~Özgürün gerçek yüzü~

983 50 14
                                    

«ÖZGÜRDEN»

Besteyi evine bıraktıktan sonra ondan kurtulmanın sevinciyle arabayı hızla eve sürdüm. Evde beni bekleyen kuzenimin güzel vücudunun hayaliyle eve girip odama cıktım.

Odaya girer girmez onu iç çamaşırları ile görmem bir oldu. Hızla dudaklarına yapışıp onu yatağa yatırdım. Beni bu gecede tatmin edecekti. Zaten kadınlar bundan ibaretti benim için ve bestede bunlardan biri. Düşüncelerimi kenara atarak simgenin üstündekileri çıkardım işte eğlence başlıyor.

------------------------------------------------

«BESTEDEN»

Sabah uyandım ve kendimi hızla banyoya attım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra salaş bir tişört ve kot şort giyerek aşağı indim. Emrenin evde olmadığı gerçeğiyle yüzleşene kadar her yerde onu aradım. En son bulamayacağım kesinleşti ve bende evde boş boş oturmaktansa özgüre sürpriz yapma fikrini daha cazip buldum ve hızla evden çıktım.

Otobüs durağındaki uzun bekleyişlerim ve otobüsteki ezilme süreçlerimin sonunda nihayet özgürlere vardım. Ve şans benden yanaydı. Apartmanın kapısını açık görmemle ona sürpriz yapma olasılığım arttı ve hızla asansöre binip '5' tuşuna bastım. Özgüründe benim gibi paspas altına veya kapı önü posta kutusuna anahtar koyma huyu olduğunu umarak kapı önündeki her şeyi kontrol ettim. Tabikide benim kadar salak değildi koymamıştı yani. Bu düşünceyle zile basacakken kenardaki bakmadığım çiçek saksısı gözüme çarptı ve hemen saksıyı kaldırdım. İşte ordaydı. Demekki özgürde salakmış düşüncesiyle kapıyı açtım. Bunu yaparken ayrı bir özen sarf etmiyordum tabikide. Hayvan yine hayvan. Hiçte sessiz olmayan bir biçimde kapıyı açtım ve özgürün odasının yolunu tuttum. Kapıya geldiğimde yine hiçte sessiz olmayan bir biçimde paldır küldür odaya daldım ve gördüğüm manzara üzerine yere çivilendim. Benim odaya girişimden dolayı uyanan çıplak iki kuzen duruyordu karşımda.

Gözüme hücum eden yaşları durdurmadım. Çatlak ve titreyen sesimle konuştum. "Ö-özgür?"

Kafasını kaldırıp bana baktı, gözlerimin içine fakat tek kelime etmedi. Bu sessizliği bozmak ve açıklama duymak için tekrar konuştum. Hala ağlıyordum ve sesim boktan farksız değildi. "Hadi konuş. Konuşsana. Yanlış anladın desene. Dinliyorum açıklama yap. Bu, bu kabul edilemez bir şey senden iğreniyorum. Senden nefret ediyorum. Sen kuzeninin bedenini kirleticek kadar alçak bi adamsın ve-" aklıma gelen şeyle sözümü kesip hızla telefonumun kamerasını açarak resimlerini çektim ve sözlerimi ekledim "ve bu alçaklığı gören sadece ben olmayacağım."

Özgür hala tek kelime etmiyordu. Çektiğim resme bile tepki vermemişti ve kuzeni, onunda konuşmaya cesareti yok gibi duruyordu. Özgürün aksine kafasını yere eğmiş utanmışa benziyordu. Fakat özgürün yüzüme bakan umursamaz yüzü dahada sinirlenmeme sebep oluyordu. Tek kelime daha etmeden ordan uzaklaştım. Nereye gittiğimi bilmiyordum veya ne yapacağımı. Şu an tek yaptığım yönümü bilmeden koşmaktı. Ayaklarım beni nereye götürecekti bilinmez ama bugün kalbim beni özgürlere sürüklemişti. Evet şanslı günümdeydim. Daha fazla keriz yerine konmamak için büyük bir şanstı benimkisi. Bu düşüncelerle hiç durmayan göz yaşlarıma yenileri eklendi.

------------------------------------------------

Önümde bana mendil uzatan çocuğa baktıkça ağlamamı umursamadan gülümsedim ve mendili alıp kaba bir şekilde burnumu sildim. Şu anda sahilde tek başıma ah pardon mendil satan sevimli bir çocukla beraber bağdaş kurmuş yumuşak kum üzerinde oturuyoruz. Çok iyi bir dinleyici bulmuştum kendime ben anlatıyorum oda kendi kendine beni teselli etmeye çalışıyordu. Çelimsiz elleri bana sık sık mendil uzatırken ona sarılma isteği uyandıran gülüşüyle bana bakıyordu. Ve yine aynı durumdaydık. Ben kim bilir bilmem kaçıncı kez onun elindeki mendili alıp ona sıkıca sarılıyordum. Havada kararmaya başlamıştı fakat gitmek istemiyordum yanımdaki ufaklığın omzunda ağlamak iyi geliyordu. İşte tam bunları düşünürken çocuğun cılız ama bir o kadarda sevimli sesini duydum. "Abla benim artık gitmem lazım annem ve babam merak eder. İstersen-" mendilleri bana uzattı ve devam etti. "bunlar sende kalabilir." Ona yine sıkıca sarılmak isterken durmadım ve sarıldım. O hala kollarımdayken konuştum. "Teşekkür ederim ufaklık. Herşey için hem iyi bir dinleyici hem iyi bir destekçi hemde iyi bir arkadaş olduğun için. Yanlış anlamanı istemem ama-" dedim ve cebimdeki tüm parayı çıkarıp ona uzattım. "bunu almanı istiyorum." diyede ekledim. Çocuk şaşkınca geriledi ve "Hayır hayır ben para istemiyorum." dedi. "Bunu sana teşekkür için veriyorum. Tüm gününü benimle geçirdiğin için ve tüm mendillerini sümüklü bir kıza feda ettiğin için veriyorum. Geri çevirme lütfen." dediğimde biraz çekinsede parayı aldı ona son kez sarıldıktan sonra ayrıldık. Başka param olmadığı için eve yürüdüm. Esen rüzgar saçlarımla beraber içimdeki aşkıda savuruyordu.

Ne olmuştu bize böyle? Bunu bana nasıl yapabilmişti? Sevmemiş miydi?

Aklımdaki düşüncelerle beraber eve girdim. Emrenin vahim halimi görüp sorduğu sorulara cevap vermeden odama çıkıp kapımı kilitledim ve kendimi yatağa attım. Saatlerdir ağladığım yetmezmiş gibi tekrar ve tekrar ağladım. Ağlamanın yarattığı etkiyle gözlerimi kapatıp uykuya daldım.

SINIR VAR ÜZGÜNÜM!

VE İŞTE YENİ BÖLÜM GELDİİİ :d OKUYUCU SAYISI ARTIYOR VE BEN ÇOK MUTLU OLUYORUM. ÜZGÜNÜM AMA SINIR KOYUCAM.

10 VOTE+5 YORUM GELENE KADAR YENİ BÖLÜM YOK ÖZÜR DİLERİM SİZİ SEVİYORUM. VE BESGÜR SON BULDU. AYRICA BUNLAR UZUN SÜREDİR OKULA GİTMİYOR. 3 AY TATİLİNDELER SONRAKİ BÖLÜMLERDE OKUL AÇILACAK HSHJSJSBS

UYKUCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin