Kim's Kingdom | Namjin

•|°3°|•

Kolumdaki sert tutuş yerini nazik olana bırakmıştı. Ağlamamak için bir direniş içindeyken ağzımdan kaçan hıçkırığa engel olamadım.

"Bencil olmayı sadece kötü bir şey olarak görmen senin sonun olacak gibi hissediyorum. Onları düşünme ve onlar için üzülme. Onlar idam haberi geldiğin de gerçeği söylemeyi düşünmemişlerdi. Senin için üzülmediler. Eğer bir daha bu konu bahanesiyle göz yaşı dökersen , sonun kötü olur."

Bu konuşmandan üç yargı çıkarabildim.

Birincisi Kral Seok Jin'in gaddarın teki olduğu ;

İkincisi bu konu dışında göz yaşı dökecekmeme göz yumacağıydı.

Üçüncüsü ise , her koşulda asaletini ve yakışıklılığını koruduğu idi.

"Peki efendim." İç çekerek durduğumuz koridorda biraz soluklanmış ve Kral Kim tarafından kolumun çekilmesi ile hareket etmeye devam etmiştim.

Gül ve altın işlemeli kapı önündeki muhafızların izni ile açılırken kralın beni nereye getirmiş olabileceğini düşünüyordum.

Kalfa Hoseok'un yanı? Belki
Kalacağım oda? Bu kadar büyük olamaz.
Yatakhane? Kral beni niye yatakhaney-

"Bir yere otur ve beni bekle."

Açılan kapı ile içeri girerken , gözlerimi karşımdaki manzaradan alamıyordum. 

Tam kapının karşısında duran pencereden krallığın her yeri görünüyordu diyebilirim.

Pencereye daha yaklaşacakken Kral Kim kızabilir düşüncesi ile odadaki tek oturulabilecek yer olan yatağın ucuna oturdum.

Yatak dört kişiyi içine alacak büyüklükteydi , üzerinde gümüş rengi ve işlemelerle süslenmiş bir örtü vardı.

En güzel yanı ise çok rahattı. Parmağımla yatağa baskı uygulayıp eski görünümüne geri dönünce bunu bir döndü hâline getirmiş ve bu hissi çok sevdiğimden dolayı kıkırdamalarıma engel olamamıştım.

Önümde beliren gölge ile kafamı kaldırdım.

"Şu listeden 3 özellik seç."

Elime verdiği 49 maddelik kağıdı incelerken çekinerek sordum.

"Bu neyin listesi kralım?"

"Bunlar benim güçlerimin listesi. Hepsini aklımda tutmam zor oluyor."

Yanıma oturarak devam etti." Seçtiğin üç özelliği sana vereceğim. Hadi seç"

Gözlerimi pörtleterek ona baktım. Meşhur özel güçlerinden bana hediye mi edecekti şimdi?

"Hayvanları anlayabilme?"

"Tamamdır."

"İnsanların senin hakkındaki düşüncelerini anlayabilme."

"İşime yarıyordu ama olsun. Son bir tane kaldı."

"İnsanları mutlu edebilme"

"Olmaz."

Niye diye sormadım. Daha doğrusu soramadım.
Kralı sorgulamak cidden delilik olurdu.

"Hmm nefes almadan 5 dakika durabilmek olabilir mi efendim?"

"Olur. Şimdi yatağa uzan ve beni bekle."

Yutkunarak kafamı salladım ve yatağın ucuna doğru uzandım.

Bu odayla bağlantılı, büyük ihtimal çalışma odası olarak kullandığı odadan elinde camların içinde renkli sıvılar, büyükçe yassı bir taş ve beyaz bir havlu ile döndü.