Bölüm 1 - Yatak

22 0 0
                                    

 Kapı ikinci kez çalmama kalmadan açılmıştı. Ama sağ kolunda boylu boyunca çiçek desenli dövmesi bulunan benden en fazla 10 yaş büyük ciddi manada güzel esmer bir kadını beklemiyordum. '' Ahh geldin demek Kardelen. Kusura bakma almaya gelemedim. İçeri girsene. '' Ve beklemediğim şeylerden biri de tarzına tamamen aykırı olarak bana çok sevecen davranmasıydı. Bavulumu elimden kaptığı gibi içeri bi yere fırlatmış yada bırakmıştı. Ayakkabılarımı çıkarmama izin vermeden beni kucaklayarak '' Yenı evine hoşgeldin hayatım. Seni en son gördüğümde henüz bıyıklarımı almıyordum. '' dedi ve güldü. Gülüşünde çaresizlik olmayan tiplerdendi. Bende istemsizce gülüp sonunda ağzımı açmıştım. '' Hoşbulduk. Acaba lavabo ne tarafta ? '' Bulunduğumuz holün karşısında geniş ve kapısı bulunmayan bir salon duruyordu. Onun haricinde sağ ve sol koridorlardan başka bir kapı göremiyordum. Beni sol koridora itekleyerek ‘‘ Bu taraftan tatlım " dedi. Koridorda üç kapı vardı. Ikisi karşılıklı dururken diğeri en sondaydı. Beni en sonuncusunun önüne getirip ‘‘ Burası. " dedi. ‘‘ Teşekkürler Gülşah hala. " dediğimdeyse ‘‘ Koridorun sonundayım işin bitince gel. " diyip beni tek başıma bıraktı. Lavaboda hem tuvalet hem duş ortaktı.

Aynadaki yansımamı beğenmemiştim. Açık kahve gözlerim koyulaşmış beyaz tenim kızarmıştı. Kabaran bal rengi saçlarımsa berbattı. Yüzümü yıkarken kendime o soruyu sorabildim. ‘ Ne işin var burda ? Ne yapıyorsun ? ' Buraya teyzemin yanından geliyordum. Onunla bu şehre iki saat uzaklıktaki eski evimizinde olduğu Ankara' da yaşıyorduk. Babam yurtdışında çalıştığı için ve beni yanında istemediğinden göçebe gibiydim. Ailecek geçirdiğimiz araba kazasından sadece benle babam sağ kurtulabilmiştik. Annem ve abim oracıkta ölmüştü. Babam acıdan kaçmak için çalışma bahanesiyle gitmişti. Bense önce babannemde daha sonra uzunca bi süre teyzemle kalmıştım. Buraya gelme sebebimse teyzemin evlenmiş olmasıydı. Hamileydi ve kendi küçük çekirdek ailelerini kurmayı hakediyorlardı. Halamsa doğru zamanda arayıp onunla kalmamı teklif eden biriydi sadece. Babamla araları yıllardır kötü olduğundan onunla pek görüşme şansımız olmuyordu. Ailenin asi kızıydı ve kafasına koyduğunu yapıyordu, ailesini kaybetmek pahasına bile olsa. Aynadaki yansımam ona hiç benzemese bile huy olarak herkes nerdeyse aynı olduğumuzu söylüyordu.

Mor havluyla ellerimi kurulayıp koridora çıktım. Beyaz duvarlarda küçük yaz mevsimi tabloları vardı. Yerde halı yada yolluk yoktu ve koyu kahve döşeme yeni silindiğini belli ediyordu. Salonun önünden geçip karşı koridora ulaştığımda iki kapı çıkmıştı karşıma. Açık olandan oranın mutfak olduğunu anlamıştım. ‘‘ Burdayım, gel kahvaltı hazırladım sana. '' Halamın sesiyle mutfağa girmem bir olmuştu. Sucuklu yumurta yapmasına rağmen dikkatimin tamamını mutfağın boyutu sömürmüştü. Oldukça genişti. Sağda köşe takımı ve karşısında ufak bi lcd vardı. Lcd yarım bi duvarın üzerindeydi ve duvarın öteki kısmında yemek masası vardı. Ve uzunca bi akvaryum. Mutfağın diğer yarısıysa bilindik mutfak eşyalarıyla doluydu. Balkona açılan kapı tül perdenin arkasındaydı.

‘‘ Mutfağın çok güzel '' derken masada bana ayrılan yere oturmuştum. ‘‘ Teyzeminkine iki sandalyeyi zor sokuyorduk. '' Ikimizde gülerken ocaktan aldığı tavayı ortamıza koydu. ‘‘ Işim gereği mutfağım büyük olmalı. Yani ben öyle düşünüyorum. '' Tabağıma sucuk koyarken ‘‘ Işin ne ? '' diye sordum.  ‘‘ Cafe pastane tarzı bi yer işletiyorum. Ürünlerin çoğunu ben yapıyorum. Sana da tam bu yüzden ihtiyacım var. '' Çatalı tutan elim durmuştu. ‘‘ Bana tam olarak nasıl ihtiyacın var ? " Elbette ki beni buraya çağırışı sevgiden değildi. En başta şüphelenmediğim için kendime kızıyordum. Tüm insanlar aynıydı. Çıkarlarına göre yaşarlardı. Düşünür gibi yaptıktan sonra konuşmaya başladı. ‘‘ Sana en doğrusunu söylemem gerekiyor sanırım. Hazırsan anlatıyorum. " Bana doğru tüm vücuduyla döndü ve boğazını temizledi. ‘‘ Kafede garsonluk yapamam veya yaptığım tatlıları taşıyamam. Yani bi süreliğine. Sen bu işleri yalnız yapmayacaksın elbette. Part-time birini daha bulacağım. Maaşda vereceğim tabi. " Soluklanmak için biraz durdu ve portakal suyunu yudumladı. ‘‘ Bu arada ben hamileyim. Babasını sorma. Geri gelmeyecek ve biyolojik yaşım ilerliyor. Tekrar anne olamayabilirim. Sana bu yüzden ihtiyacım var. " Ellerimi tutup sıktı. Ama ben şaşkınlıktan hissedemiyordum bile. Kendimi toparlayınca ‘‘ Emin misin ? Aldığın karar yüzünden çok acı çekebilirsin. Buna hazır olduğundan emin ol. " diyebilmiştim. Bana gülümseyip ‘‘ Hiçbirşeyden bu kadar emin olmamıştım ." dedi. Gözlerinden emin olduğunu anlamak çok kolaydı. Etraftaki garip havayı dağıtmak için ‘‘ Kaç aylık ? " diye soruvermiştim. ‘‘ Dört aylık. " derken yüzü gülüyordu. Ikimizde ona yardım edeceğimi biliyorduk. Istemsizce karnına baktım. Hamile gibi değil daha çok göbekli gibi duruyordu. Giydiği bol tişörtten anlamak pek mümkün değildi. Hamile teyzemin yanından kaçıp hamile halama sığınmıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 23, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kelebeğin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin