Seri Katiller

Gilles de Rais

 Modern seri katillerin öncüsü kabul edilen Gilles de Rais aslında 15. yüzyıl Fransa’sında yaşamış soylu ve zengin bir aristokrattı. St. Joan of Arc yani bilinen adıyla Jeanne Dar’c adına savaşıp mareşal rütbesine kadar yükselmişti. Belki de bu yüzden olsa gerek işlediği korkunç cinayetler yıllar boyunca kolayca örtbas edilebildi. Serveti ve gücü zayıflayınca iğrenç sırlarını daha fazla saklayamadı. Şatosundaki kölelerin ifadelerine göre Gilles de Rais, küçük yaştaki sarışı ve mavi gözlü çocuklara ilgi duyuyordu. Fransa’nın ve Avrupa’nın çeşitli yerlerinden kaçırılan küçük çocuklar Machecoul’daki şatosunda bir odaya getirilirek akıl almaz işkencelerle öldürülmüş. Üstelik de bunu kölelerine yaptırıp kendisi izlerken zevk çığlıkları atarmış. Rais’in kölelerinden, aynı zamanda cinayetlerin en büyük tanıdığı olan Henriet’in günümüze ulaşan ifadelerine göre; Rais, bu işler için ayrılan bi odaya getirilen küçük çocukların şah damarını kestirerek, bütün odayı kanla boyayan çırpınışlarını izler daha sonra cesetlerine tecavüz edermiş. Pek çoğunu da öldürmeden önce sakat bırakıp ağlamalarından haz duyarmış. İşin en garip yanı ise çocuklar öldükten sonra gözyaşları içinde üzülerek ruhlarının cennete gitmesi için dua edermiş. Bu şekilde öldürülen çocuklar aynı odada eşyalarıyla birlikte yakılır, odaya sinen kokuyu engellesin diye Venedik’ten getirilen parfüm ve esans küpleri dökülürmüş. Gilles de Rais’in bu şekilde öldürdüğü çocukların sayısı tam olarak bilinemekle beraber 80-200, bazı kaynaklarda 600′e kadar vardığı düşünülmektedir.

Dünyaca ünlü Mavi Sakal söylencesi aslında Gilles de Rais’in hayat hikayesine dayanmaktadır. (Tıpkı Drakula efsanesinin aslında Kazıklı Voyvoda olarak bilinen III. Vlad Tepeş’in hayatına dayanması gibi.) Söylencede Mavi Sakal’ın eşlerini öldürdüğü anlatılır ancak aslında Gilles de Rais küçük çocukları öldürüp vücutlarından elde edilen yağları satmaktaydı. Çünkü cadıları uçmak için bu çocuk vücudundan elde edilen yağları kullandığı sanılmaktaydı. Parası ve gücü azalınca etrafından insanları kontrol edememeye başlayan de Rais kölesi Henriette tarafından 1440 yılında ihbar edilmiş ve şatosundaki korkunç oda bulunmuştur. Rais’i yargılayan yargıç odadaki onca parfüme rağmen sinen yanık kokusunu alınca sorgusuz sualsiz idam kararını vermiş. Rais’in idam edilmeden önceki son sözleri ise ibret vericidir: “Anneler ve babalar gençlerin hısımları ve akrabaları beni iyi dinleyin. Gençlere göz kulak olun, onları ahlaki değerlerle büyütün şayet benim büyüdüğüm tarzda yetişirlerse, onlarda benim düştüğüm uçuruma düşerler.”