MK - 5 / Karanlık Korkusu

67.8K 2K 1.3K
                                    


Multimedia : Gökhan Keskin ve Deniz Atakan

Arkadaşlar sık sık bölüm paylaşacağımı söylemiştim ama yorumun gelmemesi beni üzüyor ve hatalarım varsa da düzeltemiyorum. Rica etsem betimlemeler ve olayı anlatmam hakkında biraz yorum yapar mısınız lütfen...

İyi okumalar ❤

_______________🍁🍁🍁________________

Elimde süt poşetiyle çıktığım marketin dekolteli kasiyerine küfürler ede ede Gökhanın evine doğru yürüdüm.

Dün gece Gökhanın evinde kalmıştım ama sabah uyandığımda evde süt bulmayınca kafayı yemiştim. Her sabah süt içmeden evden çıkmayan bir insandım ve aynı zamanda süt içmeden de uyumazdım. Hayvan Yiğit dün yiyecek biseyler bulamayınca dolaptaki sütleri sömürmüş olmalıydı.
En son benim sütlerimi içtiğinde, araklamaya çalıştığı kıza en rezil fotoğraflarını göndermiştim ve o gün birdaha sütümü icmeyeceğine dair söz vermişti ama Yiğit ve Yiğitin midesinden bahsederken hiçbir şeyden emin olmazdınız.

Telefonum titreyince boşta olan elime arka cebimden telefonu çıkartıp aramayı yanıtladım.

"Efendim Gökhan?"

Gökhan aceleci ses tonuyla "Deniz benim acil çıkmak gerekti, sen kahvaltını yapıp gidersin okula hadi bayy" deyip kapattı.

Sövseydin birde yavrum be..

Beş dakika daha yürüdükten sonra eve gelmiştim. Bahçe kapısından girip kapıyı tekrar kapattım arkamı dönüp kapıya ilerliyordum ki Çağatayı kapının önündeki merdivenlere oturmuş yeri izlerken görünce duraksadım. Merdivenin em üst basamağına oturmuş ve dizlerini kendine çekmiş elleri de kafasının iki yanından saçlarında geziniyordu.
Düşünceli görünüyordu, ki öyle olmalıydı geldiğimi farketmemişti bile. Ayrıca bu saatte Gökhanın evine gelmek için fiyakalı bir sebebi olsa gerek. Ne işi vardı ki burda sabahın sekizinde?

Karsısında dikildiğimde somurtkan suratıyla hala yeri izliyordu. Gerçekten o nasıl bir dalmaksa artık hala farketmemisti beni.

"Ne işin var burda sabahın köründe."
Dediğimde şaşkınlıkla kafasını kaldırıp bana baktı. Gülümseyip ayağa kalktı. Ayağa kalkmasıyla beyaz tişörtünde oluşmuş büyük kan lekesini görünce elimi ağzıma götürdüm. Kim bilir ne halt karıştırmıştı. Ve daha önemlisi ben ne halt yiyecektim?

Halimi görünce yarasını yeni farketmiş gibi bakıp "ha o... önemli birşey değil Deniz, bir sargılık işi var."
Deyince gözlerine çıkardım bakışlarımı. Gerçekten salak mıydı bu çocuk? Iltihap kaparsa ölüme kadar yeri vardı ve ben yaranın büyüklüğünü bile anlayamamıştım, kan izleri dağınıktı.

Elimdeki poşeti kenara bırakıp kolunun altına girdim.

"Cidden salaksın! Iltihap kaparsa boku yersin gerizekalı" deyip onu içeri geçirdim. Gülüp " vay be, hakaret etmelerini özlemişim" deyince ona attığım bakışa gülüp sustu. Banyoya geçirip klozetin üzerine oturtturdum ve ilk yardım dolabını açıp sargı ve tentürdiyotu alıp geri kapattım ve elimdekileri çamaşır makinesinin üzerine koydum.

"Tişörtünü çıkartman gerek" dedigimde ıtiraz etmeden kollarını kaldırdı. Tişörtü çekip üstünden çıkarınca açılan göğsüne şaşkınlıkla baktım. Üzerinde derin kesiklerle intikam yazıyordu. Bıçağın açtığı kesiklerden çıkan kan pıhtılaşmıştı. Sanırım baya olmuştu yapılalı.

MAFYANIN KIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin