19.bölüm

3.2K 275 268
                                    

🖤

Kaan'dan

Suat abinin yardımıyla kurtulduktan sonra sessiz ve gizliden adamları takip ederek depoya ulaşmıştık. Dışarıdaki adamları beraberce indirirken, bir yandan içeriyi duymaya çalışıyordum. Daha önce bekleyip elinden kaçırdığı için bu kez babamın aceleci davranıp Deren'i ele geçirir geçirmez öldürmesinden korkuyordum. Yapabilecek kadar gözü dönmüştü çünkü. Bunu dün net bir şekilde görmüştüm.

"Abi içeri girmemiz lazım!"

"Sabret delikanlı acele işe şeytan karışır."

"İçerde şeytanın en büyüğü var abi ve sevdiğim kadın onun elinde."

Suat abi halimi farketmiş, endişemi göz ardı etmeden depoya girmenin yollarını aramaya başlamıştı. En ufak bir yanlış harekette hem Deren, hem bizim hayatımız tehlikeye girebilirdi.

Adamların ellerinden düşen silahlardan birini alıp bana attı. Havada yakaladığım silaha gerçekten Deren'in dediği gibi uzay mekiği muamelesi yaptığımı farkedince toparlanıp Suat abiye baktım. O da başka bir tane almıştı eline. "Şurdaki pencereden ateş edeceğiz. İyice dikkatleri dağılınca da sessizce içeri girip hepsini indireceksin."

"Silahlarla pek aram iyi değil abi. Hele adam öldürmek..."

"Ulan askerlikte mi yapmadın?"

"Yaptım...Ama orda öldürdüklerim teröristti adam değil."

"İçerdekileri de adamdan sayma zaten."

Haklı bulunca dediğini yapmaya karar verdim. O ateşe başlayınca ben de demir kapıdan içeri süzülüp iki tanesini anında indirdim. Aslında böyle şerefsizlere bunu yapmak zevkli bile gelmişti. Bir tek babam kalmıştı. Eli tetikte Deren'le birbirlerine bakıyorlardı ve ikisinin de gözlerinde bariz bir öfke dolanıyordu. Yanlarına gidecekken bir el silah sesi duydum. Ne olduğunu farkettiğimdeyse gözlerim kocaman oldu.

Suat abi o kadar mesafeden babamı elinden vurmuş, silahın da düşmesini sağlamıştı. Ardından babam ateş edilen tarafa baktığında gözlerini kıstı. Daha sonra bana döndü öfkeyle. "Sen de babanın karşısında yer almanın cezasını çekeceksin Kaan!"

Başka tek kelime etmeden kaçıp gitti. Deren bana baktı panikle. "Hemen ellerimi çöz. Gitmesine izin veremeyiz!"

Başımla onaylayıp ellerini çözdüm. O sırada belime yerleştirdiğim silahı saniyeler içinde alıp babamın peşinden koşmaya başladı. Yerdeki adamlardan birinin cebinden telefonunu bulup Serdar'ı aradım. Aslında Suat abinin telefonu olsa çoktan arardım da kendisi telefona ihtiyaç duymadığı için kullanmadığını söylemişti konuşmamız sırasında. Zaten beni arayacak kimsem yok demişti. Üzülmüştüm ozaman. Yalnızlık zordu bana göre ama o alışmıştı belli ki.

Telefon defalarca çalınca açmayacağını düşünürken son anda açıldı telefon. "Alo?"

"Serdar ben Kaan."

"Nerdesin oğlum sen? Seni arıyoruz dünden beri."

"Arıyoruz derken?"

"Burcu geldi. Olanları duyunca seni aradı ama bulamadık. Şu senin kızın ortağı mıdır nedir ona geldik ama onlar da yerinizi bilmiyormuş."

"Merak etme iyiyiz. Deren şu an babamın peşinde. Konum atacağım. Rüzgar'a söyle burdaki adamları toplasınlar."

"İyi olduğunuza emin misin?"

"Hadi Serdar uzatma. Bu gidişle ya babam Deren'e zarar verecek ya da Deren babama...Acele edin."

Telefonu kapattıktan sonra önce konumu atıp ardından Suat abiyle beraber Deren'in gittiği tarafa doğru gittik. Deren omzunu tutarak bize doğru gelince telaşla yanına gittim. "İyi misin?"

Zümrüd-ü Anka -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin