•|°5°|•

5.7K 559 756
                                    

Kırpıştırdığım gözlerim ile Kral Kim'e bakarken ellerimi hızlıca kendime doğru çektim.

"Çok kaldık suda çıkalım artık."

Ne? Bir şey olmamış gibi davranması bana uyardı ama bunu beklememiştim açıkçası.

Onun peşinden hızlı adımlarla karaya ilerledim.

"Yanında yedek tişört var mı?"

Gövdesini havluyla silerken sorduğu soruya odaklanmam zordu.

Bir insanın nasıl bu kadar geniş omuzları olabilirdi ki.

"Hayır efendim."

Kurumaya yüz tutmuş iç çamaşırımın üstüne hızlıca pantolonumu geçirdim.

Kralın uzattığı tişörtü de yavaşça aldım ve giydim.

"Sen saçlarını kurula benim bir işim var, hemen geleceğim."

Havlunun durduğu büyükçe taşın üstüne oturdum ve havluyu saçlarıma sardım.

Saçlarımın havluyu boyayacağı korkusuyla, havluyu kontrol ettiğimde havlunun temiz olması ile rahatlamıştım.

Esen rüzgar ve Kral Kim kokan tişörtün içinde huzurluydum.

Tabi aklıma yaptığım rezillikler gelince bu huzur yerle bir olmuştu.

Karışmış saçları, terli ya da ıslak(?) olduğundan üstüne yapışmış gömlekle yanıma gelen Kral Kim bu durumda kaldırabileceğim en son şey bile değildi.

Eliyle at arabasını göstermesi ile hızla içeri oturdum ve en uç köşeye çekildim.

Araba hareket ederken bana attığı yan bakışları umursamamaya çalışarak önüme döndüm ve hızlıca saraya varmayı umdum.

..

"Efendim burası neresi?"

"Dağ evi."

"Peki bizim burada ne işimiz var?"

"Çok konuşuyorsun, güzel çeneni yorma daha fazla."

Kollarımı birbirlerine doladım ve yanaklarımı şişirerek ve kralı takip ederek eve doğru ilerlemeye başladım.

İçeriye girince köşedeki az önce yakılmış olduğu belli olan şömine içimi ısıtmıştı.

Amerikan mutfak modeli ile salona bağlanan mutfak dışında sol tarafta başka bir oda vardı.

Şöminenin önündeki mindere otururken saray yerine niye buraya geldiğimizi düşünüyordum.

"Birkaç günlüğünde burada kalacağız, yapmam gereken şeyler var çoğunlukla çalışma odasında olurum zaten, yatak da o odada. Tek kişilik olduğu için ben yatacağım orada ,sen buradaki koltuklarda yatabilirsin. Mümkünse beni rahatsız etme."

Koltukta yatardım yatmasına da 2 saat öncesine göre çok kabaydı?

Kafamı sallayarak onu onayladım ve
mindere kıvrılarak yattım.

Haklıydı, ayak bağından başka bir şey değildim.

Ama umut veriyordu ki bana.

Mindere daha da sıkı sarıldım.

Gözyaşlarımı koluma sildim ve derin bir nefes aldım.

'Keşke ölseydim.'

Odadan gelen kırılma sesleri ile yerimden doğruldum.

Bir hışımla yanıma gelen Kral Kim beni kendine çekti.

Göğsüne sertçe çarptım. Çenemi sertçe kavrayan eli canımı acıtıyordu.

"Saçma sapan konuşma. Sadece sen varken işime odaklanamıyorum."

"Rahatsız ediyorsam sizi beni niye buraya getirdiniz, saraya bıraksaydınız."

"Sana beni rahatsız ettiğini söylemedim. Ayrıca saray ben olmadığım zaman senin için en güvensiz yer."

"Saray niye en -"

"Aish, biraz daha konurşan; seni yiyeceğim."

Utançla başımı aşağı eğdim.

Krallığı bipolar bir kral yönetiyormuş. Harika!

"Hey, ne düşündüğünü anlayabiliyorum. Beni dengesiz yapan sensin."

Rezillik kat sayıma bir yenisi daha eklendikten sonra mutfağa doğru giden kralın peşinden adımladım.

Rafın üzerinde duran sütü bardaklara boşaltmış ve soldaki bardağa bir kaşık bal koymuştu."

"Al bakalım."

"Efendim, ballı süt sevdiğimi nereden biliyorsunuz."

"Ben her şeyi bilirim."

Çatık kaşlarım ile ona bakarken , o sütünü yudumluyordu.

"Güçlerini yarından itibaren kullanabileceksin. İlk başlarda keskin bir baş ağrısı yapar, sonra alışırsın."

Uzattığı içi boş bardağı aldım ve kendiminkiyle beraber yıkadım.

Güçlerin işleğişini gerçekten çok merak ediyordum.
Umarım üstüsinden gelebilirdim.

Kral Kim odasına girdikten sonra ben de yorgun bedenimi koltuğa attım.

Uyumak iyi gelirdi belki.

..

Yaklaşık 3 saattir uyumaya çalışıyordum ama uyku aşığı olan benim hiçbir şekilde gözüme bir damla uyku girmiyordu.

Hava çoktan kararmıştı. Kral uyuyor olmalıydı.

Kısa süre sonra duyduğum ayak sesleri ile gözümü sıkıca kapadım ve yüzümü yana çevirdim.

Kulağımı dolduran huzurlu sesin aksine söylediği cümleler içimi korkutmuştu.

"Uğraşıyorum çünkü, tehlikedeyiz miniğim. Sonumuzun gelmemesi için bu tavırlarım."

Kulağıma tüy kadar hafif bir öpücük
konudurduktan sonra gitmişti.

Gece boyunca yankılanmıştı bu ses kulağımda,

'Tehlikedeyiz...'

______________________________________

Kısa ama kilit noktası olan bir bölümdü.

Diğer bölümü fazla bekletmeden atmaya çalışacağım.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Sizi seviyorum,

Namjin'le kalın.💛



Kim's Kingdom | NamjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin