu. Bütün vücudu bitirmem 9 günümü aldı. Onu becermedim, isteseydim yapabilirdim. Bakire olarak öldü."
![](https://img.wattpad.com/cover/19835726-288-k62062.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seri Katiller
FantastiqueONLAR CİNAYETLERİYLE ADETA "DEHŞET GÜNLÜĞÜ" OLUŞTURDULAR, FİLMLERE KONU OLDULAR, YAKALANDIKLARI ANA KADAR İNSANLARI KORKUYA MAHKUM ETTİLER. ONLAR SERİ KATİLLER... Bu kitapta anlatılan tüm katiller ve cinayetleri belgelenmiş,kanıtlanmış,mahkemelerce...