#1. Sapık!

42 3 2
                                    

Medya: tanıtım videomuz :)

İyi okumalar ❤

"Abla bu hal ne? Pşt kime diyorum? Alooğ!"dediğim de sümüklü peçetesini suratıma fırlattı. Duvara sabit bir şekilde bakıyor ve ileri geri sallanıyordu.

"Abla konuşsana dilini mi yuttun? Yoksa inme mi indi?"

Telaşla etrafıma bakınırken orda duran suyu döktüm. Yine de bir tepki vermedi. Aklıma gelen şeyle hızlıca önünde durdum. Çenesi tuttum. Ve bir tokat attım.

"Laaan!"diye bağırıp üstüme atladı.

"Abla... napıyorsun olmayan aklını sevdiğim?"deyip kolumu ısırmaya çalışan gerizekalıya baktım.

"Bak bırak beni! Valla bağırırım şimdi komşuları buraya toplarım! Yada gider elbiseni keserim"dediğim de kafasını kaldırdı. Gözlerini kısıp bana baktı.

"Seni ISIRIRIM!"diye cırlayıp yanağımı ısırmaya çalıştı.

"Lan bir... dur!"diyip onu ittim. Bana hala kaşları çatık bir şekilde bakıyordu.

"Ne bu hal?"diye sorduğum da bana gözlerini devirdi.

"Depresyondayım unutuldum. Aldatıldım. Sevgi-"

Yüzüme hapşurduğunda gözlerimi kapattım.

"ULAN SANA ÇAMAŞUR SUYU MU IÇİRDİLER?!"

*************************

Yüzümü 15. yıkayışımdan sonra yüzüme maske takıp ablamın odasını temizlemeye gitmiştim. Tabi gittiğim geri çıktım.

Çünkü battaniyeye sarılmış salya sümük ağlayan ve yerde tepinmeye çalışan birisini görünce hızlıca odadan çıkıp üstüne kapıyı kitlemiştim.

Bari başka bir yeri dağıtmasın. Birde onunla uğraşamazdım. Şimdi ise Tuğçeyle birlikte canım arkadaşımızın evine doğru ilerliyorduk. Zaten birbirimize yakın oturuyorduk.

Evlerin önüne geldiğim de hızlıca bahçeye girerek zile bastım. Kapı açılmayınca telefonumu alıp *Yafrım* bulup üstüne tıkladım.

Hem zile basıp, hem de telefonla arıyordum. Telefonu açtığında gözlerimi devirdim.

"Nerdesin sen he! Zile basıyorum açmıyorsun! Bugün evde buluşucaktık unutmadıysan seni zeki! Şimdi ya şu kapıyı aç yada kapıyı aç! Ablam evde kafayı yemiş zaten! Birde sen beni sinirlendiriyorsun! Nap-"lafımı kesen ise kapıya yaslanmış, üstünde tişortu olmayan bir adet SAPIK! Tuğçe şaşkınca bakıyordu.

"Özge bana büyük bir açıklama borçlusun! Bu sapık kim?"diye cırladım.

"Sapık? Eve gelmiş zile basan sen ama ben niye sapık oluyorum?"

"Zile basmadan nasıl eve girmemizi düşünüyorsun? Kapının içinden geçerek falan mı? Hem sapıksın! Niye kapıya yaslanmış beni dikizliyorsun! Hem üstünde bir şey yokken!"diye cırladım.

"Dikizlesem seni mi dikizlerim be?"dediğin de gözlerimi devirdim.

"Burdan bakınca dikizliyormussun gibi görünüyor yalnız. Ayrıca sen kimsin?"

Ellerimi göğsümde bağlayıp dik dik ona baktım. Tuğçe dizi izliyormuş gibi bizi izliyordu.

"Ben benim sen kimsin?"

"Sanane benim kim olduğumdan sen kimsin?"diye sordum.

"Derin"diye mırıldanan Tuğçe'ye baktım.

"Derin kim?"diye soran sapığa tekrar baktım.

"Sanane Derin'nin kim olduğundan sen kimsin?"deyip gözlerimi kıstım.

Tuğçe yanıma gelip kulağıma fısıldadı. "Bu Deniz. Özge'nin abisi akıllı"diye fısıldadı.

"Ne? Şimdi bu sapık benim yafrumun abisi mi?"diye bağırdım.

"Yafrum?"diye sorduğunda onu göz ardı ettim.

"Demek tanıştınız"diyen Özge'ye baktım. Bakışlarımı görünce yutkunup sırıttı. Poşeti kaldırdi.

"Dondurma?"

***************************

Elimizde Özge'nin odasına oturmuş dondurma kaşıklıyorduk. "Ee napıyoruz?"diye soran Özge'ye baktım.

"Bana şu sapığı açıklıyorsun?"dediğimde bana "bu sapık kim?"dermiş gibi bakıyordu.

"Abinmiş."dediğim de kıkirdadi.

"Ne yaşadınız siz?"diye sordu.

"Dur ben anlatırım!"diyen Tuğçeyle gözlerimi devirdim. Birşeyden eksik kal be!

Tuğçe olayı anlatmış, şimdi de hepsi gülüyorlardı. Arkamda duran yastıkları onlara fırlattım.

"Susun"dediğim de bana bakıo tekrar gülmeye başladılar.

"Sen cidden abimin resmini falan görmemiş miydin?"

"Sence?"

"Neyse bırakın olayı. Napıyoruz?"

"Bence cafeye gidebiliriz"dedi Özge.

"Hep ordayız zaten. Bir çıkamadık cafe'den."

"Tuğçe haklı. Niye habire o cafe'ye gidip duruyoruz zaten anlamış değilim"dediğim de Özge gözlerini devirdi.

"Birgün şu gözleriniz önüne düşücek diye korkuyorum"

Tam tekrar gözlerimi deviricekken durdurdum. O sırada telefonum çalınca arayan kişiye baktım. Ablamım aradığını görünce hızlıca doğruldum.

Telefonu açtım. "Efendim"diye mırıldandım.

"KAPIYI MI KİTLEDİN?"diye bağırdı. Telefonu biraz uzaklaştırdım.

"Kapı mı kitlenmiş?"diye sordum.

"Derin. Ablacım. SEN SALAK MISIN? YOKSA SALAK TAKLİDİ Mİ YAPIYORSUN?"

"İkiside değil"

"GEL AÇ ŞU KAPIYI! YOKSA SENIN EN SEVDIĞIN POSTERLERİ YIRTARIM!"dediğin de hızlıca telefonu kapattım.

"Kızlar ben kaçar! Hadi görüşüruz."diyip hızlıca odadan çıktım. Aşağı indiğim de kapıyı açıp hızlica eve doğru koşmaya başladım.

Eğer o posterlere bir şey olursa kendimi asardım. Yada ablami gebertirdim. Ne de olsa ben niye kendimi gebertiyim?

Evin kapısını açıp içeri girdim. Koşarak yukarı çıkıp ablamın kapısın önüne gittim. Kapıyı açmamla üstüme birinin atlaması bir oldu.

Selaaam.

İlk bölümümüzü nasıl buldunuz. Yorumlara fikrinizi yazarsanız çok seviniriz. Şimdiden teşekkürler ❤

Diğer YarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin